DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Türkiye ve ABD Arasındaki Yeni Dönem: Fırsatlar ve Zorluklar

Türkiye ve ABD arasındaki yeni dönemi keşfedin. Fırsatlar ve zorluklarla dolu bu süreçte neler bekleniyor? Detaylar için tıklayın!

11.04.2025
A+
A-

Türkiye ve ABD Arasındaki Yeni Dönem

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, Donald Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan kişisel yakınlığı sayesinde yeni bir açılım eşiğine ulaşmış durumda. Avrupa’daki güvenlik sorunları, ABD’nin Çin’e yönelik sert tutumu ve Orta Doğu’daki kırılgan dengeler, Türkiye’yi Avrasya ve Orta Doğu jeopolitiğinde güvenilir bir ortak olarak ön plana çıkarıyor. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci, bu dinamikleri değerlendirdiği analizinde, “Bu fırsat penceresinin kalıcı ve tutarlı işbirliklerine dönüşmesi, her iki ülkenin iradesine bağlıdır” diyerek önemli bir noktaya vurgu yapıyor.

LOBİLERİN ETKİSİ: FETÖ, ERMENİ VE YUNAN LOBİLERİ

ABD’deki politika üretim süreci, yalnızca stratejik çıkarlarla değil, aynı zamanda etkili lobilerin yönlendirmeleriyle de şekilleniyor. Ermeni lobisi, Yunan lobisi ve son yıllarda özellikle FETÖ lobisi, Kongre’de Türkiye karşıtı kararlar aldırabilecek önemli bir güç haline gelmiş durumda. Bu grupların etkisi, CAATSA yaptırımları, F-35 programından dışlanma ve İsrail’in Gazze’deki yıkımına ABD’nin verdiği destek gibi olaylarda net bir şekilde gözlemlenmiştir. Kireçci, “İsrail lobisi, sadece Gazze’deki olaylar üzerinde değil, Türkiye’nin savunma projeleri üzerinde de etkili olmuştur. Bu süreçte ABD’nin tutumu, lobilerden bağımsız olarak şekillenmelidir” değerlendirmesini yaparak lobilerin etkisini sorgulamaktadır.

TÜRKİYE’NİN FIRSAT KAPISI: ORTA DOĞU’DA YENİ DÜZEN

Yakın dönemde gerçekleşen Trump-Erdoğan telefon görüşmesi ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’ye muhtemel ziyareti, iki ülke ilişkilerinin kapsamlı bir hazırlık sürecine girdiğini göstermektedir. Trump’ın Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff’un “dönüştürücü” ifadesi, beklentilerin yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Masadaki en kritik başlıklardan biri, Suriye’nin istikrara kavuşturulması süreci olacak. Türkiye’nin burada oynayacağı yapıcı ve istikrar sağlayıcı rol, İsrail’in saldırgan tutumunu frenleyebilecek en önemli unsurlar arasında yer alıyor. ABD’nin ise bu süreçte Türkiye’nin barış çabalarına finansal ve diplomatik destek sunması beklenmektedir.

NATO VE SAVUNMA DOSYASI: F-35 VE F-16 SÜREÇLERİ

Türkiye’nin NATO’daki güvenlik sağlayıcı rolü, özellikle savunma teknolojilerinde son yıllarda yakaladığı ivmeyle daha belirgin hale gelmiştir. Bu kapsamda, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesi, CAATSA yaptırımlarının kaldırılması ve F-16 tedarik süreçlerinin tamamlanması, iki tarafın gündeminde öncelikli konular arasında. ABD’nin Avrupa Birliği’ne karşı dışlayıcı politikaları ve potansiyel NATO’dan çekilme senaryoları, Türkiye’yi Avrupa güvenliği için kilit bir ülke konumuna taşıyor. Bu denklemde Türkiye ile ABD arasındaki stratejik savunma işbirliği, Avrupa’nın güvenlik yapısını doğrudan etkileyebilir.

PYD’YE SİLAH YARDIMI VE GERİLİMLER

İlişkilerdeki en hassas dosyalardan biri, ABD’nin PYD’ye sağladığı silah ve istihbarat desteği. Türkiye, terör örgütü PKK’nın Suriye koluna yapılan bu yardımların, ne NATO ruhuyla ne de ikili ilişkilerle bağdaşmadığını açıkça ifade ediyor. Kireçci, “Türkiye bölgede DEAŞ dahil her türlü terör örgütüyle mücadele eden en aktif ülkedir. ABD’nin PYD’yle denge kurma stratejisi, bölgede yeni istikrarsızlıklar doğurabilir” diyerek önemli bir uyarıda bulunuyor.

İKİLİ TİCARETTE 100 MİLYAR DOLARLIK HEDEF

Türkiye ile ABD arasında ticaret hacminin genişletilmesi, stratejik uyumu güçlendirecek adımlardan biri olarak öne çıkıyor. Türkiye’den ihraç edilen ürünlere uygulanan %10’luk gümrük vergisi, diğer ülkelere kıyasla avantaj sağlıyor. Özellikle enerji, tekstil, demir çelik, gıda ve yüksek teknoloji ürünleri, bu hacmi artıracak başlıca sektörler arasında. Trump döneminde gündeme gelen 100 milyar dolarlık ticaret hedefinin güncellenmesi, her iki tarafın ortak eğilimi olarak görülüyor.

İSRAİL’İN SALDIRILARI VE POTANSİYEL KIRILMA NOKTALARI

İsrail’in Gazze ve Suriye’de sürdürdüğü saldırgan politikalar, Türkiye ile ABD ilişkilerinde potansiyel kırılma noktaları oluşturabilir. Türkiye, bu saldırıların durdurulmasını kalıcı barışın ön şartı olarak değerlendiriyor. ABD’nin İsrail’e silah ve moral desteği, ilişkilerde ani kopuşlara yol açabilecek kadar hassas bir konu haline gelmiştir. Kireçci, “Gazze’deki katliamın sürmesi, ABD-Türkiye ilişkilerinde telafisi zor gerilimler yaratabilir” sözleriyle bu riskin önemini vurguluyor.

BÖLGESEL GÜVENLİĞİN TEMİNATI OLARAK TÜRKİYE

Türkiye, merkezi otoriteleri zayıflamış ülkelerle çevrili bir coğrafyada enerji ve ticaret koridorlarının güvenliğini sağlamada, düzensiz göçü önlemede ve bölgesel istikrar üretmede öncü rol üstleniyor. Trump yönetiminin bu role vereceği destek, hem ABD hem de bölge ülkeleri açısından kritik bir adım olacaktır.

LİDERLER ARASINDAKİ YAKINLIK YETERLİ Mİ?

Trump ve Erdoğan arasındaki pozitif kişisel dinamikler, diplomatik ilişkilerin sorunsuz bir şekilde ilerleyeceği anlamına gelmiyor. Örneğin, Dışişleri Bakanı Fidan ile ABD’li mevkidaşı Marco Rubio’nun görüşmesinin ardından ABD’de tutuklanan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk vakası, lobilerin zarar verici etkisini ortaya koyuyor. Uzmanlar, iki liderin ortak anlayışının jeopolitik belirsizlikleri aşmak için güçlü bir fırsat sunduğunu, ancak bunun kurumsal düzeyde sağlam temellerle desteklenmesi gerektiğini belirtmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.