DOLAR 32,3310
EURO 34,6890
ALTIN 2.407,49
BIST 10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 22°C

Kıymetli taşlar doğru işletildiğinde değeri artıyor

26.11.2020
A+
A-
Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, Türkiye’de çıkan taşların kıymetinin bilinmesi gerektiğini belirterek, değerli taşlar ve milyon yıllık taşların işletilmesi ilgili açıklamalarda bulundu. Kadıoğlu, Jeoloji Müzesi’nde her çeşit kaya oluşumuna yönelik örneklerin bulunduğunu, değerli ve yarı değerli taşların da müzede yer aldığını ifade etti. Kadıoğlu, bir taşın değerli sayılabilmesi için gerçek anlamda kendine has bir dokusunun ve renginin olması gerektiğine vurgu yaparak, şunları belirtti: “Az bulunan en kıymetlidir. Çok bulunan en kıymetsizdir. Mesela bir elmas, yerin çok derinliklerinde oluşuyor. Hiçbir kayada elmas oluşmaz. Manto tabakası içerisinde oluşur, kristalleşir, yukarı doğru çıktığı zaman bir kayanın içerisinde yabancı kristal halinde bulunur. Bu taş, kısıtlı alanlar içerisinde kendisini gösterir. Çok kıymetlidir. Çok sert olması, ender olarak görülmesi ve özel bir çıkışla oluşmasından dolayı dünyanın her yerinde görülmemektedir.” dedi. Türkiye’de de elmas olduğunu aktaran Kadıoğlu, “Ekonomik anlamda işletilebilecek, süs taşı olarak değerlendirilebilecek özellikte midir? Ben yaptığım çalışmada öyle bir şey göremedim ama elması gördüm ve buldum. Bir kayanın içerisinde görebildik. Ekonomik anlamda kullanılabilmesi için mutlaka bir faset yüzeyinin oluşabilmesi, işlenebilir özellikte olması gerekir. Tane boyutu dokunulabilecek boyutta olmalı.” ifadelerini kullandı. Kadıoğlu, elmastan sonra safir ve yakutun en değerli taşlardan olduğunu anımsatarak, Türkiye’de çok sayıda volkanik çıkışlar olduğu için silika bakımından zengin ürünler bulunduğunu ve volkanik kayalardan çözülen silikaların, kalsedon, opal şekilli nesneleri oluşturduğunu dile getirdi. Ankara’nın Çubuk ilçesindeki agat taşının çok meşhur olduğu örneğini veren Kadıoğlu, “Dünyada emsali az olan agattır. Kendine has dokusu, deseni vardır. İşte bu taşları alıp işlemedikten, düzgün hale getirip güzel bir pazar oluşturamadıktan sonra ben buna maden işletmesi de süs taşı işletmeciliği de demem. Ben sadece süs taşı veya maden ameleliği derim buna. Onun için ciddi anlamda bu taşlarımızın kıymetini bilmemiz gerekiyor. Bu taşlar ve madenler tükenmez ürünler değildir. Yerine başkasını koyamazsınız. O yüzden doğru bir şekilde, hakkıyla bunu işletmemiz gerekiyor.” sözlerine yer verdi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.