Ramazan Ramazan Coşkusuyla Devam Ediyor: Rize’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın İftar Programı

Ramazan Ayında Birlik ve Dayanışma Rize’de de Hissediliyor

Ramazan ayı boyunca ülke genelinde yürütülen çeşitli etkinliklerle oruç tutanların ve tüm vatandaşların birlik ve beraberlik duyguları pekiştiriliyor. Büyük ve küçük herkesin katıldığı iftar ve sahur organizasyonları, bu mübarek ayın anlamını ve güzelliklerini paylaşma fırsatı sunuyor. Rize’de de Gençlik ve Spor Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen özel bir iftar programı, gençlerle bir araya gelerek Ramazan ruhunu yansıtıyor.

Bu anlamlı etkinlikte, arkadaşlarıyla bir araya gelen gençler, hem oruçlarını açmanın sevincini yaşadı hem de bu sıcak ortamda yeni dostluklar kurdu. Programda, Rize Valisi İhsan Selim Baydaş da gençlerle birlikteydi. Katılımın yüksek olduğu etkinlikte, Vali Baydaş, gençlerle tek tek ilgilendi ve onlara hitap ederek Ramazan ve oruç üzerine önemli mesajlar verdi.

Vali Baydaş’tan Ramazan ve Oruç Hakkında Derin Düşünceler

Konuşmasında, orucun ruhunu ve felsefesini anlatan Baydaş, şu ifadeleri kullandı:

“Niçin oruç tutarız? Bu sorunun cevabını düşünmek, Ramazan’ın anlamını kavramak açısından büyük önem taşıyor. Güneş doğarken yemeyi kesiyoruz, ezanla birlikte ise tekrar yemek yiyoruz. Peki, bunun anlamı nedir? Mantığını ve felsefesini anlamak gerekiyor. Neyi amaçlıyoruz oruç tutarak? Bizi yemekten ve içmekten alıkoyan asıl neden nedir?”

Baydaş, orucun temel amacını şu sözlerle özetledi:

“İlk olarak, yediğimiz nimetlerin kıymetini anlamamızı sağlamak. İkinci olarak, bu nimetlere ulaşamayan ve imkanlardan mahrum kalan insanların halini tefekkür etmek. Bu sayede şükretme ve empati duygularımız gelişiyor.”

Gazze’deki İftar Sofrası ve Manzara

Baydaş, sözlerine devam ederek, Gazze’deki yıkıntılar içindeki iftar sofralarını hatırlattı ve şu önemli mesajı verdi:

“Birkaç gün önce sosyal medya hesabımdan Gazze’deki bir fotoğraf paylaştım. Etrafı yıkılmış, harabe halde bir şehir. Fakat, o yıkıntıların ortasında kurulmuş, ışıklarla donatılmış bir iftar sofrası var. Bu görüntü, bize şu mesajı veriyor: Bizi yemekten ve içmekten alıkoyan nimetlere sahip çıkmalıyız. Ezanda ‘Allah büyüktür’ denildiğinde, saatlerce beklemenin anlamını düşünmeliyiz. Kendimize sormalıyız: Bu nimetler için saatlerce beklemeye değer mi?”

Baydaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her türlü yokluğa rağmen, Allah’a şükrediyoruz. Etrafımızdaki binaların yıkılmış olmasına rağmen, elimizde bir dilim ekmek ve birkaç hurma varsa, bunların kıymetini bilmeli ve şükretmeliyiz. Bu sayede, oruç tutmaya çalışan kardeşlerimizi ve onların yaşadıklarını daha iyi anlayabiliriz.”

Oruç ve Karşılıkları Üzerine Düşünceler

Baydaş, orucun farklı bir ibadet olduğunu vurgulayarak, şunları belirtti:

“Her ibadetin Allah katında bir karşılığı ve sevabı vardır. Ancak, oruç diğerlerinden farklıdır. Çünkü, geceyi ve gündüzü, açlık ve susuzlukla geçirirken, kimse sizi gözetlemez. Sadece nefsinizle baş başasınız. Allah’a verdiğiniz sözleri tutmak için oruç tutuyorsunuz. Allah, orucun karşılığını veriyor ve bu ibadetin kıymetini bilmek gerekiyor.”

Baydaş, son olarak, oruç tutarken niyet ve içtenlikle hareket edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, herkesin kendi iç dünyasında bu soruları düşünmesini istedi:

“Neden oruç tutuyorum? Niyetim nedir? Bu oruca başlamadan önce niyetimi ve beş zaman namazlarımda olduğu gibi, niyetimi sorgulamalıyım. Tüm bunları kendi içimde, zihnimde değerlendirmeliyim.”