DOLAR 32,5770
EURO 34,9061
ALTIN 2.438,91
BIST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 18°C

Pandemi döneminde çocuk ve ruh sağlığı ile ilgili öneriler

30.04.2020
A+
A-

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Yeliz Engindereli, tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi ile ilgili, “Bugüne değin hiç yaşamadığımız değin büyük ve küresel boyutta bir kriz ile aleyhinde karşıyayız.  Bütün dünyayı içten etkileyen ve bazı olgularda ölümcül olabilen bir salgından, ruhsal açıdan etkilenmek doğal bir durumdur ve ‘normaldir’.  Kaygılanmak ve korkmak da son derece alışılagelmiş duygulardır ve bu duygular şiddetli ve süreğen olmadığı zamanlarda psikiyatrik bozukluk seviyesinde yaşanmayabilir” dedi.

Evde kalma zorunluluğunun erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da negatif etkilenmelere sebep olabileceğini bildiren Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Minik çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri ve görünmeyen düşünme yeteneklerinin gelişmemesi nedeni ile salgınları, virüs gibi konuları anlamakta zorlanabilirler.  Gerçekçi olmayan düşünceleri ile vesvese uyandıran değerlendirmeler yapabilirler.  Çocuklara, endişe ve korkunun, koronavirüs ile ilgili negatif düşüncelerin, böyle zamanlarda beynimizin bizi korumak için tedbir almamızı sağlamaya çalıştığını, işinin bizi korumak için us ve duygular üretmek olduğunu onların anlayabileceği dilde anlatabiliriz” ifadelerini kullandı.

“Çocukların bu baskı dönemi asgari psikolojik sıkıntılarla geçirmesi anne babanın ruh sağlığıyla yakından ilişkili”

Bilhassa ailelerin bu süreçte aşırı acelecilik ve dikkatli, korkutucu, koruyucu, kollayıcı yaklaşımlar sergileyebildiğini, abartılı panik hissinin ise çocukların ve gençlerin ruh sağlığını negatif etkileyebildiğini belirten Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Ailenin süreçteki tavrının çocukların ruh sağlığında belirleyici olabilir. Belli yaş gruplarında çocukların ruhsal, zihinsel, motor ve sosyal becerilerini kazanmalarını karşılayan belli aktiviteler ve durumlar vardır. Bunlar 3-6 yaş grubu için oyun ve okul öncesi eğitim, 6-10 yaş arası için mektep ortamı ve öğretmenler ve yaşıtlarıyla ilişki düzenlemek, ergenler için yaşıt grupları ve okuldur. Şu anki salgın durumunda tüm bunların askıya alınması ve yine aile içi ve aile dışı rutinlerin bozulması çocukların ruhsal, sosyal, akademik, motor, zihinsel gelişimlerini sekteye uğratabilir, hatta ayrı psikiyatrik sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir ya da zeminde olan bir takım sorunların ağırlaşmasına yol açabilir. Bu dönemde ailelerin süreci nasıl yönettiği tartma arz etmektedir. Yani çocukların bu şiddet dönemi en düşük psikolojik sıkıntılarla geçirmesi anne babanın ruh sağlığıyla yakından ilişkilidir” diye konuştu. 

“Süreci sağlıklı yönetmenin en iyi yolu doğru kaynaktan data almak”

Süreci sağlıklı yönetmenin en iyi yolunun dürüst kaynaktan veri edinmek olduğunu hatırlatan Uzm. Dr. Engindereli, ülkemizde hali hazırda ödev yapmakta olan Sağlık Durumu Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu’nun içten bilgilenme için fazla önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çocukların, haberleri izleme süresini sınırlı yakalamak, korkutucu görüntüler taşıyan videolar ve görsellerden uzakta kalmalarını karşılamak, negatif haberlere ebeveyn denetimi olmadan aracısız olarak maruz kalmalarını alıkoymak ruh sağlıklarının korunması açısından büyük önem taşıyor. Onların endişe ve korkularını anlayışlı olmak, kabul etmek ve bunlara karşın uygun, gerçekçi, onların anlayabileceği dilde bilimsel talimat yerine getirmek çocuklar için çok daha yararlı olacaktır” biçiminde konuştu. 

“Çocukların jurnal rutinlerinin devamının sağlanması fazla önemli”

Çocukların en az şekilde etkilenmelerini temin etmek için alınabilecek önlemlerle ilgili bilgiler paylaşan Engindereli, açıklamalarına şöyle devam etti: “Çocuklar için günlük rutinlerin devamının sağlanması çok önemlidir. Uyku, yemek yemek, teknoloji kullanımı, oyun oynama ve ders saatlerini mümkün olduğunca değişmez tutmalı, mektep saatinde uzak eğitim, ders ve tahsis gibi belirli rutinler korunmalıdır.  Bütün ailenin bir arada olup sohbet edebileceği, günü değerlendirebileceği akşam yemeği birlikte yenmelidir. Çocukların kendini en bakımlı açıklama edebileceği etraf oyun ortamıdır.  Onun seçeceği bir oyunu hergün minimum yarım saat birlikte oynamak, keza onun duygusal ihtiyacını karşılayacak hem de özgüveninin artıp kendini sıcacık ifade etmesine ihtimal tanıyacaktır. Kalan boş zamanlarında serbestçe oyun oynamasına izin belirlemek, her anını aktiviteyle doldurmamak ise düş gücünün kısıtlanmaması için önemlidir.  Çocuklara masal okunması, hayal gücünü ve sözcük dağarcığını arttıran aktivitelerdir. Ailece egzersiz yapmak da eve kapandığımız bu günlerde hem ruh sağlığı, keza de vücut sağlığına olumlu katkıda bulunacaktır.”

“Uzakta eğitim sürecinde ailelere, öğretmenlere ve okul yönetimlerine manâlı görevler düşmektedir”

Uzakta eğitimle değişen yeni konut düzenine derhal alışmakta zorluklar yaşayabilen çocuklar olabileceğine de uyarı çeken Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, bu konuda onlara süre tanımak gerektiğini hatırlatarak “Herşey çok iyi olmayabilir yaklaşımını aklınızdan çıkarmayın” ifadelerini kullandı.

Ders başına oturmakta direnen çocuklarla ilgili ailelere, öğretmenlere ve mektep yönetimlerine büyük görevler düştüğünü gösteren Uzm. Dr. Engindereli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ders başına oturmakta direnen, bunun reel bir ders olmadığını söyleyen çocukları ikna ederken, önemli bir nedenle salgının ne kadar süreceğinin belli olmadığını, dolayısıyla derslerin bir vakit daha bu şekilde yürütüleceğini, bunun sahiden okul olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini uygun bir dille ve yaşına uygun olarak anlatın.  Bu durumda öğretmenlere ve mektep yönetimlerine de fazla artı meslek düşmektedir. Çocuklarla ortak interaktif bir biçimde ders işlemenin ve çocuklardan geribildirim almanın süreci daha da olumlu etkileyeceği düşüncesindeyim.”

Uzakta eğitim sırasında muhtemel olduğunca sessiz bir ortam ve ders dinlemeyi olası kılacak fiziksel koşulların sağlanması ve sınırların netleştirilmesi gerektiğini de bildiren Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Çok sıkıldım, bakmak istemiyorum” diyen çocuklara, hakları olduğu değin sorumlulukları da olduğunun hatırlatılması gerektiğini belirtti.

“Tıpatıp okul zamanında olduğu gibi uyku ve yemek saatlerinin düzenini koruyun”

Bilhassa uyku ritmindeki bozulmanın, çocuk ruh sağlığı üzerinde negatif etkiler yaratabileceğini bildiren Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, tıpatıp mektep vaktinde olduğu gibi uyku ve yemek yemek saatlerinin düzenini korumanın, uzakta eğitime daha basit adapte olmada da katkı sağlayacağını söyledi. Engindereli, “Sabahları erken kalkma, hazırlık ve kahvaltı düzenini sürdürmeniz keza çocuğunuz hem sizin için yardımcı olacaktır. Bunun için çocuğunuzun gece yatma saatini de düzenlemenizde avantaj vardır” dedi.

“Yeni programa uyumu kolaylaştırmak nedeniyle olumlu davranışların ödüllendirilmesi motivasyon artırıcı olacaktır”

Bu öğrenme biçiminin nasıl hissettirdiğini ifade etmekte zorluk yaşayan çocukların duygu ve düşüncelerini fotoğraf, yazı ya da hareketlerle açıklama etmeleri konusunda özgür bırakılmaları gerektiğini de gösteren Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, her günün sonunda çocuğun programa uyumunu kolaylaştırmak amacıyla olumlu davranışlarını sözle veya gösterilen ilgi ile ödüllendirmenin, çocuğun motivasyonunu yükselteceğini söyledi.

Çocukların rutinleri sevdiğini de söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Böylece, haftaiçi haftasonu akışını bozmamaya itina gösterin. Hafta sonunda çocuğunuzun kendi başına yapabileceği ya da birlikte yapabileceğiniz, puzzle, lego, kutu oyunları, bahçe düzenleme, balkon eşyalarını boyama gibi uygun neşeli etkinlikler planlayın” diye konuştu. 

“Bu süreçte çocuklarınıza biraz daha esnek davranın”

Çocuklar için dışarıya çıkmadan, arkadaşlarıyla vakit geçirmeden geçirilen zamanların erişkinlere tarafından daha da zorlayıcı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, bu dönemde çocuklara daha elastik davranılması gerektiğine ilişkin açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Unutmayın fakat bu süreç belirsiz olsa bile geçicidir ve sosyalleşmeden, dışarı çıkmadan, akranlardan uzaktan geçirilen zamanlar çocuklar için oldukça zordur.  Ders dışında bilgisayar, playstation gibi oyunlar ile sosyal medyada geçirilen sürede büyüme ihtimali çok yüksektir. O yüzden bu süreçte onlarla çatışmayın. Biraz daha esnek davranın. Odalarında hiçbir şey yapmadan zaman geçiriyorlar diye de suçlamayın, eleştirel davranmayın.  Ebeveynler olarak sizin de bunalıp yalnız kalmaya ihtiyacınız olabilir. Bunları onlara dobra dobra söyleyin. Evde eşiniz veya varsa öteki aile büyükleri ile zaman geçirin.  Tek ebeveyn değilseniz bu molaları eşinizle dönüşümlü paylaşın.”

Uzm. Dr. Yeliz Engindereli son olarak bu süresiz geçici sürecin, bireylerin kendi hayatlarını gözden geçirmeleri, aile bağları ve sağlığın önemini ayrım etmeleri, belirsizlikle başa çıkma becerilerini geliştirmeleri için fırsat olduğunu, bu sürecin nasıl geçirildiğinin ve nasıl anlamlar çıkarıldığının büyük siklet taşıdığını açıklama etti.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.