Palu’nun Eskici Yaşarı’nın Hayat Hikayesi ve Antika Koleksiyonu

Palu ilçesinde yaşayan ve ‘Eskici Yaşar’ olarak tanınan 85 yaşındaki Yaşar Bahçeci’nin hayatı ve koleksiyonları gerçekten ilgi çekici detaylarla doludur.

Yoğun bir şekilde antika eşyalar toplamaya ve hayat hikayesine sahip olan Bahçeci, yaklaşık 30 yıl boyunca İstanbul’dan getirdiği çeşitli eski kıyafetleri ve objeleri, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli köy, kasaba ve ilçelerine gezerek takas etmiş ve satmıştır. Topladığı bu antikalar, hem müzelere hem de tutkulu koleksiyonerlerin ilgisini çekecek şekilde satılarak geçimini sağlamıştır. Zamanla elinde kalan eşyaları ise büyük bir depo haline getirerek, halk arasında “Eskici Yaşar” lakabıyla tanınan bu koleksiyoncu, adeta bir açık hava müzesi gibi bir alan oluşturmuştur.

Ancak onun hayatı sadece koleksiyonlarla sınırlı değildir; hikayeleri ve yaşadıkları da oldukça dikkat çekicidir. Bir gece türbede yattığı sırada, yaşlı ve sakallı bir adamın sözleriyle hayatı köklü bir şekilde değişir. Bu olay, Bahçeci’nin hayatını şekillendiren dönüm noktası olur. O gece, kendisine 2,5 lira verdiği genci ziyaret eden ve bu ziyaret sayesinde yeni bir sayfa açan Bahçeci, bu paranın ve o anın ona kazandırdığı deneyimin hayatını tamamen değiştirdiğini anlatır.

Hayatının dönüm noktası ve macerası

Yaşar Bahçeci, yaklaşık 10 yıl boyunca Adana’da yaşamış ve burada çeşitli zorluklar yaşamıştır. Onun anlatımlarına göre, Palu’dan Kovancılar’a kadar olan mesafe kadar yolu, gezip gördüğü yerleri ve yaşadığı zorlukları detaylandırmıştır. Çocukken ve gençken yaşadığı bu zorluklar, onu güçlü ve dirençli biri haline getirmiştir.

Bir gün, Kale Kapı ve taş köprü civarında, eski istasyon ve karakol yakınlarında gezintiye çıkar. O zamanlar fabrikanın olduğu bölgede ufacık bir ekmek bile bulmakta zorlanır. Fabrikanın arkasında tren vagonlarının pamuk çiğidiyle dolu olduğunu fark eder ve orada yatmak ister. Ancak tren Toros Dağları’na doğru hareket ettiğinde, kendisini bir anda başka bir yerde, çöplükte bulur. Bu olay, onun hayatındaki dönüm noktalarından biri olur.

İlginç hikayeler ve mucizevi olaylar

Bir gece Mahmud Samini Hazretleri’nin türbesinde yattığını anlatan Bahçeci, burada yaşadığı ilginç bir olaydan bahseder. Türbede yatan sırada, sakallı bir adam tarafından kolu sallanır ve bu olay, onun hayatında derin izler bırakır. Bu sırada, Diyarbakır’da bir gencin ona verdiği 2,5 liranın hikayesi ise ayrı bir öneme sahiptir.

Bahçeci, Diyarbakır’a gittiğinde, bu gencin ailesinden ve yaşadıklarından bahseder. O gece, Diyarbakır’da Mardin Kapısı’nda bu genci bulur ve ona yardım eder. O gencin babası, Urfalı ve halıcılık yapan çok zengin bir ailedir. Bahçeci, bu ailenin verdiği destekle eski ürünleri toplamaya ve satmaya başlar. Bu süreçte, yaklaşık 100 lira tutarında parayla çeşitli antika ve eşyalar alır, onları satarak gelir sağlar ve ailesine maddi katkılarda bulunur.

Hayatını sürdüren ve koleksiyonunu büyüten Bahçeci

Şimdi artık hayatını türbede yatıp kalkmakla geçiren Yaşar Bahçeci, ot toplar ve doğal yollarla beslenir. Her gece, başını koyduğu yerde, bir daha uyanıp uyanmayacağını düşünerek yatmaya devam eder. Bir gece, kendisini tekrar harekete geçiren ve kolunu sallayan o sakallı adamın sözleri onu derinden etkiler. Bu olay, onun ruhsal bir aydınlanma yaşamasına neden olur ve hayatındaki maneviyatı güçlendirir.

Bahçeci’nin, Diyarbakır’da yaşadığı bu olaylardan sonra, ailesinin ve yakınlarının yardımıyla eski eşyaları toplamaya devam ettiği ve bu koleksiyonlarıyla büyük bir müze gibi bir alan oluşturduğu bilinmektedir. O, bu koleksiyonları ve yaşam öyküsüyle, zorluklar karşısında azim ve kararlılıkla ilerlemenin örneği olmuştur.

Son olarak

Yaşar Bahçeci’nin hikayesi, sadece antika ve koleksiyon tutkusunun ötesinde, hayatın zorluklarına karşı gösterilen direncin ve insanın inancıyla nasıl değişebileceğinin güzel bir örneğidir. Onun hayatı, yaşam mücadelesi ve yaşam sevinciyle dolu, ilham verici bir hikayedir.