DOLAR 32,2314
EURO 34,7514
ALTIN 2.439,38
BIST 10.218,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Az Bulutlu
İstanbul
14°C
Az Bulutlu
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C
Per 22°C

Tecrübeli bir gazetecinin gözünden

19.10.2018
A+
A-

Sayım Çınar, Brüksel’de gerçekleştirdiği lansmanla büyük ilgi çeken ve iki ülkenin okurları için de heyecan verici bir kitaba imza atan Fikret Aydemir’le söyleşti.

İnceliklere Dair Bir Kitap: Hayata Dair Bi’kaç Satır Brüksel’de kitabının tanıtımını gerçekleştirdik. Heyecan nasıl? Çok katmanlı bir kitapla karşı karşıyayız.
Elbette heyecanlıyım. Açılışta da söyledim, ilk imzalı haberim yayınlandığında her halim değişmişti, 1995’ti. Aradan 23 yıl geçti yine aynı heyecanı yaşadım, nefesim kesildi. Doğum heyecanı gibi adeta. İnsanın geleceğe bırakabileceği en büyük miras kitap. İnsanın tarihi yazıyla başlıyor, ben de yazılı bir eser bırakarak bu tarihin bir parçası oldum. 

Deneme kitapları genelde risklidir. Senin kitabında samimi, hayata dair yazılar yer alıyor. İlk günden de ilgi büyük. Hem dünyalı hem Türkiyeli yazılar bunlar.
Gazeteciyim, iyi yorumlar duyunca büyük bir mahcubiyet duyuyorum, bir o kadar da seviniyorum. Ne mutlu bana herkesin yüreğine dokunacak bir eser kaleme alabildiysem.

Bir şehir romantiğisin bana göre. Duygu yoğunsun ayrıca.
Sanırım üniversite yıllarıydı, Türkiye’ye gitmiştim, rehberlik yapıyordum. O yıllarda Hollandaca(Felemenkçe)rehber eksikliği yaşanıyordu. Batı Anadolu turları yapıyorduk. İlk duygularım neyse sevgilime yollamak üzere kartpostala yazıyordum. Şehirden bana ne geçiyorsa onu yazıyordum. Sosyal medya, mesaj yok tabii o zamanlar. O dönemde kalma bir alışkanlık aslında, bütün Avrupa kentlerini gezerken sana geçenler oluyor. Onları biriktirdim. Londra, Paris, daha birçok kent, yer, mekan…

CERRAH GİBİ ÇALIŞIYORDUM

class=’cf’>

Tecrübeli bir gazetecinin gözünden


Kültür sanat, sinema, edebiyat, gezi, politika. Başta da dediğim gibi çok katmanlı bir kitap bu.
Bir gazetede çalışıyorsanız yurtdışında, her şeyi bir arada yapmak zorundasınız. Alt kadro yok, onun için ekonomi, spor, kültür sanat, her şeyi bilmek gerekiyor. Aile hekimi her hastalığı bilir ama cerrah değildir. Bizim durumumuz da öyle. Bizlerin durumu bu. Bu kitap da o 20 yılın birikimi aslında.

Neden daha çok Türkiyeli yazarımız yok Avrupa’da? Özellikle burada?
Sosyolojik bir durum var. Almanya’da 5 milyon Türk var. 50, 60’larda gelmişler. Bizler ilk üniversite okuyan kuşağız, ki ben 50 yaşındayım. Almanya’da her kesimden insan bulabiliyorsunuz, her kentten insan göçmüş. Buradaysa aynı ilin aynı ilçesinden insanlar. Mahalle baskısı çok daha yoğun ve herkes birbirini tanıyor. Mantalite kültür düzeyi köylü mantalitesine sahip. 

Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez diyor Platon, sen de böyle başlıyorsun kitabına.
Değmez, çok inandığım bir cümle bu. En büyük farkımız nedir insan olarak? Düşünebiliyoruz ve sorgulayabiliyoruz. Kitabımda da aslında sorgulamaların izdüşümleri var. Hayaller, kentler, düşünceler, incelikler var.

Sayım ÇINAR, sayimcinar@gmail.com

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.