Orman Yangınlarına Müdahalede Profesyonellik Vurgusu
Orman yangınlarına müdahalede profesyonellik ve deneyim önemlidir. Güvenli ve etkili çözümlerle doğayı koruma altına alıyoruz.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadir Alperen Coşkuner, orman yangınlarına müdahale sırasında gönüllülerin teknik bilgi ve deneyim açısından dikkatli olması gerektiğini vurguluyor. “Yangına müdahale edenlerin, özellikle araziye girmeden önce gerekli eğitimleri almaları ve bölgenin yapısını iyi bilmeleri büyük önem taşır. Bu sayede hem kendi güvenliklerini sağlayabilirler hem de etkin bir müdahale gerçekleştirebilirler” diye ekliyor. Ayrıca, yangınla mücadelede yüksek eğitim ve uzmanlık gerektiren profesyonel bir yaklaşımın şart olduğunu belirterek, “Gönüllülerin, doğrudan alevlerle mücadele etmek yerine, yangının yayılmasını engellemek veya tahliye gibi dolaylı müdahale tekniklerine odaklanmaları daha doğru olur” diyor.
Coşkuner, Türkiye’nin orman yangınlarındaki hassas bölgelerine de dikkat çekerek, yangınların yüzde 98’inin insan kaynaklı olduğunu söylüyor. “İnsan hataları, ihmal veya kasıtlı girişimler yangınların büyük çoğunluğunun temel nedenidir. Ekstrem hava koşulları, yüksek sıcaklıklar, düşük bağıl nem ve rüzgar hızları gibi faktörler, yangınların şiddetini ve yayılma hızını artırır. Bu durumlar, yangının kontrol edilmesini zorlaştırırken, yerleşim alanlarına ulaşmasına da sebep olabilir ve ciddi can kayıplarına yol açabilir” şeklinde açıklamalar yapıyor.
Yangın Şiddeti ve Müdahale Teknikleri
Hava araçlarının yangında ilk müdahale araçları olduğunu belirten Coşkuner, “Yangınla mücadelede yüksek ısı ve büyük alanlara yayılan yangınlar karşısında ciddi zorluklar yaşanıyor. Bir hektarlık yangın, yaklaşık 20 kiloton TNT’nin oluşturduğu termal enerjiye eşdeğer sıcaklık ortaya çıkarabilir. Helikopterlerin su atışları genellikle 3,5-4 ton arasında olup, en büyükleri 10 tona kadar su atabiliyor. Yangın şiddeti arttıkça, alevlerin boyu da yükselir ve müdahale güçleşir. Bu noktada, güvenli uzaklıklardan çalışmak zorunludur. Her yangın söndürme aracının farklı bir görevi vardır ve koordinasyon büyük önem taşır” diye konuşuyor.
Kontrol Altına Almanın Önemi ve Stratejiler
Coşkuner, büyük yangınların kontrol altına alınmasının kritik olduğunu vurgulayarak, “Yangını tamamen söndürmek, özellikle rüzgarın ekstrem hızlarda estiği durumlarda, gerçekçi bir hedef değildir”. “Hava operasyonlarıyla yapılan müdahaleler, yangının ısısını düşürmeye yeterli olmayabilir. Bu nedenle, yanıcı maddeleri ortadan kaldırmak ve yangının yayılmasını engellemek temel stratejidir. Gece saatlerinde rüzgarın yavaşlaması, bağıl nemin yükselmesi ve sıcaklığın düşmesiyle birlikte, yangını kontrol altına almak daha mümkün hale gelir. Büyük yangınlarda esas amaç, yangını söndürmek değil, kontrol altına almak ve tekrar alev almasını engellemektir. Bu süreçte, yangın tükenene kadar soğutma çalışmaları devam eder ve yangının yeniden alevlenmesini önlemek için önlemler alınır”.
Gönüllü Müdahale ve Tehlikeler
Orman yangınlarına gönüllü olarak katılanların, teknik bilgi ve deneyim açısından dikkatli olması gerektiğine değinen Coşkuner, “Yangına müdahale edenlerin, yüksek ısı ve radyasyon nedeniyle, 30 dakika ile 1 saat içerisinde çalışamaz hale gelebileceğini hatırlatıyor. Yangının radyant etkisi, insan vücudunda aşırı sıcaklık ve düşünce kaybına neden olabilir. Bu nedenle, düşüncesiz ve eğitim almamış kişilerin araziye girmesi büyük tehlike yaratır. Duman ve zehirli gazlar, vücut sıcaklığını aniden yükselterek yanma riskini artırır. Güvenlik ve etkinlik açısından, gönüllülerin sadece teknik ve eğitimli ekiplerin yaptığı müdahalelere katılması gerekir. Orman yangınları, yüksek eğitim, tecrübe ve stratejik planlama olmadan başarıyla yönetilemez. Gönüllülerin, özellikle alevlerle doğrudan mücadele yerine, ekipmanların taşınması ve tahliye gibi görevlerde yer almaları daha doğru ve güvenli olur” diye ekliyor.