Sındırgı Depremlerinin Bilim Dünyasındaki Yankıları ve Üç Ayda 15 Bini Aşan Deprem Raporu

Son üç ayda Sındırgı’da kaydedilen deprem sayısı, Türkiye genelinde bir yılda yaşanan sarsıntıların önemli bir bölümünü oluşturuyor. İki ardışık 6,1 büyüklüğündeki deprem sonrası bölgede çok sayıda artçı sarsıntı meydana geldi ve bu durum, uzmanlar tarafından nadir görülen bir süreç olarak değerlendirildi. Afet Yönetim Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, hareketliliğin dikkatle izlendiğini belirterek vatandaşları uyardı.

Sındırgı’da deprem hareketliliği üzerine odaklanan Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Özmen, 10 Ağustos ile 27 Ekim tarihleri arasında art arda gelen iki önemli depremden sonra bölgede yüzlerce artçının görüldüğünü ifade etti. Bu durum, deprem fırtınası olarak adlandırılabilecek bir seviyeyle ardı ardına benzer büyüklükte sarsıntıların yaşanmasına yol açtı. Özmen, iki büyük depremin aynı zamanda bir “ikiz deprem” olarak sınıflandırılması gerektiğini vurguladı. Bölgedeki bu hızlı hareketlilik tek bir ilçe sınırlarını aşan bir yoğunluk sergilediği için, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü ile AFAD ekiplerinin saha çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Üç Ayda 15 Bini Aşan Deprem Bu büyüklükteki deprem sayısının üç ay gibi kısa bir süre içinde bu kadar yükselmesi, Türkiye bağlamında nispeten nadir görülen bir tablo olarak kayda geçti. Özmen’e göre bölgede hem tektonik hareketler hem de magma sokulumu nedeniyle bir gerilim artışı gözlemleniyor. Sürecin hibrit özellikler taşıdığına dikkat çeken uzman, bölgede yaşanan toplam deprem sayısının üç ayda 15 bini aştığını kaydetti. Türkiye genelinde yıllık ortalama yaklaşık 25 bin deprem kaydedildiği düşünüldüğünde, Sındırgı’nın bu değere üç ayda denk gelmesi dikkat çekici bir istatistik olarak değerlendiriliyor.

Yer altı kırıkları ve yüzey etkileri Özmen, iki 6,1 büyüklüğündeki depremde yüzeyde belirgin bir kırık izi gözlemlenmediğini, ancak yer altında toplamda yaklaşık 30 kilometrelik bir kırılma oluştuğunu ifade etti. Bu süreçte yer yer 5 ila 10 santimetrelik çökmelerin meydana geldiğini de sözlerine ekledi.

Riskli Fay Zonu ve Artçı Şok Uyarısı Özmen, depremlerin Simav Fayı Zonu üzerinde gerçekleştiğini hatırlatarak bölgenin tarihsel olarak yüksek deprem potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Simav Fayı’nın 7 büyüklüğüne kadar deprem üretebileceğini ifade eden uzman, afetin ardından bölgenin “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilmesinin kira yardımı, geçici barınma ve yıkım çalışmalarının hızlı yürütülmesi açısından önemli olduğunu dile getirdi.

İlk tepkilerden psikolojik baskıya kadar uzanan etkilerin halk üzerinde yarattığı baskı konusunda vatandaşlara sakin kalmanın büyük önem taşıdığı uyarısı yapıldı. Artçı şokların devam edebileceği ihtimali nedeniyle hasarlı binalara kesinlikle girilmemesi gerektiği ve bu yapıların yakınlarında durulmaması gerektiği aktarıldı. Yetkililerin açıklamaları ve gelişmelerin yalnızca Balıkesir Valiliği, AFAD ve İçişleri Bakanlığı gibi resmi kaynaklar üzerinden takip edilmesi gerektiği de belirtildi. Hasar tespit başvurusu yapmamış vatandaşların ise yapmaları gerektiği hatırlatıldı.