İstanbul’da Tarihi Dolmabahçe Zirvesi ve Uluslararası Diplomasinin Yeni Dönemi

İstanbul’da gerçekleştirilen Dolmabahçe zirvesi, dünya kamuoyunun yoğun ilgiyle takip ettiği ve uzun süredir beklenen önemli bir diplomatik buluşma oldu. Bu toplantı, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmanın 2022’den bu yana ilk kez doğrudan yüz yüze görüşme fırsatı sunması açısından büyük bir tarihi öneme sahipti.

Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen bu zirve, özellikle barış görüşmelerinin yeniden canlanması ve kapsamlı bir ateşkes anlaşmasına ulaşılması açısından küresel ölçekte dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü arabuluculuk rolü ve diplomatik becerileri, uluslararası medyada geniş yankı buldu. BBC ise bu toplantıya ilişkin yaptığı analizde, “Avrupa’nın son yıllardaki en kanlı savaşın ardından ilk barış adımı” şeklinde ifadeler kullanarak, bu sürecin önemini vurguladı. Ayrıca, haberde “Türkiye ve ABD’nin girişimleriyle tarafların bir araya gelmesi, yeni bir dönemin başlangıcı olabilir” şeklinde yorumlar yer aldı.

Al Jazeera: Türkiye’nin Diplomatik Denge Oyunu ve Bölgesel Rolü

Al Jazeera ise, Türkiye’nin bölgedeki dengeli ve stratejik tutumunu detaylı bir şekilde analiz etti. Haberde, “Türkiye, savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’ya destek verirken, Rusya ile ilişkilerini sürdürüyor ve bölgesel dengeyi kurmayı başardı” ifadelerine yer verildi. Ayrıca, İstanbul zirvesinin 2022’den sonra ilk kez doğrudan yüz yüze görüşmelere sahne olması, Türkiye’nin jeopolitik konumunun uluslararası arenada güçlendiğinin göstergesi olarak gösterildi. “Putin ve Zelenski’nin Türk topraklarında doğrudan buluşması, Türkiye’nin diplomatik başarısının simgesi olmuştur” denildi.

NAU: Erdoğan’ın Diplomatik Zaferi ve Stratejik Kazanımlar

İsviçre merkezli Nau medyası, zirvenin en büyük kazananının Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu vurguladı. Haberde, “Putin’in katılmamasıyla bile, İstanbul görüşmesi, Erdoğan’ın diplomatik manevralarının ve bölgesel liderlik kabiliyetlerinin göstergesidir” denildi. Ayrıca, uzmanların Erdoğan’ı, “Putin ve Zelenski arasında güven duyulan ve diplomasiye yön veren en önemli aktör” olarak değerlendirdiği belirtildi. Erdoğan’ın, Kremlin ile yakın temaslarını sürdürebilmesi ve iki tarafı Türkiye’de müzakere masasına oturtması, büyük bir diplomatik başarı olarak nitelendirildi.

NATO ve Avrupa’dan Türkiye’ye Güçlü Destek ve Yeni Stratejik Yaklaşımlar

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Türkiye’nin barış sürecindeki aktif rolünü övdü ve bu gelişmelerin, bölgedeki savunma sanayisini de olumlu yönde etkileyeceğini belirtti. Rutte, Türkiye’ye özellikle yeni savunma sanayi siparişlerinin artmasının mümkün olduğunu ve bunun, ülkeye jeopolitik avantajlar kazandırabileceğini ifade etti. Öte yandan, Yunanistan medyası ise, Türkiye’nin bölgesel bir güç haline dönüşmesine ilişkin endişelerini dile getirdi. Özellikle, “Erdoğan, bölgesel bir aktör olarak konumunu güçlendiriyor, Atina ise yeni güç dengeleriyle karşı karşıya” şeklinde ifadeler kullanıldı. Haberde, ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması yönünde karar almasının arkasında Erdoğan ve Suudi Veliaht Prensi’nin etkili rolü olduğu iddia edildi. Trump’ın, özellikle “en büyük hediyem” olarak, Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilme sinyali vermesini gösterdiği vurgulandı.

Yeni Dönem Stratejileri ve Bölgesel Güç Dengeleri

Yunan medyasına göre, Avrupa ülkeleri de Türkiye’nin yeni konumunu kabul etmek zorunda kaldı. “ReArm EU” gibi programlar sayesinde, Türkiye’nin savunma sanayisinin Avrupa’daki eksiklerini kapatabileceği öngörülüyor. Bu gelişmeler, Atina açısından zorlu bir dönemin kapılarını aralarken, Türkiye’nin diplomasi alanındaki etkinliğini artırmaya devam edeceği öngörülüyor. Ayrıca, Trump’ın zirve lider düzeyinde katılım göstereceği ve İstanbul’a gelmeye hazır olduğunu açıklaması, Türkiye’nin bölgedeki diplomatik etkisinin ne kadar genişlediğinin bir başka göstergesi oldu.

Esir Takası ve Ateşkes Süreci

Zirvede, Ukrayna ve Rusya arasında yaklaşık bin esirin takası konusunda anlaşma sağlandı. Ancak, ateşkes müzakerelerinin devam ettiği ve sürecin oldukça hassas bir aşamada olduğu bildirildi. Türkiye, hem ev sahibi ülke olarak hem de aktif arabulucu olarak, bu sürecin barışçıl ve kalıcı bir şekilde sonuçlanması için yoğun diplomasi yürütmeye devam ediyor.