Rengârenk bir dünya: ‘Coachella Festival’

Dünyanın dört bir yanından ünlülerin akın ettiği Coachella Festivali, 1999’dan beri Kaliforniya’nın İndio Bölgesi’nde düzenleniyor. Peki, bu festival bir pazarlama dehası mı yoksa kaçırılmaması gereken bir etkinlik mi?

Fotoğraflar: Hande Çilek

Şu sıralar tüm dünyanın konuştuğu ve nisan ayında iki hafta sonu üst üste düzenlenen Coachella Müzik ve Sanat Festivali, bu sene de milyonları kendine çekmeyi başardı. Kalabalıklardan çok hoşlanmasam da Amerika’nın en popüler festivali evime arabayla iki saat uzaklıkta düzenlenince gitmeden edemedim.

Elektronik müzik başta olmak üzere rock, hip-hop ve bağımsız müzik türlerinin bulunduğu festivalde ünlü sanatçılar konser veriyor. 2017’de Lady Gaga’nın konser verdiği festivalde bu sene Beyonce, Eminem ve The Weeknd gibi ünlü sanatçılar konser verdi.

Kaliforniya’nın Indio Bölgesi’nde düzenlenen festival alanı, aslında yaklaşık 40 bin kişinin yaşadığı küçük bir vadi. Fakat festival başladığı an milyonları bulan yoğun insan kalabalıkları çölün ortasındaki bu vadiye akın ediyor.

1999’dan bu yana düzenlenen Coachella Müzik Festivali her zaman bu kadar ilgi görmemiş tabi ki. İlk düzenlendiği yıl, 800 bin dolar gibi bir zararla kapatırken günümüzde biletler internetten satışa çıktığı an itibariyle saatler içerisinde tükeniyor ve karaborsaya düşüyor.

Festival üst üste düzenlendiği iki hafta boyunca yalnızca cuma, cumartesi ve pazar günleri gerçekleşiyor. Biletler üç günlük satıldığından, “Ben bir bakıp çıkacaktım!” diyemiyorsunuz.

En az 5 bin TL
İki gece kalabileceğiniz bir otel, konaklayabileceğiniz bir karavan veya bir çadır bulmanız gerekiyor. Konaklamayı mümkün olduğunca erkenden halletmeniz lazım çünkü daha sonra kalınacak tüm yerler hızlı bir şekilde tükeniyor.

Eğer “Üç günlük bilet parasını vereyim ama tek gün katılayım” derseniz festivalden hiçbir şey anlayamazsınız çünkü otopark sırası, giriş sırası sonra içeri yarım saat yürüme faslı derken en az dört saatinizi harcıyorsunuz. İki çeşit bilet satışa çıkıyor, biri normal, diğeri VIP.

Normal giriş, 3 günlük 1600 TL iken, üç günlük VIP giriş 3600 TL’ye satılıyor.

Tabi ki iş bu biletleri almakla bitmiyor çünkü iki gece konaklayacak yerin bulunması, konser alanının içerisindeki suyun bile yüksek fiyatlara satılması toplam harcayacağınız miktarın en düşük 5.000 TL’ye gelmesine sebep oluyor.

Kendinizi yormayın
Bana bir çok kişi ‘festivalin gitmeye ve görmeye değer olup olmadığını’ sordu. Özellikle elektronik müzik sever biri olmama rağmen bu sene katılmış olduğum Coachella, birçok anlamda beni çok yordu.

Eğer Kaliforniya’da festivale benim gibi bir kaç saat uzaklıktaysanız ya da yakın eyaletlerde yaşıyorsanız gidilmesini öneririm fakat “Türkiye’den özel olarak bu festivale gelelim mi?” diye sorarsanız “Kendinizi yormayın!” derim.

Bu sene 2.5 milyon kişiye bilet satışının yapıldığı festivale gelmeyi göze aldıysanız uzun kuyrukları beklemeye hazırlıklı olun. VIP bilet ile giriş, otopark ve içeri giriş sırası çekmemek gibi bir çok kolaylık sağlayıp, ünlülerle aynı ortamda olmanızı sağlasa da sizi tüm kuyruklardan kurtaramıyor.

O çok sevdiğiniz müzik grubunu güzel ve rahat bir köşeden dinleme keyfi, yoğun akan kalabalıklardan dolayı pek mümkün olmuyor. Bütün dünyaya servis edilen ünlü yıldızların ve bloggerların koyduğu rengârenk fotoğrafların çoğu özel partilerde çekilmiş ve sadece sınırlı sayıda kişi giriş yapabiliyor.

Festival dönemi reklam yapmak için çok uygun olduğundan büyük markalar Palm Springs ve festivalin etrafında belirli insanları davet ettiği büyük ve ses getiren organizasyonlar düzenliyor fakat siz bu sektörden değilseniz VIP biletiniz dahi olsa bu partilere giremiyorsunuz. Mesela bir kaç senedir moda sektöründe internetten büyük satışlar yapan bir firmanın düzenlediği festival, Coachella’nın önüne geçmiş durumda.

Tedbirli olun
Festivale ilk hafta gitmek daha mantıklı. Çünkü tüm ünlüler ve blogger’lar genelde ilk hafta geliyor dolayısıyla ikinci hafta çoğu evlerine ve ülkelerine dönmüş oluyor. Festivale gitmeden önce, gündüz saatlerinde ısının aşırı yüksek olduğunu ve akşamları da ısının aşırı düştüğünü bilmenizde fayda var.

Bundan bir kaç sene önce festival sırasında gündüz ısı 41 derece, akşam ise 6 derece ölçülmüş. Festival gerçek anlamda çölün bulunduğu bir bölgeye kurulduğundan etraftaki tozdan etkilenmemek için ağzınızı ve burnunuzu kapayabileceğiniz bir örtü edinmeniz şart. Tüm alanda telefonların düzgün çekmediğini de belirtmeden geçemeyeceğim.

Tarzını seç!
Festivale gelmek için önce Amerika’nın Los Angeles şehrine uçak bileti almanız gerekiyor. Los Angeles’ı gezmek için bir kaç gün ayırdıktan sonra bir araba kiralayıp iki saat uzaklıkta bulunan festival alanına gelmeniz gerekiyor. Biletleri ayarladınız, kalacak yeri ayarladınız, arabayı kiraladınız şimdi sıra giyeceğiniz kıyafetleri ayarlamada…

Festivalin kendine has bir teması olduğu için genelde birbiriyle uyumlu tarz kıyafetler giyen insanlarla karşılaşacaksınız. Her sene kıyafet teması ve modası değişse de mini şortlar, botlar, göbeği açıkta bırakan üstler, şapkalar, püsküller, takılar, bohem kıyafetler, yüz taşları ve boyaları, rengârenk saçlar, örgüler, sınırları zorlayan kostümler gözünüze çarpar. Gündüz çok sıcak olacağı için ve hep yürüyeceğiniz için konforunuzu şıklığınızın önünde tutmanızı tavsiye ederim. Fikir vermesi açısından Pinterest’e Coachella style yazdığınızda size yüzlerce çeşit kombin seçeneği bulabilirsiniz.

‘Deneyim her şeydir’, gidip o atmosferi kendim yaşamasaydım gitmediğim için muhtemelen üzülürdüm dolayısıyla şu an “İyi ki gidip görmüşüm” diyorum. Festivale gerçekten gitmek ve ambiyansı yaşamak istiyorsanız önümüzdeki yıl için şimdiden programı takibe almanızı öneririm.