Kuzey Kıbrıs Seçimleri ve Bölgesel Stratejiler: Akbaş’ın Değerlendirmesi
Kuzey Kıbrıs seçimlerini ve bölgesel stratejileri Akbaş’ın bakış açısıyla derinlemesine analiz eden kapsamlı bir değerlendirme.
KKTC’de yaklaşan seçimler üzerine Timetürk yazarı Ramazan Akbaş’ın değerlendirmelerini derledik. Ada’nın geçmiş süreçlerden süzülen önemi, bugünkü siyasi tabloyla bağlantılı olarak ele alınıyor. Akbaş, bölgenin dinamiklerini ve tarihi olayların bugün sahne aldığı kritik rolünü hatırlatıyor.
Bir zamanlar Hz. Osman dönemiyle başlayan fetih serüveninden, ada üzerinde uzun süren hâkimiyetin izleri sürülüyor. 1571’de Lala Mustafa Paşa önderliğindeki Osmanlı kuvvetleri bu stratejik adayı yeniden ele geçirirken, kayda değer bedeller ödendi. Bu fetih, Osmanlı için yalnızca meydan okunan bir meydan değil, aynı zamanda “kaynaklarından kesilen kolun yerine yenisi gelmez” sözleriyle de tarih kitaplarına geçmişti. İslamî hâkimiyetin simgesi sayılan bu dönemeç, Akbaş’ın kronolojik hat üzerinde dikkat çektiği dönüm noktalarından biri olarak öne çıkıyor.
İngiltere ile ilişkiler ve diplomasi konusunda 1878’e kadar uzanan süreç, Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderini etkileyen önemli bir dönemeç olarak kaydediliyor. Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşmasıyla başlayan ağır yük, Sultan II. Abdülhamid’in diplomatik hamleleriyle yeniden tanzim edildi ve Berlin Antlaşması ile sürdürülerek adanın mülkiyeti Osmanlı’da kalırken kiralama yoluyla İngiliz etkisi kuruldu. Bu süreçte Ada’nın jeopolitik değeri net bir şekilde vurgulanıyor.
Toplumsal direniş ve karşı mücadeleler de adanın kaderini etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. 1955 yılından itibaren Rum topluluğunun Enosis hedefiyle başlattığı hareketler, Türk toplumu üzerinde acımasız baskılar doğurdu. EOKA’nın saldırıları uzun bir süre devam etti ve 1974 Barış Harekâtı ile Türk tarafı bu baskıdan kurtulma yönünde önemli bir adım attı. Bu süreç, Kuzey Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve güvenlik konusunda tutumunu güçlendirdi. Akbaş, 2020’de seçilen Ersin Tatar’ın Türkiye ile yakın koordinasyonuna dikkati çekerek, uluslararası arenada Kıbrıs Türklerinin haklarını savunma iradesinin sürdürülmesi gerektiğini vurguluyor.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin bölgesel varlığı ve KKTC’nin bağımsız geleceği açısından KKTC’nin rolü bu analizde öne çıkan temalardan. Akbaş’ın ifadeleri, Ada’daki siyasi kararların yalnızca iç dinamiklere bağlı olmadığını, bölgesel çatışmalar ve uluslararası denge oyunlarıyla sıkı bağlantılı olduğunu gösteriyor.
İlgili yazının tamamına ulaşmak için Timeturk’ün kaynağına yöneliniz. Timeturk: Kuzey Kıbrıs’ta seçim var