Kan Grupları ve Kişilik İlişkisi: Araştırmaların Sonuçları

Kan Grupları ve Kişilik İlişkisi Üzerine Araştırmalar

Son yıllarda kan grupları üzerine yapılan araştırmalar giderek artmaktadır. Bu alandaki en dikkat çekici çalışmaların başında ise Japonya’da gerçekleştirilen bir araştırma gelmektedir. Özellikle 1920’lerin sonlarına doğru, araştırmacı psikolog Tokeji Furukawa, “Mizaç ve Kan Grupları Üzerine Bir Çalışma” adlı bir makale yayımlamıştır. Bu makale, kişilik özellikleri ile kan grupları arasındaki ilişkiyi araştırması açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Furukawa’nın çalışması, 2013 yılında ortaya çıkan detaylarla birlikte daha fazla dikkat çekmiştir. Araştırma, katılımcılara sunduğu 11 soruluk anket aracılığıyla, kişiliklerini değerlendirmelerini istemiştir. Yapılan analizler sonucunda, katılımcıların cevaplarının, onların kan gruplarıyla belirgin bir örtüşme gösterdiği saptanmıştır.

CEVAPLAR KAN GRUPLARIYLA EŞLEŞTİ

Araştırmalara göre, belirli kan gruplarının bazı sağlık durumlarına ve zihinsel endişelere karşı daha dirençli olabileceği bulunmuştur. Özellikle yoğun baskı altında kalan bireylerin, öfke ve tahammülsüzlük gibi güçlü duygusal tepkiler geliştirebildiği gözlemlenmiştir. Bu durum, kişinin psikolojik sağlığını doğrudan etkileyen önemli bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

YOĞUN BASKI ALTINDA KALDIKLARINDA…

İlgili araştırmalara göre, yoğun stres altındaki bireylerin duygusal tepkileri daha da belirginleşmekte ve bu durum, kişilerarası ilişkilerde zorluklara yol açabilmektedir. Örneğin, bazı kan grupları, rekabetçi ortamlarda daha fazla stres yaşamakta ve bu durum, kişilerin davranışlarını olumsuz yönde etkilemektedir.

EN SİNİRLİ KAN GRUBU: B

Yapılan araştırmalar, B kan grubuna sahip bireylerin öfkeye daha yatkın olabileceğini ortaya koymuştur. Bu bireyler, özellikle stresli ve rekabetçi koşullarda, daha agresif tepkiler verme eğilimindedirler. Araştırmalar, B kan grubuna sahip kişilerin stres faktörlerine karşı, diğer kan gruplarına kıyasla daha hassas olabileceğini ve bu durumun onların duygusal tepkilerini etkileyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, bu bireylerin çevresel değişimlere hızlı tepki verme eğiliminde oldukları ve bu durumun, duygusal dalgalanmalar yaşamalarına neden olabileceği belirtilmektedir.

Kaynak: Ensonhaber