Kalp Ritim Bozuklukları ve Gençler Üzerindeki Etkileri
Kalp ritim bozuklukları, gençler üzerinde ciddi etkilere yol açabilir. Bu içerikte, ritim bozukluklarının nedenleri, belirtileri ve gençler üzerindeki olumsuz etkileri hakkında kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz.
KALP RİTİM BOZUKLUKLARI VE GENÇLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
KALP ritim bozuklukları, sadece yaşlı bireyleri değil, gençleri de tehdit eden ciddi bir sağlık sorunudur. Kalbe bağlı ani genç ölümlerinin çoğu zaman altında yatan neden, ritim bozukluklarıdır. Ritim bozukluğunun ‘gerçekleştiği an tespiti’ gerektiğinden, EKG bulgularının o an normal çıkması, hastaların uzun süre gereksiz yere panik atak veya anksiyete tedavisi görmesine yol açabilmektedir.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Abdülkadir Uslu, aritmi hastalarının sayısının kalp damar hastalıkları kadar yüksek olduğunu vurgularken, özellikle ileri yaşlarda görülen ve felçlerin beşte birinden sorumlu olan ‘atriyal fibrilasyon’un en çok Karadeniz bölgesinde görüldüğünü belirtmiştir. Bu durum, o bölgede yaşam süresinin daha uzun olması ve guatr hastalığının yaygınlığı ile ilişkilendirilmektedir.
Ritim Bozukluklarının Nedenleri
Kalbin elektriksel sistemiyle ilgili anormallikler sonucu ortaya çıkan ritim bozuklukları, hem gençlerde hem de yaşlılarda ölümcül sonuçlar doğurabilir. Tıpta ‘aritmi’ olarak adlandırılan bu hastalıkların nedenleri arasında:
- Doğumsal anomaliler
- Viral enfeksiyonlar
- Kalp hastalıkları
- Yaşa bağlı kalp yetmezlikleri
- Kalp kapak veya damar hastalıkları
bulunmaktadır. Uslu, bu hastalıkların tedavisinin günümüzde oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirilebildiğini ifade etmektedir.
ANI GENÇ ÖLÜMLERİN NEDENİ
Kalp kaynaklı ani genç ölümlerin çoğunlukla aritmi kaynaklı olduğunu belirten Uslu, “Yatakta ölü bulunan genç bir hastanın ailesinde ani ölümler var mı? Bu tür değerlendirmeler oldukça önemlidir,” demektedir. Aritminin altında yatan nedenler, doğuştan kalbin fizyolojik sistemini etkileyen hücresel düzeyde anomaliler olabileceği gibi, viral enfeksiyonlar sonrasında da kalbin elektriksel sistemi etkilenebilir. Özellikle COVID-19 sonrası kalpteki etkiler, iyi veya kötü huylu ritim bozukluklarının daha sık görülmesine neden olmaktadır.
GENÇ HASTALARDA KALP PİLİ KULLANIMI
Özellikle 20-40 yaş arasındaki genç kadın hastalarda ani bayılma olaylarının çoğu zaman fonksiyonel kaynaklı olduğunu belirten Uslu, bu durumun tedavisinin mümkün olduğunu vurgulamaktadır. “Fonksiyonel bayılmalar, kardiyo nöromodülasyon ve kardiyo nöroablasyon yöntemleriyle tedavi edilebiliyor. Genç hastalarda kalp pili kullanımı, ciddi bir travma olabileceğinden, ilk seçenek olmamalıdır,” demektedir. Bu hastalarda tilt testi ile daha ileri teknolojik değerlendirmeler yapılabilmekte ve bayılmaların ya da kalp ritmindeki yavaşlamaların tespitiyle ablasyon tedavisi mümkündür.
ŞİKAYET ANINDA TESPİTİN ÖNEMİ
Aritminin ‘olduğu an’ tespit edilmesinin kritik bir öneme sahip olduğunu belirten Uslu, “Ritim bozukluğu EKG’de her zaman bulgu vermeyebilir. Şikayetin olduğu anda tanı konulması gerekiyor,” demektedir. Hastalar bazen hekimlere başvurduğunda yapılan tetkiklerin normal çıkmasına rağmen, aslında aritmi problemi yaşamaktadır. Bu durum, hastaların psikiyatri veya psikoloji branşlarına yönlendirilmesine neden olmaktadır. Uslu, aritmi tanısının konulmasında elektrofizyolojik çalışmanın önemine değinerek, yeni gelişen uzun süreli aritmi kaydı yapabilen cihazların ve akıllı saatlerin de kullanışlı olduğunu vurgulamaktadır.
ATRİYAL FİBRİLASYONUN KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ YOĞUNLUĞU
Daha çok ileri yaş hastalığı olarak bilinen atriyal fibrilasyon, felçlerin beşte birinden sorumlu olup, ülkemizde en çok Karadeniz bölgesinde görülmektedir. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, yaşlı bireylerde koroner arter hastalığı veya kalp kapakçıklarındaki bozulmaların bu duruma yol açtığı düşünülmektedir. Uslu, “Karadeniz’de yaşam süresi daha uzun ve endemik olarak tiroit hastalığı yaygın olduğu için bu bölgede atriyal fibrilasyon hastalarının sayısı fazla,” şeklinde açıklamada bulunmaktadır.
Sonuç olarak, kalp ritim bozuklukları, genç yaşta bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmekte ve bu nedenle hastaların bu konuda dikkatli olmaları, gerekli muayeneleri zamanında yaptırmaları büyük önem taşımaktadır.