Murat Ülker’den Kenevir Yasası Hakkında Çarpıcı Uyarı

Kenevir Yasasına Yıldız İş İnsanından Sert Eleştiri

Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biri olan ve Yıldız Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, meclise sunulan ve tartışmalara neden olan kenevir yasa teklifine ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Bu teklif karşısında ciddi endişelerini dile getiren Ülker, söz konusu düzenlemenin toplumda ve özellikle gençler arasında ciddi sosyal sorunlara yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu. Meclis’e çağrıda bulunan Ülker, bu değişikliğin uygulanması halinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçların kontrol edilemeyecek boyutlara ulaşabileceğine dikkat çekti.

Ülker’in Kenevir Yasasıyla İlgili Kapsamlı Açıklaması

Forbes tarafından açıklanan ve yaklaşık 5,3 milyar dolar değerindeki servetiyle Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biri olan Murat Ülker, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede şu sözlere yer verdi:
“Sayın milletvekilleri, kenevir tarımı ve tıbbi ürün üretimi adı altında hazırlanan bu yasa tasarısı, başlangıçta sağlık ve ekonomi adına bir fırsat gibi görünse de, detaylara inildiğinde toplumumuz ve özellikle gençlerimiz için ciddi tehditler barındırmaktadır. Kenevir bitkisi, esrar üretiminde yüksek THC oranı nedeniyle kolaylıkla kullanılabilir hale gelir. Bu bitkinin doğası, dayanıklı ve hızlı büyüyen yapısı, düşük maliyetle tarımı yapılabilmesine imkan sağlar. Ancak en büyük zorluk, üretimin kontrol edilmesi ve denetlenmesidir. Hızla çoğalan ve kontrol dışına çıkabilen bu bitki, domuz ve tavşan gibi hayvanlar gibi hızlı üreyip yayılabilir.”

Sosyal Felaketler ve Dünya Örnekleri

Ülker, tıbbi kenevirin kontrollü üretimi ve kullanımının bazı ülkelerde kabul gördüğünü, ancak bu ülkelerin de ciddi sorunlar yaşadığını vurguladı. “Sosyal felaketler ile sonuçlanan bu uygulamaların en iyi örneği Hollanda’dır. 1970’lerden beri uygulanan ‘coffee shop’ modeli, satışa tolerans gösterse de üretim ve ekim yasaktır. Bu nedenle, neden bu modelin tercih edilmediğini düşünmek gerekir.”

Kanada ve ABD’de de benzer durumların yaşandığını belirten Ülker, şu verileri paylaştı:
“Kanada’da yapılan araştırmalar, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 15-24 yaş arasındaki gençler arasında esrar kullanım oranının %40 arttığını göstermektedir. Yasa sadece medikal amaçlı olmasına rağmen, zamanla sınırların esnetildiğine şahit olduk. Günümüzde Kanada’da hemen her köşe başında esrar satışı yapılmakta ve gençlere ulaşım oldukça kolay hale gelmiştir. ABD’de ise, başlangıçta medikal kullanım ile sınırlı kalan süreç, şimdi 24 eyalette keyif amaçlı kullanımı da serbest bırakmıştır. Bu durum, madde bağlantılı ölümler, trafik kazaları ve bağımlılıktaki artışlar açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Colorado eyaletinde, yasal düzenlemenin ardından trafik kazalarında %62’lik bir artış yaşanmıştır.”

Yasaklı Maddelerin Kılıf Değiştirmesi ve Tehlikeleri

Ülker, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Sayın milletvekilleri, biz Türkiye olarak, daha sahte içki sorununu çözümleyememişken, her yıl onlarca insanımızı bu nedenle kaybediyoruz. Madde kullanımına bağlı ölümler hızla artıyor, bağımlı gençlerin yaşı ortaokula kadar düşmüş durumda. Yasaklı madde baronlarının büyümesini engelleyemiyoruz. Kenevir tarımını ‘sanayi’ veya ‘ilaç’ gibi meşru alanlara kaydırmak, bu suç örgütlerine yeni, yasal bir kapı açmak anlamına gelir. Dünya örnekleri bize gösteriyor ki, yasa değişse de, yasa dışı madde ticareti kılıf değiştirir ama amacı asla değişmez.”

Kontrol Edilemeyecek Riskler ve Sonuçlar

Ülker, bu konuda şu kritik uyarıyı yaptı:
“Osmanlı döneminde bile ekonomik faydaları bilinen keneviri, bugün hangi denetim garantisiyle toplumumuza sunmayı planlıyoruz? Genç nüfus ve bağımlılık oranları göz önüne alındığında, bu yasa geri dönülemez zararlar doğuracaktır. Bugün ‘tıbbi’ diye açılan kapı, yarın sokaklarda kapanmaz yaralara dönüşecektir. Bu mesele sadece ekonomik değil, aynı zamanda gençlerimizin sağlığı ve toplumumuzun geleceğiyle ilgilidir. Lütfen dikkat edin: Bazı riskler vardır ki, asla yönetilemez. Bu yasa teklifine ‘Hayır’ demek, sadece bir oylama değil, ülkemizin gençlerine ve geleceğine sahip çıkmaktır.”