Klinik Psikolog Dr. Pelin Hazer’den Türkiye’nin Kolektif Travması Üzerine Derin Analiz
Klinik Psikolog Dr. Pelin Hazer’den Türkiye’nin kolektif travması üzerine derin analiz ve çözüm önerileri. Toplumsal iyileşme yolunda önemli bilgiler.
Klinik Psikolog Dr. Pelin Hazer’den Türkiye’nin kolektif travması hakkında önemli açıklamalar
Haberler.com’da Saygı Ünlü’nün değerli konuklarından biri olan Dr. Pelin Hazer, Türkiye’nin geçmişten günümüze süregelen travmatik olaylarla yüzleşmek ve bu durumun toplumsal ruh sağlığı üzerindeki etkilerini derinlemesine değerlendirdi. Hazer, ülkemizin tarihsel süreçler ve güncel olaylar nedeniyle yaşadığı ağır travmaları, kolektif bilinç ve toplumsal hafıza açısından ele alarak önemli tespitlerde bulundu.
“Bir travma ülkesi olmanın psikolojik ve toplumsal sonuçları” başlığıyla yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin tarih boyunca sürekli krizler, savaşlar ve çatışmalarla karşı karşıya kalması, kolektif bilinçte derin izler bırakmıştır. Bu durum, ülkenin ruh sağlığını olumsuz etkileyen ve nesiller boyu devam eden bir travma ortamı oluşturuyor” dedi. Hazer, bu travmaların sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin kaybına da yol açtığını vurguladı.
Özellikle empati yoksunluğu ve toplumsal duyarsızlığın ruh sağlığı açısından en tehlikeli unsurlar olduğunu belirten Hazer, “İnsanlar arasındaki bağların zayıflaması, toplumda yalnızlaşma ve izolasyon duygularını artırıyor. Bu da psikolojik bozuklukların yaygınlaşmasına neden oluyor” ifadesini kullandı.
Travmaların iyileşme sürecinde en kritik faktör: Anlayış ve kabullenme
Hazer, travmaların iyileşmesi için en temel unsurun anlaşılmak olduğunu dile getirdi. “İnsanlar, duygularını ve yaşadıklarını paylaşmakta güçlük çektiğinde, iyileşme süreci sekteye uğruyor. Anonimlik ve gizlilik, cesur adımlar atmayı kolaylaştırabilir; ancak bu, yanlış davranışlara da kapı aralayabilir” dedi. Ayrıca, birçok yetişkinin çocukluk döneminde yaşadığı istismar ve travmaları, ancak olgun bir yaşta konuşabildiklerini ve bu süreçte destek almaları gerektiğini belirtti.
Kolektif bilinç ve toplum sağlığı için sorumluluk
Hazer, “Kolektif bilinç olmadan, toplumun travmalardan tam anlamıyla kurtulması mümkün değildir” sözleriyle, toplumsal ruh sağlığını güçlendirmek için ortak bilinç ve farkındalık çalışmalarının hayati önem taşıdığını vurguladı. Depresyon, anksiyete ve intihar oranlarının artışına dikkat çeken uzman, “Duyarsızlık, insan olmanın temel değerlerini kaybetmek anlamına gelir” diyerek, toplum olarak daha duyarlı ve bilinçli bir yaklaşım benimsememiz gerektiğinin altını çizdi.
Son olarak, toplumsal dayanışma ve psikolojik desteklerin artırılmasıyla, kolektif travmaların üstesinden gelinmesinin mümkün olabileceğine işaret etti. İnsanların yaşadıkları travmaları anlamlandırmaları ve paylaşmalarıyla, daha sağlıklı ve dirençli bir toplum ortaya çıkacağını belirtti.