İstanbul’da ‘otobüs öncelikli yol’ planı
İstanbul’da otobüs öncelikli yol planı hakkında detaylar, ulaşım kolaylığı ve trafik iyileştirmeleri için gelişmeler. Güncel bilgiler için takipte kalın.
İstanbul’da ulaşım altyapısında önemli bir dönüşüm ve gelişim planı hazırlanırken, uzmanlar ve yetkililer, özellikle toplu ulaşım sistemlerinin hızlandırılması ve trafik yoğunluğunun azaltılması amacıyla çeşitli projeleri gündeme getiriyorlar. İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Sistemleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, kentin ulaşım sorunlarına çözüm üretmek adına önemli açıklamalarda bulunarak, toplu ulaşımın önceliklendirilmesi ve trafik akışının iyileştirilmesi için yapılması gerekenleri ayrıntılı şekilde dile getirdi. Bu kapsamda planlanan “otobüs öncelikli yol” uygulaması, hem trafik yoğunluğunu azaltmak hem de ulaşım konforunu artırmak amacıyla geliştirilmiş kritik bir adım olarak öne çıkıyor.
Şehirdeki ulaşım altyapısının güçlendirilmesine yönelik çalışmaların, geçmişteki planlama ve kararlar ışığında şekillendiğine vurgu yapan Ilıcalı, özellikle eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde başlatılan ve UKOME kararlarıyla desteklenen bu çalışmaların, günümüzde de uygulanabilir ve genişletilebilir olduğunu belirtti. İstanbul’da her geçen gün artan araç sayısı ve trafik sıkışıklığı, vatandaşların yaşam kalitesini olumsuz etkilerken, uzmanlar bu durumu hafifletmek adına yeni ve sürdürülebilir çözümler üzerinde duruyorlar. Trafikteki yoğunluk, okullar tatil olmasına rağmen hâlâ yüksek seviyelerde seyrediyor ve özellikle okullar açıldığında, trafik sıkışıklığının çok daha ciddi boyutlara ulaşacağı öngörülüyor. Bu bağlamda, trafik akışını hızlandırmaya yönelik alınacak önlemler, şehir yaşamını doğrudan etkiliyor.
Toplu Ulaşımda Otobüs Öncelikli Yolun Önemi ve Uygulanabilirliği
İlginç bir detay olarak, şu anki veriler, İstanbul’daki yolculukların %85’inin otomobiller tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor. Bu durum, yolların büyük oranda bireysel araçlar tarafından kullanıldığını ve bunun da trafik tıkanıklığını artırdığını gösteriyor. Prof. Ilıcalı, ulaşımda etkinliği artırmak ve trafiği rahatlatmak için en etkili yolun, yol kapasitelerini toplu ulaşım lehine kullanmak olduğunu vurguluyor.
Bu noktada, otobüs öncelikli şeritlerin çizilmesi ve kullanılmasının, trafik akışını hızlandırdığı ve yolculuk sürelerini önemli ölçüde kısalttığına dikkat çekiyor. Örneğin, Avrupa ve ABD’de birçok şehirde uygulanan bu sistem, İstanbul’da da çeşitli güzergahlarda planlanıyor. Prof. Ilıcalı, bu uygulamanın, özellikle yoğun trafiğin yaşandığı arterlerde, iki veya üç şeritli yolların uygun olduğu durumlarda kolaylıkla hayata geçirilebileceğini belirtiyor. Ayrıca, yol kenarlarına bisiklet yolları ve park alanları gibi ek düzenlemelerin de entegre edilerek, ulaşım altyapısının daha sağlıklı hale getirilebileceği üzerinde duruyor.
Projelerin pratikte uygulanabilirliği açısından, İstanbul’un çeşitli noktalarında, İmrahor Caddesi gibi ihtiyaç duyulan bölgelerde detaylı analizler yapılarak, yol geometrisi ve trafik talebine göre planlamalar gerçekleştirilebilir. Bu sayede, özellikle Beşiktaş, Ayazağa gibi yoğun ve karmaşık noktalarda, üç şeritli yollar veya ortak şerit uygulamalarıyla ulaşım rahatlatılabilir. İyi bir planlama ve elektronik denetim sistemleri ile ihlaller tespit edilip, anında müdahale edilebilir.
