İHH İnsani Yardım Vakfı’ndan Kürt Meselesine Dair Değerlendirmeler ve Çözüm Çağrısı

İHH İnsani Yardım Vakfı olarak, uzun yıllardır bölgemizde yürüttüğümüz insani yardım faaliyetlerinin yanı sıra, Kürt meselesinin çözümüne yönelik sürdürülebilir ve kalıcı adımlar atmayı büyük bir sorumluluk bilinciyle benimsiyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana, Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizdeki insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap verirken, aynı zamanda barış, kardeşlik ve istikrarın güçlendirilmesi adına önemli girişimlerde bulunduk.

Vakfımız tarafından yapılan açıklamada, “Kürt meselesinin barışçıl ve kalıcı bir çözüme ulaşması için gösterilen çabaların ve atılan adımların önemine vurgu yapıldı.” Ayrıca, PKK’nın kendisini feshetmesini ve silahlarını bırakmasını, bölgedeki istikrar ve huzur ortamının tesisi adına bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Bu süreçte, herkesin sorumluluk alması ve yapıcı katkılar sunması gerektiğine inanıyoruz.

İnsani diplomasi faaliyetlerimiz kapsamında, 2015 yılında Diyarbakır’da düzenlenen geniş katılımlı sempozyum ve 2025 yılında gerçekleştirilen çalıştay gibi çeşitli toplantılarla çözüm arayışlarını destekledik. Tüm bu tecrübeleri, toplumumuzun farklı kesimlerinin katılımıyla yürütülen görüşmeler ve raporlar aracılığıyla pekiştirdik. Bu çalışmalar, Kürt meselesinin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde çözümüne katkı sunmayı amaçlamaktadır.

Vakfımız, “Dünyada benzer sorunlar yaşayan toplumların barış süreçlerine yaptığı katkılarla beraber, toplumumuzun talepleri doğrultusunda çözüm yollarını aramaya devam etmektedir. Her ne kadar bölgesel ve küresel gelişmeler farklılık gösterse de, ortak hedefimiz barış ve istikrarın sağlanmasıdır.”

Meselenin öneminin farkında olarak, 2015 ve 2025 yıllarında düzenlenen sempozyum ve çalıştaylar gibi etkinliklerle, çözüm yolunda ilerlemeyi ve toplumsal birlikteliği teşvik ettik. Ayrıca, bölgedeki ve uluslararası alandaki çalışmalarımızla, toplumlar arası diyalog ve uzlaşmayı güçlendirmeye gayret gösteriyoruz.

İHH olarak, “Kürt meselesinin çözümünde, Türkiye’nin en köklü sorunlarından biri olan bu meseleye kardeşlik hukuku ve ortak değerler temelinde yaklaşmayı sürdürüyoruz.” Orta Doğu genelinde Türk, Kürt, Arap ve Fars toplumlarının birlik ve beraberliğinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Günümüzde, bölgemizde yaşanan gelişmeler ve özellikle İsrail’in Filistin, Lübnan, İran, Yemen ve Suriye’ye yönelik saldırıları, bu meselelerin ne denli hayati ve acil olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Ortadoğu’da ülkelerin iç barışını sağlamaları, komşularıyla barış ortamı inşa etmeleri, bölge ülkelerinin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel gelişimine büyük katkılar sağlayacaktır. Bu bağlamda, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin girişimleriyle başlatılan ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi doğrultusunda atılan adımlar ve PKK’nın silahlarını bırakıp kendisini feshetmesi yönündeki gelişmeleri büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz.”

Bu süreçte, toplumun birliği ve beraberliği için siyasetçilerden, sivil toplum kuruluşlarından, akademisyenlerden, kanaat önderlerinden, sanatçılardan ve karar vericilerden büyük sorumluluklar düşmektedir. “Kapsamlı ve kalıcı bir toplumsal barış için yapılacak çalışmaların, menfaat ve çıkar ilişkilerinden uzak, toplumun bütün kesimlerini kapsaması gerektiğine inanıyoruz.”

Son olarak, Türkiye’de ve Orta Doğu’da Kürt meselesinin çözümünü, bölge barışını ve İslam ümmetinin birlik ve dayanışmasını güçlendiren en önemli adımlardan biri olarak görüyoruz. Bu birliktelik, hem bölgesel barışa hem de uluslararası arenada güçlenmeye vesile olacak, insanların yaşam kalitesini yükseltecek ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır.