Toprak Donması Sebebiyle Kış Öncesi 800 Mezar Hazır Hale Getiriliyor

19.11.2020

A⁺

A^-

Tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını etkilerini sürdürürken, 53 milyonun üstünde kişiye enfekte oldu ve 1 milyon 300 kişinin canını aldı. Salgın için dünyanın dört bir yanında aşı çalışmaları devam etse de, internetteki bilgi kirliliği aşıyı yaptırmak isteyenlerin oranını düşürüyor.

Kovid-19 salgının başladığı ilk zamanlardan bu zamana, virüsün laboratuvarda üretildiği, 5G ile virüsün yayıldığı, Bill Gates’in herkese çip takmak adına salgın başlattığı, maske takmanın yararı olmadığı gibi birçok aslı olmayan iddia dolanıyor.

Bununla yanında, ekonomiye ve toplumsal hayata büyük zararlar veren küresel çaplı salgını durdurmak adına aşı çalışmaları sona doğru yaklaşırken ve bazı aşıların bu sene sonunda uygulanabileceği düşünülüyor. Fakat, internette yayılan komplo teorileri ve yalan içerikler insanların aşıyı kabul etmemesine neden olarak, milyonlarca kişinin hayatını riske atıyor. Bununla ilgili gerçekleştirilen araştırmalar doğrultusunda İngiltere ve ABD’deki aşı olmayı kabul etmeyen insanların çoğaldığı ve bu sebeple sürü bağışıklığının sağlanması adına gereken oranda kişinin aşılanamayacağı tespit edildi.

Londra Hijyen Tıp Okulu tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, sosyal medyada yer alan yanlış bilgiler doğrultusunda insanların Kovid-19 aşısı olma eğilimlerinin etkilenme biçimleri incelendi. Bunun yanı sıra internetteki yanlış bilgilere karşı savunmasın konumunda ve aşıyı reddetme eğiliminde olan sosyo-ekonomik grupların saptanması hedefleniyor.

TOPLAM 8 BİN KİŞİ İNCELENDİ

Araştırmaya, ABD ve İngiltere’den 6 bin kişi katılırken, Haziran ve Ağustos aylarında, doğru bilgiler ile beraber sosyal medya mecralarında geniş çapta yayılmış olan yanlış bilgilere yer verildi. Diğer 2 bin kişiye ise rastgele Kovid-19 aşıları ile ilgili doğru bilgiler verildi. Neticelerde, internette dolaşan bilgi kirliliğinin, aşı olmak istememeye büyük ölçüde neden olabileceği öğrenildi.

Yanlış bilgiler ile karşılaşmadan önce İngiliz katılımcıların yüzde 54’ü, ABD’de ise yüzde 41,2’si kesinlikle aşı olacağını aktardı. Fakat online ortamda karşılaştıkları bilgi kirliliğinden sonra bu oran sırasıyla yüzde 6,4 ve yüzde 2,4 onanlarına düştü.

SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI İÇİN TOPLUMUN YARISI AŞI OLMALI

Bilim insanları, aşı yapılmasıyla toplumda sürü bağışıklığı sağlanması adına en az nüfusun yüzde 55’inin aşı olması gerektiği aktarılıyor. Ülke genelinde yaşlı nüfus fazlaysa, bu oranın yüzde 80’e yükselebileceği belirtiliyor. Fakat, elde edilen sonuçlar doğrultusunda inceleme yapılan iki ülkede de yeterli aşılanma sayısının yakalanamayacağı tespit edildi. Yeni araştırmayı yürüten bilim insanları, bu durumun İngiltere ve ABD’deki yanlış bilgilerin olumsuz etkilerini azaltmanın oldukça önemli olduğuna değiniyor.

Öte yandan çalışmada, ABD’de Demokratların aşıyı reddetme durumlarının Cumhuriyetçilere oranla daha düşük olduğu, İngiltere’de dört büyük partiden birine üye olmayan kişilerin aşıyı reddetme ihtimalinin daha yüksek olduğu tespit edildi.

ABD’de bulunan birçok grubun Kovid-19 aşısı ile ilgili yanlış bilgilere karşı savunmasız durumda olduğunu aktaran bilim insanları, özellikle 35 yaş üstünün, yanlış bilgiler ile karşılaşmasının ardından aşıyı reddetme ihtimallerinin yükseldiğini vurguladı. İngiltere’de ise bilgi kirliliğinin, sosyo-ekonomik ve demografik gruplar arasında aşıya bakış açısını değiştirmesine yönelik bir fark meydana gelmediği tespit edildi.

KADINLAR AŞIYI REDDETME EĞİLİMİNE DAHA YATKIN

Yapılan araştırmanın makalesinde ‘Her iki ülkede de, lisansüstü derecelerin altında en yüksek eğitim seviyesine sahip bireyler, düşük gelir grupları ve beyaz olmayanların corona virüs aşısını reddetme olasılıkları daha yüksektir. Kadınların da aşıyı reddetme olasılığı erkeklerden daha fazladır. Bununla birlikte, her iki ülkede de artan sayıda daha fazla katılımcı, ailesini , arkadaşlarını veya risk altındaki grupları korumak anlamına geliyorsa bir aşıyı kabul edeceğini belirtti’ ifadelerine yer verildi.

İNTERNETTEKİ BİLGİ KİRLİLİĞİNE ENGEL OLUNMALI

Araştırmanın yöneticisi konumunda olan Profesör Heidi Larson, ‘Kovid-19 aşıları, bu pandemiyi sona erdirmek ve hayatlarımızı normale döndürmek için çok önemli olacak. Bununla birlikte, aşılar yalnızca insanlar onları kullanırsa işe yarar. Dezanformasyon, yeni aşıların yanı sıra genel halk sağlığı için gerekli olan sosyal mesafe ve maske gibi tedbirlerin uygulanmasını da olumsuz etkiliyor. Bu nedenle internetteki bilgi kirliliğine karşı savaş açılmalı ve politikacılar çift yönlü bir iletişim kullanarak onların endişelerini gidermeli. Aksi takdirde nüfusun büyük bir kısmı reddettiği için aşıların bulunması bir şey ifade etmeyecek’ açıklamasında bulundu.