Savaşın Gizli Bedeli: Ukrayna’da Asker Intiharları ve Damgalanma Kültürü
Savaşın karanlık yüzü: Ukrayna’da asker intiharı ve damgalanma kültürünü derinlemesine inceliyor; farkındalık ve destek için rehber niteliğinde.
Chasiv Yar yakınlarındaki cephe hatlarında hayatını kaybeden Orest’in annesi Katerina, oğlunun ölümünü ve onunla ilgili belgelerin saklanması talebini içeren bir süreçten bahsederken, savaşın gölgesinde kalan acıyı kelimelere döküyor. Orest 25 yaşında, kitaplara düşkün ve akademik bir gelecek hayal eden sakin bir gençti. Annesinin ifadesine göre görme bozukluğu nedeniyle başlangıçta savaşa alınmama durumu vardı; fakat 2023 yılında devriye görevi için tekrar değerlendirildi ve savaşmaya uygun bulundu. Kısa süre sonra, muhabere uzmanı olarak cepheye yollandı.
Resmi açıklamalara göre Ukrayna’da çatışmalar sırasında öldürülen askerlerin sayısı belirsizliklerle boğuşurken, hükümetler ve uluslararası uzmanlar rakamları çoğu kez küçümseyici buluyor. Devlet Başkanı Zelenskiy bu yıl başında yüz binleri bulan asker kaybını kabul etse de, bağımsız uzmanlar gerçek ölünün çok daha yüksek olduğuna inanıyor. Bu bağlamda, intihar eden askerler ve onların aileleri, damgalama ve sessizlik üzerinde kara bir gölge oluşturuyor. Resmi istatistiklerin bulunmaması, olayların münferit olarak görüldüğünü ima ederken, insan hakları savunucuları ve yakınlarını kaybeden aileler yüzlerce kurban olabileceğini savunuyorlar.
Katerina, “Orest çağrılmadı, yakalandı” diyor. Yerel askerlik merkezi BBC’ye yaptığı açıklamada, görme bozukluğu nedeniyle Orest’in savaş döneminde “kısmen uygun” olduğu yönünde ifade verirken, herhangi bir yanlışlık olmadığını belirtiyor. Orest’in giderek içe kapandığı ve depresyona sürüklendiği anlatılıyor; annesi hâlâ her gün ona mektuplar yazıyor ve sayıları 650’yi aşan bu mektuplar artmaya devam ediyor. Orest’in ölümünün ardından yargısal hesap sorulabilirliği tartışmalı kalırken Ukrayna’da intiharlar savaş dışı kayıp olarak görülebiliyor ve aileler tazminat ya da askeri onur gibi haklardan mahrum bırakılıyorlar.
Gizli bedel olarak adlandırılan bu durum, BBC’nin sevdiklerini kaybeden üç aileden biri olan Katerina’nın öyküsüyle daha da belirginleşiyor. Kiev’de yaşayan Mariyana için durum hemen hemen benzer; eşi Anatoliy de savaşta görev aldı ve 2023’te intihar ettiği haberini alıyorlar. Başta reddedilse de, Bağdat hattına yakın çatışmalarda görev yapan Anatoliy, savaşın en yoğun cephelerinden Bahmut’ta makineli tüfekçi olarak bulunuyordu. Evli çiftin arasındaki bağ, savaşın yaraladığı geçici bir mesafeye dönüştü ve bir akşam karısı ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Anatoliy korkunç bir karar alıp intihar etti. Bu trajedi, askeri törenle anılmasına izin verilmemesiyle daha da derinleşti ve Mariyana, devletin kendisini yarı yolda bıraktığını hissediyor.
Damgalanma kültürü, Oksana Borkun’un kurduğu destek topluluğu ile şekilleniyor. Dul asker eşlerini kapsayan bu ağ, intihar sonucu kaybedilenlerin kahraman olarak anılmaması gerektiğini savunuyor ve toplumsal damgalanmanın korkularını dile getiriyorlar. Peder Boris Kutovyi ise askeri din görevlisi olarak, intiharların sadece bireysel trajediler olmadığını, tüm sistemi ve savaşın ruhunu da etkilediğini ifade ediyor. “Her intihar, bir başarısızlığın göstergesidir” diyen Kutovyi, kahramanlık tanımlamasının yeniden düşünülmesi gerektiğini savunuyor.
Ukrayna askeri ombudsmanı Olha Reshetilova, her ay dört civarında askeri intihar vakası bildirdiklerini ve konunun yeterince ciddiye alınmadığını ileri sürüyor. Reshetilova, “Düzgün bir askeri psikoloji okulu kurmak yıllar alır; ailelerin gerçeği bilme hakkı vardır” diyor. Soruşturmaların güvenilirliliğine de işaret eden ombudsman, bazı vakalarda intiharların cinayetleri örtbas etme amacıyla kullanıldığını dile getiriyor. Bu durum, kahramanlık onurunun ötesinde daha derin bir toplumsal ve kurumsal hesaplaşmayı gerektiriyor.
Bu içerik, BBC gazetecileri tarafından derlendi ve bazı bölümler yapay zeka yardımıyla çapraz kontrol edilerek hazırlanmıştır.