İran’da Gözaltına Alınan Dr. Beyzayi ve İlgili Gelişmeler

İran Dini Liderinin Müşaviri ve Akademik Görevleriyle İlgili Gelişmeler

Gazeteci Mesut Haray’ın Tesnim Haber Ajansı tarafından aktardığı önemli haberde, İran dini liderinin danışmanı ve akademik çevrelerde tanınan isimlerden Ali Ekber Velayeti tarafından yapılan açıklamalar yer aldı. Velayeti, 13 Şubat 2025 tarihinde, ailesiyle birlikte Tahran Havalimanı’nda bulunurken, Türkiye’ye dönüş hazırlığında olan Dr. Beyzayi‘nin sınır dışı edilerek gözaltına alındığını duyurdu.

Dr. Beyzayi’nin Kimliği ve İran’daki Rolü

İran’daki üniversite çevrelerinde tanınan, Tahran Üniversitesi’nin öğretim üyesi ve Tebriz Üniversitesi’nde de görev yapan Dr. Beyzayi, İran yetkililerine göre bilimsel faaliyetler ve akademik programlar kapsamında Türkiye’ye gelmişti. Aynı zamanda, Mahmud Rıza Beyzayi’nin kardeşi olduğu ve İran destekli gruplarla birlikte Suriye’de aktif rol aldığı bilgiler arasında yer alıyor.

İran Güvenlik Güçleri ve Beyzayi’nin Durumu

Özellikle, İran Devrim Muhafızları’nın elit Kudüs Gücü mensubu olarak bilinen Beyzayi’nin, İran’ın bölgedeki stratejik operasyonlarında önemli bir figür olduğu vurgulanıyor. İran kaynaklarına göre, Beyzayi’nin İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak serbest bırakılması talep edilmekte ve diplomatik baskılar artırılmaktadır.

İran ve Türkiye Arasındaki Diplomatik Gerilim

Bu gelişmeler ışığında, Ali Ekber Velayeti açıklamasında, İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerde bu tür tutuklamaların hukuka ve diplomatik teamüllere aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca, İran Dışişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunarak, Beyzayi’nin serbest bırakılması ve durumun çözülmesi adına diplomatik girişimlerin hızlandırılmasını istedi.

Türkiye’nin Bölgesel Politikalarına ve İran’ın Tutumu

Öte yandan, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından yapılan açıklamalar, bölgesel gelişmeler ve İran’ın PKK/YPG destekleri üzerine odaklanmış durumda. Fidan, 26 Şubat 2025 tarihinde Al Jazeera Arabic röportajında, şu ifadeleri kullanmıştı: “İran’ın PKK/YPG’ye verdiği destek, bölgedeki huzursuzlukların temel nedenlerinden biridir. Bu destek, Irak’ın kuzeyinde militanların hareketlenmesine yol açmakta ve bölgedeki dengeyi bozuyor. Artık ülkeler, şeffaflık ve karşılıklı saygı temelinde hareket etmeli. Eğer bir ülke, başka bir ülkenin iç işlerine müdahale ederek huzursuzluk çıkarıyorsa, karşı tarafın da aynısını yapabileceği gerçeği göz önünde bulundurulmalı. Bu nedenle, her iki tarafın da soruna diplomatik yollarla çözüm bulması elzemdir.”

Sonuç ve Değerlendirme

Bu gelişmeler, bölgesel politikalar ve diplomatik ilişkiler açısından önemli bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. İran’ın tutumu ve Türkiye’nin tepkisi, bölgedeki yeni denge ve ilişkilerin şekillenmesinde belirleyici olacak gibi görünüyor.