Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile Türk Milleti ve Medeniyet Üzerine Derin Analizler
Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile Türk milleti ve medeniyetine dair derin analizler, tarih ve kültür üzerine kapsamlı bilgiler içeriyor. Öğrenmek için tıklayın.
Türklerin Günümüzdeki Durumu ve Medeniyetin İnşası
GDH’nin sosyal medya platformunda gerçekleştirilen programda, Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Batı ülkelerinin birçok İslam ülkesini sömürmeye devam ettiğine dikkat çekti. Batı medeniyetinin bu noktaya gelmesinde, sömürdüğü ülkelerin ve kültürlerin büyük etkisi olduğunu vurguladı. Türklerin, karşılarında Roma, İran ve Rus gibi güçlü milletler olmasına rağmen, asimile olmadan varlıklarını sürdürebilmelerinin temelinde aile yapısı ve Türkçenin önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Türklerin yaklaşık 2200 yıl boyunca dünya sahnesinde aktif bir güç olduklarını belirten Afyoncu, at, ok ve yay silahlarının, Türklerin geniş coğrafyalara hükmetmesini sağlayan temel unsurlar olduğunu söyledi. Medeniyet inşa etmek için fikir üretmenin ve milleti ortak bir ideal etrafında toplamın esas olduğunu vurgulayarak, “Türklerin kendi mefkureleri ve ülkeleri vardı. O dönemde ‘Türk cihan hakimiyeti’ diyorduk. Yani güneşin doğduğu yerden batıya kadar huzur ve adalet götürmek, dünyaya hükmetmek istiyorduk. Bu, diğer milletleri sömürmek anlamına gelmez; bizim kültürümüzde sömürgecilik yoktur.” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Kızılelma ve Türklerin Hedefleri
Afyoncu, Türklerin ulaşmayı hayal ettiği ideal hedefe Kızılelma denirdi. Bu hedefin sınırlarının zaman zaman Viyana, İstanbul veya Belgrad gibi yerler olabileceğini belirtti. Padişahın atının bastığı her yerin Kızılelma sayıldığını ve bu kültürün günümüzde de devam ettiğini örneklerle anlattı. “İlk Suriye harekatı olan Fırat Kalkanı’nda bir uzman çavuşumuz, ‘Nereye gidiyorsunuz?’ sorusuna, ‘Kızılelmaya’ diyerek cevap vermiştir. Bu, Türk milletinin hedefe ulaşma tutkusunu ve kültürünü yansıtan önemli bir örnektir.” dedi. Afyoncu, Kızılelma’nın temel amacının ‘dünyaya huzur ve adalet getirmek’ olduğunu ve bu idealin günümüzde Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağına da isim olarak verildiğini hatırlattı. Bu isim, Türkiye’nin özgün ve bağımsız silah teknolojilerinde ilerlemesine işaret ediyor. TB2 ve Akıncı gibi insansız hava araçlarının savaş konseptini değiştirdiğine dikkat çeken Afyoncu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bu teknolojilerde üstünlüğü elinde bulundurduğunu belirtti.
“İnsansız savaş uçağı Kızılelma’nın seri üretimine başlanacağı haberleri, Türk ordusunun ve savunma sanayinin gelişimine yeni bir ivme kazandırıyor. Bu silahlar, dost ve müttefik ülkelerin de güvenle kullanabileceği modern ve güçlü savunma araçlarıdır.”
Türklerin Geleceği ve Dünya Düzeni
Afyoncu, Türk milletinin tarih boyunca dünyaya barış ve adalet getirmeye çalıştığını hatırlatarak, “Şu anda bizler, Türkiye Cumhuriyeti olarak, devletimiz, ordumuz ve Cumhurbaşkanımız öncülüğünde, dünyanın yeniden şekillendiği bu dönemde, dost ve kardeş ülkelerle birlik ve beraberlik içinde ayakta kalmalıyız.” dedi. Ayrıca, sanayi inkılabındaki geri kalmışlığımızın, Türklerin üstünlüğü ve teknolojik gelişmelerle telafi edildiğine vurgu yaptı. “Dron savaşlarında Türkler üstünlüğü ele geçirdi ve bu, dünya açısından önemli bir gelişmedir. Ama bu üstünlüğü, başka milletleri sömürmek için değil, adalet ve huzur getirmek amacıyla kullanmalıyız.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Türkiye’nin Fikir Üretimindeki Eksiklikleri ve Nüfus Problemi
Afyoncu, Türkiye’nin şu an en büyük eksikliklerinden biri olan fikir üretimi konusunda, aşırı siyasileşmenin ve kutuplaşmanın engel olduğunu belirtti. “1980’lerde öğrencilik yıllarımda, her grubun farklı bir fikri vardı. Günümüzde ise fikir üretmek yerine, kutuplaşma ve kavga ön plana çıkıyor.” dedi. Ayrıca, Anadolu’daki Türk nüfusunun azalması ve doğurganlık hızının düşmesi gibi stratejik konulara dikkat çekti. “Türk nüfusu artmıyor, hatta zamanla azalacak ve yaşlanan bir nüfusla karşı karşıya kalacağız. Bu, ülkemizin geleceği açısından ciddi bir tehlike. Eğer bu düşüşü engelleyemezsek, Türk milletinin tarih sahnesinden çekilme riski var.” diye ekledi. Ancak, Türk dünyasının canlı yapısı sayesinde, göç ve nüfus transferleriyle bu sorunun aşılabileceğine de değindi.
İslam Dünyası ve Güçlü Olmanın Önemi
İsrail’in Filistin’deki katliamlarına da değinen Afyoncu, “Bizim güçlü olmamızın en önemli örneği ve nedeni, Filistin’dir. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi güçlenmesi, bölgedeki etkisini artıracaktır. Bir milyardan fazla Müslüman nüfusunun, birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi gerekir. Bu, uluslararası alanda daha güçlü bir duruş sergilememize katkı sağlar.” diyerek, İslam dünyasının birlik ve güç ihtiyacını vurguladı. Ayrıca, “Bütün Müslümanların daha güçlü olması, zulümlerin sona ermesi için elzemdir.” ifadesini kullandı.
“İnşallah, bu zulümlerin sona erdiğini ve adaletin sağlandığını görürüz.”