İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C
Havacılık, gemicilik ve petrokimya gibi bazı sektörlerin petrole bağımlılığı bir süre daha devam edecek. Petrokimya sektörü, küresel petrol talebindeki büyümenin itici gücü olacak ve 2019-2026 döneminde talepteki büyümenin yüzde 70’i bu sektörden kaynaklanacak. Petrokimya ürünleri arasında bulunan etanol, LPG ve nafta talebi söz konusu dönemde yıllık bazda günlük ortalama 430 bin varil artacak. Petrol talebinin 2019’daki günlük 7 milyon 900 bin varil seviyesine dönmesi 2024’ü bulacak. Seyahat kısıtlamaları, aşılamanın hızı ve salgın sürecinde değişen seyahat alışkanlıkları havacılık sektöründen kaynaklanan petrol talebindeki artışta belirleyici rol oynayacak.
Dünyadaki petrol talebinin zirveye ulaşıp düşüşe geçmesi için enerji politikalarında ve tüketim davranışlarında güçlü değişimlere ihtiyaç duyulacak. Aksi takdirde petrol talebindeki artış devam edecek. Bu kapsamda, ülkelerin temiz enerji politikaları, petrol talebindeki artışın gidişatını belirleyecek. Rapora göre, dünya genelinde elektrikli araç satışlarının 2026’da 12 milyonu geçmesi beklenirken, toplam elektrikli araç filosu 60 milyona yaklaşacak. Toplam petrol talebinin yüzde 60’ını oluşturan ulaşım sektöründe elektrikli araçlar ve otobüslerin yaygınlaşmasıyla günlük talep 2020 seviyesine göre yaklaşık 1 milyon varil azalacak. Öte yandan, şirketlerin iş seyahatlerini salgın öncesi döneme göre yarı yarıya azaltması ve uzaktan çalışmanın devam etmesiyle günlük petrol talebi yaklaşık 1 milyon 700 bin varil düşürülebilir. Bu uygulamaların yanı sıra plastik kullanımının ve elektrik sektöründe petrol tüketiminin azalması, içten yanmalı motorlu araç kullanımının sınırlandırılmasıyla petrol talebi günlük 5 milyon 600 bin varil azaltılabilir. Söz konusu önlemler, küresel petrol talebinin 2019 seviyelerine dönmesini engelleyebilir. IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin yaptığı değerlendirmede, küresel petrol talebindeki tarihi düşüşün kalıcı olmadığını belirtti. Birol, sektörde başta metan olmak üzere temel faaliyetlerden kaynaklanan emisyonları en aza indirmenin acil bir öncelik olduğuna dikkati çekerek, “Bazı petrol ve gaz şirketlerinin bu alanlardaki taahhütlerini artırdığını görmek cesaret verici ancak çok daha fazlasının yapılması gerekiyor.” ifadesini kullandı.