DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Sındırgı Jeotermal Zenginlik ve Deprem Dinamikleri: Pampal’in Çarpıcı Değerlendirmesi

Sındırgı jeotermal zenginlikleri ve deprem dinamiklerini Pampal’in çarpıcı değerlendirmesiyle keşfedin. Bilimsel içgörü ve güncel analizler.

29.10.2025
A+
A-

Batı Anadolu’nun deprem ve jeotermal potansiyeliyle dikkat çeken bölgesinde, Sındırgı çevresiyle ilgili görüşler Prof. Dr. Süleyman Pampal tarafından paylaşılmıştır. Bölgeye ilişkin sözleri, sıcak su ve buhar kaynaklarının yoğunluğunu işaret ederken, aktif faylar ve magma hareketinin bölgedeki sismik aktiviteyi etkilediğini vurgulamaktadır.

6.1 büyüklüğündeki depremin Simav Fay Zonu üzerinde gerçekleştiğini söyleyen Pampal, deprem sistemi için bölgenin Akhisar-Bigadiç-Sındırgı üçgeni içinde bulunduğunu belirtiyor. Faylar doğuya yönelirken Simav ve Afyon’a kadar uzanan bir kuşak oluşturmaktadır. Bu bölge, önceki deprem olaylarıyla da bağlantılı olarak hareketli olarak nitelendirilmektedir; örneğin İstanbul’daki 6.2 büyüklüğündeki depremden bu yana bölgede benzer dinamikler gözlenmektedir.

Jeotermal bakımdan zengin olan bu bölgede, sıcak su ve buhar kaynağı bolluğu dikkat çekmektedir. Pampal’a göre sıcaklığın bu kadar yüksek olmasının temel nedeni, aktif faylar ve magma ile yakından ilişkilidir. Yağışla gelen sular fay hatlarından aşağı doğru akmakta ve magma yüzeye yakın konumda olan derinliklerden ısınarak tekrar yüzeye doğru hareket etmektedir. Bu magnitik etki, yer kabuğunun zayıf bölgelerini zorlayarak deprem ve deprem fırtınası benzeri hareketlerin oluşmasına katkı sağlamaktadır.

Senaryoyu destekleyen TV ve raporlar ise bölgenin magmatik odalarının yukarı kabuğa doğru yükseldiğini ve zayıf noktaların tetiklendiğini gösteriyor. Bu veriler, Ege Denizi ve Batı Anadolu’daki depremlerin volkanik kökenli mekanizmalarla bağlantılı olduğuna dair önemli bir ipucu sunuyor ve bu tür depremlerin devam edebileceğini gösteriyor.

Pampal ayrıca, Sındırgı çevresinde yakın gelecekte büyük bir deprem beklemediğini ifade ediyor; artçıların sayı olarak 14-15 bine ulaşabileceğini, ancak ana deprem ihtimalinin sınırlı olduğunu belirtiyor. Bölgedeki Gelenbe Fayı’nın ise daha kuvvetli bir deprem üretebileceğini söyleyerek, toplumun uyanık olması gerektiğini vurguluyor.

İstanbul üzerindeki etkiler konusunda ise Pampal, Sındırgı’daki sismik hareketlerin şehir üzerinde doğrudan bir etkisi olmadığını belirtmektedir. Marmara Denizi içindeki Orta Marmara Fayı’nın deprem için enerji biriktirdiğini ifade eden uzman, iki bölgede tetikleyici bir ilişki olmadığını kaydediyor. Türkiye’nin her bölgesinde deprem tehlikesinin var olduğuna dikkat çekerken, asıl odak noktasının riskleri azaltmak ve kentsel dönüşüm ile dayanıklı kentler kurmak olduğunu vurguluyor.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık Kaynağı: Haberler.com

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.