Sidar Demirbaş’ın Lösemiyle Mücadelesi ve Ailesinin Destanı
Sidar Demirbaş’ın lösemiyle verdiği zorlu mücadele, ailesinin dayanışması ve cesaretiyle birleşiyor. Bu dokunaklı hikaye, umudun ve sevginin gücünü gözler önüne seriyor. Sidar’ın destanı, hayata karşı azmin simgesi!
Sidar Demirbaş’ın Zorlu Tedavi Süreci
Kars’ta yaşayan 7 yaşındaki Sidar Demirbaş, 4 yıl önce lösemi tanısı aldı. Hastalığı ikinci kez nüksettiğinde, annesi Fatma Demirbaş (36) ve kardeşleri Kübra (14) ile Ecrin (6) tedavi için İzmir‘e gitmek zorunda kaldı. Yaklaşık 9 aydır bilmedikleri bir şehirde yaşamaya devam ettiklerini belirten anne Demirbaş, “Doktor, Sidar’a kardeşlerinden nakil olabileceğini söyledi. Bu sebeple diğer iki çocuğum da yanımda. Hem Sidar’ın sağlığı için hem de Kars‘ta onlarla kimse ilgilenemez diye üçümüz İzmir‘deyiz. Diğer çocuklarımın eğitime devam etmesini istiyorum. İmkan olsa Sidar da gitmek istiyor, okulunu çok özledi. Ama hastalığı yüzünden enfeksiyon riski var” dedi.
Hastalığın Yeniden Nüksetmesi
Kars‘ın Kağızman ilçesinde yaşayan Sidar’a 2020 yılında ilk kez lösemi tanısı konmuştu. Tedavisine Trabzon‘da devam eden Sidar, sağlığına kavuştuktan sonra geçen yıl ilkokul birinci sınıfa başladı. Ancak 10 Kasım 2023 tarihinde şiddetli eklem ağrıları nedeniyle Kars Harakani Devlet Hastanesi’ne götürüldü ve hastalığının tekrar ettiğini öğrendi. Bu süreçte Sidar, tedavisi için annesi Fatma Demirbaş ve kardeşleriyle birlikte İzmir Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvurdu. Zorlu bir tedavi sürecine adım atan Sidar, okulunu bırakmak zorunda kaldı.
Ailenin Mücadelesi
Anne Fatma Demirbaş, 4 çocuk annesi olarak hiç tanımadıkları bir şehirde 9 aydır Sidar’ın tedavisi için mücadele ettiklerini dile getirdi. “Sidar’ın ilk tanısı konulduğunda 3 yaşındaydı. Devlet hastanesinde lösemi olduğunu öğrendik. Bir süre sonra tedavisine Trabzon’da devam ettik. Hastalığı, 4 yıl içinde ikinci kez nüksetti. Çocuk doktoruna götürdük. Kan tahlillerinin ardından tekrar lösemi olduğunu öğrendik ve Trabzon’a gittik. Geçen ocakta İzmir’e geldik” şeklinde konuştu.
Eğitim Hakkı İçin Mücadele
Yeni eğitim öğretim dönemi başlamasına rağmen Sidar’ın tedavisi yüzünden iki kızının da okula devam edemediğini belirten anne Demirbaş, “En büyük isteğim çocuklarımın okula gitmesi. Küçük kızım geçen sene anasınıfına gidiyordu. Bu yıl birinci sınıfa başlayacaktı. Büyük kızımın da 8’inci sınıfa başlaması lazım. Geçen yıl, buraya geldiğimiz için birinci dönem karnesini bile alamadı. İki kızım da evde oturuyor. Milli Eğitim’e gittim, beni Nüfus Müdürlüğü’ne yönlendirdiler. Geçici olarak iki yıl misafir öğrenci olabilirmiş. Diğer çocuklarımın eğitime devam etmesini istiyorum. İmkan olsa Sidar da gitmek istiyor, okulunu çok özledi. Ama hastalığı yüzünden enfeksiyon riski var” ifadelerini kullandı.
Kübra’nın Duyguları
Kübra Demirbaş, “Herkes okula gidiyor ben de okumak istiyorum. Okulum yarıda kaldı. Orda arkadaşlarımı bıraktım. Hep birlikte buraya geldik. Anneme destek çıkıyorum. Allah razı olsun, dernek bize ev verdi. Kardeşlerimin de okumasını çok istiyorum. Kars’ta karnemi alamadım. Kardeşimin ikinci kez bu hastalığa yakalandığını öğrendik. Çok üzüldüm. Aynı acıları çekmesine dayanamıyorum. Kardeşimin iyileştiğini görmek ve liseye gitmek istiyorum” şeklinde gözyaşı döktü.
Sidar’ın Dilekleri
Sidar Demirbaş ise ablası gibi okulunu özlediğini ifade ederek, “En çok okulumu, arkadaşlarımı özledim. Onlarla oyun oynamak istiyorum. Hastaneye gitmediğim günler evdeyim. Annem ara sıra dışarı çıkartıyor, sonra eve geliyoruz” dedi.
Destek İhtiyacı
İzmir Hasta Çocuk Evleri Derneği üyesi Aylin Ege, şehir dışından gelen hasta çocuklar ve aileleri için destek sağladıklarını belirtti. “Hasta çocuklar ile beraber diğer kardeşlerin de aynı evde kaldığını dile getirerek, bu süreçte çocukların okul hayatlarının da yarım kaldığını vurguladı. Eğitim bir haktır ve bu çocukların yanında olan kardeşlerinin eğitimlerinin de devam etmesini istiyoruz. Nüfus müdürlüğüne gitmeleri ya da yaşadıkları şehirlerden evrak getirmeleri isteniyor. Bu süreçlerin kolaylaşmasını talep ediyoruz” dedi.