RUSI Başkanı Von Hippel: Türkiye’nin Savunma Sanayisi ve Avrupa Güvenliği Üzerindeki Rolü
RUSI Başkanı Von Hippel: Türkiye’nin savunma sanayisi ve Avrupa güvenliğinde oynadığı kritik rolü analiz eden derin bir inceleme.
RUSI Direktörü Karin von Hippel, dünyanın savunma ve güvenlik politikalarında köklü bir konumda olan kuruluşunun görüşlerini Türkiye özelinde paylaştı. Türkiye’nin insansız hava aracı teknolojileri, kabiliyet üretimi ve artan uluslararası işbirliği kapasitesi üzerinde durdu. Ukrayna’da yıllardır sürdürülen çatışmanın kritik bir dönemeçten geçtiğini belirtti ve Paris’teki Gönüllüler Koalisyonu toplantısının önemine vurgu yaptı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un açıkladığı plana göre, 26 ülkenin güvence güçlerini Ukrayna’da konumlandırması öngörüldü. Bu güçlerin kara, deniz ve hava sahasında görev yapabileceği ifade edilirken, uygulanabilirliği konusunda çeşitli tartışmalar sürüyor. Eş zamanlı olarak, 10 Eylül’de Polonya’nın hava sahasını ihlal eden Rusya gerilimi artırdı ve güvenlik gündemini meşgul etti.
Von Hippel, Avrupa’nın güvenlik mimarisine dair açıklamalarında Avrupalıların artık varoluşsal bir dönemeçte olduğunu ileri sürdü. ABD’deki yönetimin güvenilirliğine ilişkin eleştirisini paylaşarak, Avrupalıların kendi dayanıklılıklarını inşa etme zorunluluğunu kavradıklarını ifade etti. Türkiye’nin bu süreçte kilit bir rol üstlenebileceğini vurgulayarak, savunma sanayinin büyümesini bir fırsat olarak gördü.
Türkiye’nin benzer düşünen bir ortak olarak görülmesi, insansız hava aracı teknolojileri ve kabiliyet üretimiyle öne çıkmasıyla ilişkilendirildi. Von Hippel’e göre birçok şirket Türkiye’den ürün temin ediyor ve Avrupa’nın da Türkiye ile daha yoğun işbirliğine yöneldiğini düşünüyor. Avrupa ülkelerinin yatırım kararlarında akıllıca ve dayanışmacı bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini vurguladı; bu tür yatırımların ekonomik canlanmayı da tetikleyeceğini belirtti. Endüstriyel kapasite, eğitim, inovasyon ve AR-GE alanlarına yapılacak yatırımların dönüştürücü nitelik taşıdığını söyledi. Rusya’nın yalnızca güç tehdidiyle hareket etme dilini sürdürmesi halinde dahi karşılık bulması gerektiğini ifade eden von Hippel, Polonya’daki olayın bir uyarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Avrupa’nın savunmasını güçlendirmek için kısa vadeli bir yol olarak birleşik ve net bir iletişimin gerekli olduğunun altını çizdi.