Ortadoğu Güvenlik Yanılsamasına Yeni Bir Bakış: İthal Edilen Güvenliğin Sınırları
Ortadoğu güvenlik algısını sorgulayan, ithal güvenliğin sınırlarını ve yerli çözümlerin rolünü inceleyen akıcı bir analiz.
Ortadoğu’da uzun zamandır etkisini sürdüren bir yanılgı var: Güvenliğin sadece dış güçlerden, özellikle Batı merkezli kaynaklardan getirilebileceği inancı. Bu bakış açısı, bölgedeki dinamiklerle ilgili kararları şekillendirirken çoğu zaman gerçek tehditleri ve içsel çözümleri göz ardı eder.
Güvenlik konusunu ele alırken, dış müdahalelerin ötesine bakmak ve bölgesel yapıların kendi kendine yeterlilik kapasitesini değerlendirmek gerekli hale geliyor. Dış etkenler güvenlik algısını değiştirse de, asli sorumluluk yerel aktörlerde ve toplumsal dayanışmada yatıyor.
Yapısal farklar, ekonomik istikrar ve politik kararlılık gibi unsurlar güvenliği kuvvetlendiren temel taşlar olarak ön plana çıkıyor. Bu bağlamda, dışa bağımlı güvenlik anlayışının ötesine geçmek ve kendi güvenlik mehanizmalarını güçlendirmek, uzun vadeli istikrar için hayati bir adım olarak görülüyor.
Şu anki tartışmalarda dikkat çeken nokta, güvenliğin yalnızca askeri güçle değil, sosyoekonomik iklimle de ilişkilendiği gerçeğidir. İç dinamikler ve ulusal kapasitenin geliştirilmesi, bölgenin güvenlik mimarisinin merkezinde yer almalıdır.
İthal güvenlik” düşüncesinin ötesine geçmek için yerel kurumların güçlendirilmesi, diyalog ve kapsayıcı politikalarla bir güvenlik çemberinin kurulması gerekiyor. Bu yaklaşım, uzun vadeli barış ve istikrarın anahtarı olarak değerlendirilebilir.