Şarm El-Şeyh Zirvesi Sonrası Erdoğan’ın Mısır Temasları ve Gazze Hedefleri
Şarm El-Şeyh Zirvesi sonrası Erdoğan’ın Mısır temasları ve Gazze hedeflerini derinlemesine analiz eden güncel politika ve bölgesel etkiler.
Mısır’da düzenlenen zirve sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yurda dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Orta Doğu’da barışın yeni bir dönemeçten geçeceğini belirterek, varılan mutabakatın uygulanması ve Amerika’nın İsrail karşısındaki etkisinin sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. Erdoğan, rehine ve mahkum değişiminin kayda değer bir gelişme olduğuna işaret ederken, bu sürecin Filistin sorununu çözmüş bir belge olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca İsrail ileFilistin arasındaki çatışmada kalıcı bir ateşkesin sağlanması için kararlı bir duruş sergilediklerini söyledi. “Bu ateşkesin uygulanabilirliği ve ihlallerin engellenmesi hayati önem taşır.” dedi ve geçmişteki pek çok anlaşmanın kağıt üzerinde kaldığını hatırlattı. Erdoğan, Türkiye’nin 1967 sınırlarına atıfla Doğu Kudüs’ü başkent yapan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını yineledi ve bu hedef doğrultusunda çalışmalarını sürdüreceğini belirtti. Görüşmede ele alınan konular arasında insani yardımlar, bölgeyi yeniden inşa etme süreci ve sahadaki dengeyi güçlendirme öncelikleri de vardı.
SORU: Hamas ile İsrail arasında önceki ateşkeslerden farklı olarak uluslararası destek ve denetimin güçlü bir yapıya kavuşması bekleniyor. İsrail’in ihlallerinin olası bir tekrarı durumunda hangi mekanizmalar devreye girecek?
Erdoğan, ateşkesin kalıcılığına dair kararlılıklarını vurguladı. İsrail’in geçmiş sicili nedeniyle dikkatli olunması gerektiğini belirtti ve bu süreçte Türkiye ile ABD ve diğer ülkelerin ateşkenin korunması için ortak çaba göstereceğini ifade etti. Geçmişteki anlaşmaların zayıf taraflarının altını çizerek, mevcut iradenin daha güçlü ve birlikte hareket eden bir konfigürasyonda olduğunu söyledi.
SORU: Gazze’ye yapılan yardımların uzun vadeli bir planı var mı? İsrail denetimleriyle ilgili kaygılar nasıl karşılanacak?
“İnsani vicdanın adresi olan Türkiye, dünyanın neresinde mazlum varsa oraya yardım götürür” diyen Erdoğan, bu süreçte bölgeye geniş çaplı yardımların sürdüğünü belirtti. Şu ana kadar Gazze’ye 350 tır yardım ulaştırıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı, sadece gıda ve su değil, ilaç, barınma malzemeleri ve kardeşlik ile umudu da bölgede taşıdıklarını ifade etti. AFAD, Türk Kızılayı, TİKA ve Sağlık Bakanlığı’nın koordineli çalıştığını ve çadırlar ile konforlu konaklama imkanlarını artırmak için konteynerlerin de bölgeye sevk edileceğini söyledi.
SORU: Gazze’de gelecekte nasıl bir yol haritası izlenecek? ABD Başkanı Trump ve Mısır liderliğiyle yürütülen süreç nasıl devam edecek?
Erdoğan, “Trump Anlaşması”nın bölgenin barış iradesine dönüştüğünü ve bu süreci sürdüreceklerini ifade etti. Diplomasi kanallarını açık tutacaklarını ve gerekli görülen her durumda iletişimi güçlendireceklerini belirtti. Mısır’da toplanan ülkelerin bu barış ikliminin garantörü olacağını vurguladı.
SORU: Gazze’deki görev gücüyle Türk askeri yer alacak mı?
Güç yapısının şu anda değerlendirildiğini ve inşaa ile ihya konusunda farklı aktörlerle iş birliği arandığını ifade etti. Bölgedeki konteyner ve geçici konaklama çözümlerinin askeri bir düzenek gerektirmediğini, insani ve yeniden inşa amaçlı çalışmaların ön planda olduğunu belirtti. Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve MİT Başkanının bölgedeki temaslarını sürdüreceğini, Erdoğan’ın da liderlerle temas halinde olacağını kaydetti.
SORU: İsrail’e karşı güvenilir bir yol haritası var mı? İhlallerin tekralanması halinde hangi mekanizma uygulanacak?
Güncel durumda çatışmaların durduğunu ve Trump’ın bu süreci takip edeceğini hatırlatan Erdoğan, uluslararası diplomasinin bu hassas süreçte hayati olduğuna dikkat çekti. Güven inşa etmek için Birleşmiş Milletler ve bölgesel ortakların desteğinin önemli olduğunun altını çizdi.
SORU: Bölgedeki baskı ve gerilimleri azaltmayı başarabilecek bir zirvenin etkisi var mı? İsrail’in bölgedeki varlığına ilişkin sorulara yanıt aradı.
Erdoğan, “Zirve, İsrail’in saldırgan politikalarına karşı dayanışma göstermeyi ve bölgedeki istikrar için ortak hareket etmeyi simgeledi” dedi. Gazze tecrübesinin, saldırganlıkla bir yere varılamayacağını net biçimde ortaya koyduğunu söyledi. Uluslararası toplumun sorumluluklarını sürdürmesi gerektiğini ve gelecekteki anlaşmazlıkların diyalog ve müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğini belirtti.
SORU: SDG entegrasyonu ve Suriye ile ilişkilerde ilerleme ne zaman başlayacak? Entegrasyonun hangi hızla gerçekleşmesini öngörüyorsunuz?
Türkiye’nin Suriye ile kapsamlı temaslara devam ettiğini kaydeden Erdoğan, SDG’nin entegrasyonunu desteklediklerini ve bu adımların bölgenin kalkınmasına hız katacağını ifade etti. Suriye’nin toprak bütünlüğünü ve birlikteliğini koruyarak ortak çıkarlar doğrultusunda ilerlemenin önemli olduğunu vurguladı.
SORU: CHP’nin yolsuzluk soruşturmalarını Avrupa’da gündeme taşıması Türkiye’nin itibarını zedeliyor mu? Ayrıca Brüksel’deki bazı politikacılar hakkında yapılan açıklamalara nasıl bakıyorsunuz?
Erdoğan, CHP’nin tutumunu eleştirdi ve bu tür hareketlerin iç politikadan kaynaklandığını, milletin güvenini dış politika ile kara maskeleme girişimi olarak gördüğünü belirtti. Avrupa’da bazı politikacılarla yaşanan gerilimlere değinerek, Türkiye’nin projeler ve üretimle ülke içinde ilerlemeyi sürdürdüğünü söyledi. İç politikadaki gelişmelerin dış politika üzerindeki etkileri konusunda net duruşunu sürdürdüğünü ifade etti.
SORU: Yerel yönetimlerdeki yolsuzluk iddialarına karşı bir düzenleme düşünülüyor mu? Süreç hangi aşamada?
Yasal mevzuatın bunun için mevcut olduğunu ve bir yakalama kararı çıkması durumunda yargının gereğini yapacağını belirtti. Yerel yönetimlerin millete hizmet için var olduğunu ve yolsuzlukla mücadelede kararlı olduklarını sözlerine ekledi.