İHA’nın Haberine Göre Karaman’da Antik Hazine Keşfi ve Hukuki Süreçler

Karaman’ın Ermenek ilçesinden tarihi hazinenin ortaya çıkışı

Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı İkizçınar köyünde, geçtiğimiz yıl ormanlık alanda mantar toplamaya giden emekli vatandaş Adem Algül’ün dikkati, bölgedeki doğal güzelliklerin yanı sıra gizemli bir tarihi hazineyi ortaya çıkardı. Algül, ormanlık alanda yaptığı gezintiler sırasında, yerel halk arasında “antik testi” veya “Amfora” olarak bilinen devasa bir çömleği fark etti. Bu devasa ve oldukça eski testi, içerisinde toplamda 247 adet gümüş sikke ile doluydu.

Bulunan sikke ve testi, hemen ardından bölgeden ayrılarak, yakınına ait bir araçla Ankara’ya götürüldü. Eserler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilerek uzman incelemesine alındı. Bu tarihi hazine, bölgedeki arkeolojik ve kültürel zenginliğimizin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Kültürel miras ve değerli sikkelerin tespiti

İncelemeler sonucunda, taşınır kültür varlığı olarak kayıt altına alınan sikkelerin, yaklaşık 155.350 Türk Lirası kıymet biçilen değerleri, uzmanlar tarafından onaylandı. Sikkelerin, envanter kayıtlarına alınmasıyla birlikte, bu eserlerin tarihi ve kültürel önemi de tescil edildi. Arkeolojik ve sanat tarihi uzmanlarının yaptığı değerlendirmeye göre, bu sikkeler, milattan önce 5. ve 6. yüzyıllara ait ve hüküm sürmüş 20 farklı devlete ait olduğu düşünülen oldukça nadir ve değerli parçalardır.

Adem Algül’ün ödüllendirilmesi ve hukuki mücadelesi

Bulduğu değerli eserleri vakit kaybetmeden, devletimize kazandırmak isteyen Adem Algül, 155 bin 350 TL’lik kıymet takdiri ödülünü kabul etti. Ancak, bu tutarı yetersiz bulan Algül, hakkını aramak adına Ankara İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, sikkelerin gerçek değerinin tespiti için bilirkişi raporu talep etti ve uzmanlar eserin fiyatını belirlemek konusunda ciddi zorluklar yaşadı.

Bilirkişi raporunun detayları ve fiyat belirleme zorlukları

Bilirkişi, yaptığı açıklamada, “Bu tür tarihi eserlerin fiyatını belirlemek, arkeoloji ve sanat tarihi alanında uzman olmayan kişiler için imkânsızdır” diyerek, şu ifadeleri kullandı: “Bu gümüş sikkenin değeri, herhangi bir seramik veya kırık parça gibi, maddi anlamda belirlenememektedir. Bu eserlerin, ülkemiz sınırları içinde yasadışı yollarla kaçırılan ve uluslararası piyasalarda alınıp satılan eserler olduğunu ve bu nedenle fiyatların uluslararası fiyatlar üzerinden belirlendiğini belirtmek isterim. Ancak, devlet kurumları, bu eserlerin değerini, ilgili uzmanların belirlediği belirli bir ücret veya teşvikle takdir etmektedir.”

Toplam ağırlık ve piyasa değeri

Değerlendirmeler sonucu, bu 247 sikkenin toplam ağırlığının yaklaşık 2976,79 gram olduğu tespit edildi. Güncel piyasa koşullarıyla hesaplandığında, bu kadar gümüşün toplam değeri yaklaşık 117 bin 106 Türk Lirası seviyesindedir. Bu da, bölgedeki tarihi ve kültürel mirasın ekonomik değerinin yanında, vatandaşlar ve devlet açısından büyük önem taşıyor.

Adem Algül’ün anlatımı ve duyguları

Bulduğu eseri nasıl keşfettiğine dair detaylar veren Adem Algül, şunları söyledi: “Ormanlık alana mantar toplamaya gitmiştim. Etrafıma bakarken, yerde gördüğüm siyahlık dikkatimi çekti. İlk başta mantar sandım ama yaklaştığımda bronz madeni bir nesne olduğunu fark ettim. Daha sonra çıkardığımda, bu nesnenin içinde denizci amforası olduğunu anladım. İçinde ise tarihi gümüş sikkelerle dolu olduğunu gördüm. Hemen evime döndüm ve yakınıma ait bir araçla Ankara’ya giderek, bu değerli eserleri müzeye teslim ettim.” dedi.

Vatandaşın devlet sevgisi ve eserlere bakış açısı

Algül, duygu ve düşüncelerini şöyle ifade etti: “Devletime olan borcumu ödemek ve onun kültürel zenginliğine katkıda bulunmak benim için büyük bir gurur kaynağıdır. Bu eserlerin tarihî ve kültürel değeri, fiyatla ölçülemez. Devletimiz, bu tür değerli eserleri korumalı ve sergilemelidir. Ben, bu eserlerin yurt dışına çıkmasını istemiyorum; onların, bu topraklarda kalmasını ve gelecek nesillere aktarılmasını arzu ediyorum.”

Sonuç ve çağrı

Adem Algül, yaptığı açıklamada, “Dünyadaki fiyatlar ne olursa olsun, bu eserler bizim kültürel mirasımızdır ve onları korumak, gelecek nesillere aktarmak bizim en önemli görevimizdir. Bu nedenle, devletimizin ve ilgili kurumların, bu eserlerin gerçek değerini belirlemesini ve uygun bir ödemenin yapılmasını istiyorum” diyerek sözlerini tamamladı.