Karanlık Kilise’yi 10 Yılda 1 Milyon Ziyaretçi Gezdi

Kapadokya’nın eşsiz doğal ve kültürel zenginlikleri arasında, kayadan oyma tarihi Karanlık Kilise, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayarak bölgenin önemli simgelerinden biri olmaya devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve Göreme Açık Hava Müzesi’nin içinde bulunan bu kilise, 11. yüzyıl sonunda inşa edilmiştir ve iç duvarlarındaki freskleriyle adeta bir zaman tüneli gibi ziyaretçilerini geçmişe götürüyor. Bu özgün yapıya son 10 yılda toplamda 1.036.597 kişi ziyaret etmiş, bölgenin tarihi ve sanatsal zenginliğine tanıklık eden önemli bir veri olarak kayıtlara geçmiştir.

Kilise ve Fresklerin Tarihçesi

Karanlık Kilise, doğal tüf kayaya oyulmuş, planı haç şeklinde olan bir yapıdır. Merkezi kubbesi, dört sütunu ve üç apsisiyle dikkat çekerken, iç duvarlar ve kubbeler, İncil ve Tevrat’ta yer alan çeşitli sahneleri tasvir eden canlı ve detaylı fresklerle bezelidir. 1990 yılında restorasyon çalışmalarından sonra ziyarete açılan bu tarihi yapı, özellikle “Doğum”, “Beytüllahim’e Yolculuk”, “Vaftiz”, “Lazarus’un Diriltilmesi”, “Kudüs’e Giriş”, “Üç Müneccimin Tapınması”, “Son Akşam Yemeği” ve “İsa’nın Çarmıhta” gibi önemli dini sahneleri barındırmasıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Fresklerin korunması ve canlılığını sürdürmesi, bölgedeki uzmanlar ve müze yetkilileri tarafından titizlikle sağlanıyor.

Ziyaretçi İstatistikleri ve Turizm Perspektifi

İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün verilerine göre, 2016 yılından itibaren Karanlık Kilise, her yıl artan bir ilgiyle ziyaretçi akınına uğruyor. 2016’da 58.120, 2017’de 59.091, 2018’de 116.659, 2019’da 120.908, 2020’de 33.209, 2021’de 63.323, 2022’de 172.168, 2023’te 163.941 ve 2024 yılı ilk 7 ayında 92.644 ziyaretçi ağırladı. Bu veriler, bölgenin turizm hareketliliğinin ve kültürel değerin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Uzmanların ve Ziyaretçilerin Görüşleri

Nevşehir Turist Rehberleri Odası Başkanı Özay Onur, kilisenin yapım sürecine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Onur, “Kilisenin asırlar önce metal aletlerle uzun uğraşlar sonucu oyulmuş ve zamanın şartlarına uygun şekilde korunmuş olduğunu” belirtti. Ayrıca, “1980-1990 yıllarında gerçekleştirilen kapsamlı temizlik ve restorasyon çalışmaları sayesinde, yapının 12. yüzyıl atmosferini adeta dondurulmuş gibi koruduğunu” sözlerine ekledi. Ziyaretçilerden Martha Caruso, “Kapadokya’ya gelmeden önce böyle bir yapının varlığından haberdar olmadığını, fresklerin ve tarihi dokunun etkileyici olduğunu” dile getirdi. Semon Sacco ise, “Bölgedeki tüm tarihi yapıların kıymetli olduğunu ve fresklerin renklerinin, figürlerin güzelliğinin ziyaretçileri büyülediğini” ifade etti. Bu görüşler, bölgenin tarihi ve sanatsal zenginliğinin, ziyaretçilerin hayranlığını kazandığını gösteriyor.