Karadeniz’de Rip Akıntılarına Dikkat! Boğulma Vakalarına Karşı Alınacak Önlemler
Karadeniz’de rip akıntıları ve boğulma risklerine karşı alınması gereken önlemler hakkında bilinçli bilgi ve güvenli yüzme ipuçları.
Karadeniz’de Yaz Mevsiminde Artan Boğulma Vakalarına Karşı Uyarılar
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Uzun, özellikle Karadeniz bölgesinde yaz aylarında artış gösteren boğulma vakalarına ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Rip akıntılarının, denizlerde ve diğer su kaynaklarında oluşan ve tehlike arz eden doğal akıntılar olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Uzun, rip akıntılarının sadece Karadeniz’e özgü olmadığını, tüm denizlerde görülebileceğini vurguladı. Ona göre, özellikle kayalık kıyılar, sığ koylar, mendirekler ve plajlardaki ön kıyı setleri gibi alanlarda rip akıntıları oluşur. Bu akıntılar, kısa süreli ve oldukça hızlıdır; genellikle saniyede 1-2 metre hızla hareket ederler ve bazen 15-20 metre genişliğinde, nadiren 300 metreyi aşabilen alanlarda görülebilirler.
Rip Akıntılarının Özellikleri ve Tehlike Seviyesi
Rip akıntılarının en önemli özelliklerinden biri, genellikle birkaç metre genişlikte olup, bazen 15-20 metreye ulaşmasıdır. Bu akıntılar, özellikle açık denize doğru sürüklenme eğilimindedir ve bu nedenle ciddi tehlikeler barındırabilir. Hızları oldukça yüksek olduğu için, olimpik yüzücüler bile bu akıntılara karşı koymakta zorlanabilir.
Rip Akıntısından Güvenli Çıkış Yöntemleri ve Korunma Tavsiyeleri
Prof. Uzun, rip akıntısı ile karşılaşıldığında yapılması gereken en önemli şeyin, suyun üstünde kalmaya çalışmak olduğunu söylüyor. Eğer yüzme biliniyorsa, akıntıya kapılmadan yanlara doğru yüzmek, en etkili kurtulma yöntemidir. Bu sayede akıntıdan uzaklaşılarak, normal dalga düzenine tekrar dönülebilir. Ayrıca, rip akıntısından uzak durmak için mendirekler, kayalıklar ve kıyıya 30-40 metre uzaklıkta yüzmek en güvenli yaklaşımdır.
Akıntıya kapılan kişilerin, suyun üzerinde durması ve panik yapmaması gerektiği de altını çizen Uzun, şunları ekliyor: “Açığa doğru sadece birkaç yüz metre sürüklenirsiniz ve bu akıntı sonunda sona erer. Bu yüzden, kıyıya yüzerek veya yüzme biliyorsanız doğru yönlere doğru hareket ederek kurtulmak mümkündür.”
Deniz ve Dalgalı Havalar Sırasında Alınacak Ekstra Güvenlik Önlemleri
Prof. Uzun, özellikle dalgalı havalarda denize girmemek gerektiğine dikkat çekiyor. Dalga yüksekliği ve hareketi arttıkça, suyun kıyıya yığılması ve tekrar açığa doğru sürüklenmesi riski de artar. Bu durumda, insanların sığ sularda bile dikkatli olmaları gerekir. Çünkü, yaklaşık 45-50 santimetre derinlikte bile, güçlü akıntılar insanları sürükleyebilir ve tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
Yüzme Becerisinin Önemi ve Eğitim Programları
Prof. Dr. Uzun, sadece rip akıntıları değil, iç sularda da boğulma vakalarının önüne geçmek için yüzme eğitiminin hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Özellikle iç sularda, göllerde, barajlarda ve akarsularda boğulma vakalarının sık görüldüğünü belirten Uzun, “İnsanlarımızın boğulmadan kurtulması adına, çocuk yaşlardan itibaren yüzme eğitimine önem vermeli ve bu konuda bilinçlenmeliyiz” şeklinde sözlerini tamamladı.
Sonuç olarak, denize ve iç sulara girerken dikkat edilmesi gereken temel kurallar ve yüzme eğitiminin önemi, boğulma vakalarının önüne geçmekte kritik rol oynuyor. Güvenliğin sağlanması adına, rip akıntısı ve diğer tehlikeli durumlara karşı bilinçli olmak ve gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor.