DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Prostat Kanseri: Erken Teşhis ve Yaşam Tarzı Değişiklikleriyle Riskin Azaltılması

Prostat kanseri için erken teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleriyle riskinizi azaltın. Etkili tarama ve sağlıklı alışkanlıklar.

15.09.2025
A+
A-

Bayındır Söğütözu Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. İzak Dalva, prostat kanserinin özellikle 50 yaş üstü erkeklerde daha sık görüldüğünü belirterek, farkındalık ve erken teşhisin hayati önem taşıdığını vurguladı. Hastaneden yapılan açıklamaya göre prostat kanseri, akciğer kanserinden sonra erkeklerde en sık karşılaşılan ikinci kanser türü olarak dikkat çekiyor ve prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişiyor.

Erken evrede belirti vermeyebilen bu kanser, ilerlediğinde idrar yapma güçlüğü, sık idrara çıkma ve idrarda kan gibi yakınmalara yol açabiliyor. Özellikle 50 yaş üstü erkeklerde görülen hastalık, rutin kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla riskin azaltılmasına ve erken teşhise olanak tanıyor. Dalva, farkındalığın artırılmasının tedavi sürecinde kritik olduğuna değindi.

Risk faktörleri arasında aile öyküsü, BRCA1/BRCA2 gen mutasyonları, şeker hastalığı, obezite, D vitamini eksikliği, erkek tipi kellik ve düşük boşalma sıklığı sayılıyor. İlerleyen evrelerde tümör prostat dokusuna bası yaparak idrarda zorluk, sık idrara çıkma, idrarda kanama, ereksiyon güçlüğü ve ağrı gibi belirtilere yol açabiliyor; bel, kalça ve sırt ağrıları da şüphe uyandırabilir. Bu tür belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden doktora başvurmak önemli.

Erken teşhis, tedavi başarısını artırıyor ve hastalığın vücutta diğer bölgelere yayılmadan tespit edilmesi durumunda tedavi şansı yüksek oluyor. Dalva, vakaların yaklaşık %80’inin kontrol altına alınabildiğini aktarırken, ileri evrelerde tedavi imkanlarının sınırlı kalabildiğini ifade etti. Düzenli tarama ve risk faktorlerinin bilinmesi, bu süreçte kilit rol oynuyor.

Tarama ve tanı süreci için Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi kullanılıyor; PSA düzeyi risk belirlemede yardımcı olsa da tek başına tanı koydurmuyor. 2,5–4 ng/ml arasındaki PSA için risk %15 civarında, 4–10 ng/ml arası için ise yaklaşık %30 olabilir. 50 yaşından itibaren risk grubundaki erkeklere PSA testi daha erken yaşlarda öneriliyor ve ailede prostat kanseri varsa 40 yaşından itibaren tarama başlanabilir.

Tarama sürecinde rektal muayene ve PSA yüksekliğiyle MR bulguları eşliğinde transrektal USG ve füzyon iğne biyopsisiyle kesin tanı konuyor. Teşhis için PSA testi, Prostat Health Index, PCa3 testi, Prostat MR incelemesi, transrektal USG ve füzyon iğne biyopsisi kullanılıyor. Operasyon olarak ise laparoskopik radikal prostatektomi uygulanıyor.

Korunma ve yaşam tarzı açısından sağlıklı beslenme, düzenli spor yapma, kilo kontrolü, diyabetin kontrol altında tutulması ve alkol ile yağlı gıdaların sınırlanması önemli. Süt ve süt ürünleri tüketimini azaltırken etli gıdaların da miktarını azaltmak faydalı olabilir; antioksidan açısından zengin nar, yeşil çay, brokoli, domates ve taze meyve-sebzeler ise bolca tüketilmelidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.