Gelecek Vizyonu ve Çözüm Önerileri
İstanbul’un ulaşım master planında, 1200 kilometrelik raylı sistem ve metro yatırımlarının gerekliliği vurgulanırken, mevcut trafiğin azaltılması ve şehir içi ulaşımın sürdürülebilir hale getirilmesi amacıyla, metro ve raylı sistem projelerinin hızlandırılması büyük önem taşıyor. Prof. Ilıcalı, bu projelerin hayata geçirilmesinde öncelik verilmesi ve bütçelerin buna göre planlanması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, metrobüs hattının kapasitesinin artırılması ve güvenlik seviyesinin yükseltilmesi konusunda da çalışmalar yapıldığını dile getiriyor.
Metrobüslerin, İstanbul ulaşımında önemli bir rol oynadığını ve günlük yaklaşık 9 milyon yolcunun bu hatları kullandığını paylaşan Ilıcalı, özellikle güvenlik ve konfor açısından yeni teknolojilerle donatılan otonom sistemlerin geliştirilmesi gerektiğine işaret ediyor. ASELSAN ve diğer teknoloji firmalarıyla iş birliği içinde, kısmi otonom sürüş sistemleri üzerinde çalışan ekiplerin, bu teknolojilerin sadece sürücüleri uyarmakla kalmayıp, gerektiğinde fren yapacak seviyeye ulaşmasıyla, kazaların önlenebileceğine dikkat çekiyor.
Özellikle, Beyoğlu’nda 22 Temmuz’da yaşanan ve bir kişinin hayatını kaybettiği kazada, şoförün anlık tepkisinin yetersiz kaldığı ve kazaya zemin hazırladığı görülmüş, bu tarz olayların önlenmesi için teknolojik çözümlerden destek alınması gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu sistemler, sürücülerin dikkatini artırmak ve güvenliği en üst seviyeye çıkarmak amacıyla, hemen devreye alınabilir ve yaygınlaştırılabilir.
İBB ile gerçekleştirilen toplantıların ardından yapılan açıklamalar, trafikteki beklenen olumsuz gelişmeler ve alınması gereken önlemler konusunda farkındalık yaratırken, özellikle 2024 ve 2025 yıllarında trafik sıkışıklığının daha da artması bekleniyor. Bu nedenle, otobüs öncelikli yolların diğer ulaşım sistemleriyle entegre edilerek, geniş kapsamlı ve sürdürülebilir çözümlerle hayata geçirilmesi, İstanbul’da yaşayan vatandaşlar ve şehir dışından gelenler için ulaşımın rahatlamasını sağlayacaktır. Ayrıca, yol ihlallerinin elektronik denetim kameralarıyla tespit edilmesi ve uygulamaların sıkı takip edilmesi, trafik düzeninin sağlanması açısından kritik önem taşıyor.
Uygulama Alanları ve Genişletilebilirlik
Prof. Ilıcalı, otobüs öncelikli yol uygulamasının, iki şeritli veya üç şeritli her türlü yolda rahatlıkla hayata geçirilebileceğini belirtiyor. Örneğin, İstanbul’un çeşitli noktalarında, İmrahor Caddesi veya Beşiktaş Ayazağa gibi bölgelerde, detaylı analiz ve planlama yapılarak, bu sistemlerin kolayca uygulanabileceğine vurgu yapıyor. Yeter ki, iyi bir talep analizi, geometrik planlama ve elektronik denetim altyapısı oluşturulsun. Bu sayede, trafik akışını iyileştirecek, bireysel araç kullanımını azaltacak ve şehir yaşam kalitesini artıracak çözümler hayata geçirilebilir. İstanbul’un geniş ve karmaşık ulaşım altyapısında, her noktada bu sistemlerin uygulanabilirliği büyük önem taşıyor ve sürekli gelişim ile daha sürdürülebilir ulaşım çözümleri sağlanabilir.