Küresel Isınma: 2024 Kaydedilen En Sıcak Yıl

İnsan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin etkileri gün geçtikçe daha belirgin hale gelirken, küresel sıcaklık artışında tarihi seviyeler görüyoruz. Son yıllarda kaydedilen sıcaklık yükselmeleri, iklim krizinin aciliyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Avrupa Birliği’nin (AB) geliştirdiği ve dünya genelinde kullanılan uydu tabanlı izleme sistemi olan Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından sunulan veriler, küresel sıcaklık artış trendinin 1967 yılından beri devam ettiğini gösteriyor. Bu veriler, iklim değişikliğinin hızını ve ciddiyetini net biçimde ortaya koyuyor.

Son yıllarda yaşanan sıcaklık rekorları, özellikle 2024 yılını, kayıtlardaki en sıcak yıl olarak tanımlamamıza neden oldu. Bu yıl, sanayi öncesi dönem ortalamasından 1,5 derece daha sıcak kaydedildi ve bu, Paris Anlaşması’nda belirlenen kritik eşik olan 1,5 derece sınırını ilk kez aşmış oldu. Bu sınırın aşılması, iklim bilimcileri ve politika yapıcılar arasında büyük endişe uyandırdı. 2023 yılında küresel ortalama sıcaklık 15,1 dereceye ulaşırken, 2024’te bu değer daha da yükseldi. Geçen yıl, yani 2023’te, sıcaklıklar sanayi öncesi döneme kıyasla 1,4 derece üzerindeydi ve bu, iklim değişikliğinin hızla ilerlediğinin göstergesi olarak kabul ediliyor.

Küresel yüzey sıcaklığı, 1967 yılında yalnızca 0,2 derece üzerinde gerçekleşmişken, günümüzde bu artış dramatik bir boyuta ulaştı. Uzmanlar, bu sıcaklık artışlarının yalnızca yüzeyde değil, aynı zamanda iklim sisteminin temel unsurlarında da ciddi değişikliklere yol açtığını belirtiyor. Özellikle, iklim değişikliğinin en kritik göstergelerinden biri olarak kabul edilen okyanusların ısınması, 2024 yılında rekor seviyelere ulaştı. Çalışmalar, okyanusların toplam ısınmasının sıcaklık artışlarının yaklaşık %90’ını oluşturduğunu ve bu nedenle okyanusların ısı içeriğinin, iklim değişikliğinin izlenmesinde en önemli göstergelerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, okyanuslarda artan ısının, deniz seviyelerinin yükselmesine ve şiddetli hava olaylarının artmasına neden oluyor.

Özellikle haziran ayı verileri, küresel sıcaklıkların rekor kırdığını gösteriyor. Dünya genelinde ölçülen ortalama sıcaklık 16,46 derece ile en yüksek seviyelere ulaştı. Bu değer, sanayi öncesi dönemin ortalamasından 1,3 derece daha yüksek olmasının yanı sıra, haziran ayları arasında üçüncü en sıcak ay olarak kayıtlara geçti. Avrupa kıtasında ise, haziran ayı ortalaması 18,46 derece olarak kaydedildi ve bu, kıta genelinde en sıcak beşinci haziran ayı olma özelliği taşıyor. Bu gelişmeler, iklim değişikliğinin etkilerini hem küresel hem de bölgesel düzeyde daha yakından hissetmemize neden oluyor.

Ulusal ve uluslararası kurumların verileri, iklim değişikliğinin hız kesmeden devam ettiğini ortaya koyuyor. NASA ve Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) gibi kuruluşlar, 2015-2024 döneminin, kayıtlardaki en sıcak dönemler arasında yer aldığını belirtiyor. Ayrıca, Advance in Atmospheric Sciences dergisinde yayımlanan bağımsız çalışmalar, okyanusların ısınmasının sıcaklık artışlarının en önemli nedenlerinden biri olduğunu vurguluyor. Bu çalışmalar, okyanusların ısı içeriğinde yaşanan artışın, iklim sisteminde yaşanan değişikliklerin temel taşlarından biri olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler, özellikle okyanusların korunması ve sürdürülebilir yönetimi açısından hayati öneme sahip.