DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Kırım Tatarlarının Trajedi ve Sürgün Hikayesi

Kırım Tatarlarının trajedisi ve sürgün hikayesi, tarih boyunca yaşadıkları acı olayları ve direnişlerini anlatan etkileyici bir anlatımdır.

18.05.2025
A+
A-

Tren Yolculuğu ve Umutlar

Yıl 1944’te, Kırım Tatarları büyük bir umudla Türkiye topraklarına giriş yapmışlardı. Edirne’den başlayıp Kars’a kadar uzanan tren yolculuğunda, en büyük hayalleri ve tek dilekleri, trenlerin havalandırma pencerelerini açıp kendilerini dışarı atlama fırsatını yakalamaktı. Bu umutla, Türk yetkililerin kendilerine yardım edeceğine inançları tamdı. Ancak, tren Kars’a yaklaşırken, maalesef ne pencereler ne de kapılar açıldı ve Tatarlar, çaresizlik içinde beklemeye başladı.

Trenlerde bulunan korumalar ve askerler önünde, “Ne olur bizi vurun, Ruslara teslim etmeyin” diye haykıran Tatarların çığlıkları gökyüzüne yükseliyordu. Bu anlar, onların umutsuzluk ve korku dolu yüreklerini yansıtan en acı görüntülerden biri olmuştur.

Sürgün ve Katliamın Başlangıcı

Sovyet lideri Joseph Stalin, 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesine yakın, Kırım Tatarlarının Almanlarla işbirliği yaptığı iddiasıyla sürgün emri verdi. 18 Mayıs 1944 gecesi, sadece iki saat içinde, evlerinden eşyalarını dahi alamadan, insanlar meydanlara zorla toplandı. Hayvanların taşındığı tren vagonlarına doldurulan yaklaşık 423 bin Tatar, haftalarca aç, susuz ve hastalıklarla mücadele ederek yolculuk yaptı. Bu trajik yolculuktan sonra, yaklaşık 195 bin 371 kişi hayatını kaybetti, kalanlar ise Rusya’nın çeşitli bölgelerine dağıldı.

İkinci Dünya Savaşı ve Türkiye’nin Durumu

İkinci Dünya Savaşı’nda, Almanya’nın Doğu Avrupa’daki ilerleyişi devam ederken, Türkiye tarafında ise savaş girmemiş ve İsmet İnönü liderliğinde tek parti dönemi yaşanıyordu. Savaşın ilk yıllarında, dönemin gazetesi Cumhuriyet ve başyazarı Nadir Nadi, Nazi Almanyası’na övgüler yağdırarak, Almanya’nın yanında savaşa katılmayı savundu. Bu dönemde hükümet, Kırım’da yaşayan Tatarların, Kızıl Ordu’ya karşı savaşan Alman ordusuna destek vermesi için bir askeri birlik kurulmasına da yardım etti. Bu birlikler, “Nefsi Müdafaa Taburları” adıyla kuruldu ve daha sonra “Mavi Alay” olarak anıldı.

Kırım Tatarlarının Zor Günleri ve Avrupa’ya Kaçış

1942 sonlarına doğru, Almanlar tüm cephelerde yenilgiyi kabul edip geri çekilmeye başladı. Bu sırasında, Mavi Alay mensupları ve aileleri de zorunlu göçlere maruz kaldı. Avrupa’ya ulaşmak için ilk durakları İtalya’nın Pazulla bölgesiydi, ancak buradan da kaçmak zorunda kalıp Avusturya’nın Karnten bölgesinde, OberDrauburg yakınlarındaki Drau nehri kıyısında kurdukları çadırlarda yaşamaya başladı. Fakat talihsizlik peşlerini bırakmadı. Avusturya işgali sırasında görevli İngiliz ordusu, yaklaşık 8.000 Tatar’ı esir alıp, 28 Mayıs 1945’te Sovyetler Birliği’ne teslim etti. Bu noktada, Tatarlar için iki seçenek vardı: ya Ruslara teslim olmak ya da intihar etmek.

İntihar ve Tren Yolculuğu

Baharda, Ruslara teslim olmak istemeyen kadınlar, çocuklar ve kocalarıyla el ele vererek, dualar eşliğinde Drau Nehri’nin dengesiz ve azgın sularına atladılar. Bu trajik olayda, yaklaşık 3 bin Kırım Tatarı nehirde yaşamını yitirdi. Diğer yandan, yaklaşık 4 bin kişi tren vagonlarına bindirilerek, Türkiye üzerinden Rusya’ya doğru yola çıktı. Doğu Avrupa’daki tren yolları tahrip edilince, en güvenli ve tek yol Türkiye hattı oldu.

Gözyaşlarıyla Gidenler ve Umutlar

Türkiye’ye giriş yapan Kırım Tatarları, büyük umutlarla yeni hayata başlamışlardı. Edirne’den Kars’a kadar olan yolculukta, en büyük hayalleri ve dilekleri, trenlerin havalandırma pencerelerini açık tutup kendilerini dışarı atma ve Türk yetkililerin yardımını alma ümidiyle doluydu. Ancak, maalesef, trenler Kars’a yaklaşırken, ne pencereler ne de kapılar açıldı. Ankara, hem Sovyet baskısı hem de müttefiklerle iyi ilişkiler kurma telaşında, esir Tatarların durumu ikinci planda kalmıştı. Trenin Kars’a yaklaştığı sırada, Tatarlar, yardım isteğiyle bağırırken, askerler onların bu umutsuz çığlıklarını görmezden geldi. Serder Abad Kızıl Çakçak baraj gölü yakınlarında, vagon kapıları kırıldığında, yaklaşık 2.000 Kırım Tatarı göle atlayarak intihar etti. Kalanlar ise, Rus askerlerine teslim edildi ve hemen infaz edildiler.

Mavi Alay Katliamı ve Anıtlar

Mavi Alay’ın infazı, resmi raporlara ve tutanaklara geçti. Bu trajedinin ardından, Türkiye’de ve Avusturya’da birçok belge ve tanık anlatımıyla, olaylar gün yüzüne çıkmıştır. Avusturya’nın Oberdrauburg bölgesinde, İrschen köyünde, 1945 yılının 28 Mayıs’ında gerçekleşen katliam anısına bir anıt dikildi. Bu anıtta, Almanca olarak şu ifadeler yer alır: “Burada, 1945 yılında, 7 bin Kuzey Kafkasyalı, kadınları ve çocuklarıyla birlikte, Sovyet otoritelerine teslim edilmiştir. Bu taş, binlerce isimsiz Kafkasyalı kurbanın dünyadaki tek mezar taşını temsil etmektedir.” Ayrıca, bu trajik olayları belgeleyen bir belgesel ve Kars’ta yapılacak sembolik bir anıt, bu acı tarih karşısında bir saygı duruşu olabilir. Bu vesileyle, 1944 sürgününde hayatını kaybedenleri ve Mavi Alay mağdurlarını rahmetle anıyoruz, onların acılarını unutmadan, hatıralarını canlı tutmayı sürdürüyoruz.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.