Her Gün Uyumlu Yoğurt Tükettiğinizde Vücudunuzda Bunlar Oluyor

13.05.2020

A⁺

A^-

Yapılan bir araştırmada, hassas bağırsak sendromu semptomlarının katılımcıların %89’unda en ince ayrıntısına kadar rahatladığı, bütün hassas bağırsak sendromu semptomlarının ise değil olduğunu ve hastalarda jurnal bağırsak hareketlerinin düzene girdiği saptama edilmiştir. Dünya Gastroenteroloji Kongresi’nde sonuçları açıklanan araştırmaya ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Kıvanç Bilecen, yapılan bu çalışmanın alanında bir birincil olduğunu ifade ederek, elde edilen öncül sonuçların çok manâlı olduğunu belirtti.

En yaygın görülen sindirim sistemi hastalıklarının başında hassas bağırsak sendromu geldiğini bildiren Bilecen, hastalığın karında şişlik, sancı, aşırı gaz, kabızlık ve ishal atakları ile seyrettiğini ve kişinin sosyal yaşamını büyük oranda etkilediğini açıklama etti.

“NEDENİ BİLİNMİYOR”

Bilecen, hastalığın niçin ileri geldiğini tamamiyle bilinmediğini söyleyerek, şu bilgileri aktardı:

“Araştırmalarda, hassas bağırsak semptomu hastalığı olanlarda kalın bağırsak hareketlerinde anomali ve bağırsak duvarındaki kaslarla sinirler arasındaki iletimde bozukluk sebebiyle oluştuğu düşünülmektedir. Bu sorun nedeniyle bağırsak dışkıyı atabilmek için birbiriyle ahenksiz hareketler yapmakta ve kişide karın ağrısı, şişkinlik ve dışkı kıvamı ve miktarı ile ilgili sorunlar meydana gelmektedir.”

Şikayetlerin kişiden kişiye değiştiğinin fakat besin alışkanlıklarının ve düzeninin hastalığı etkilediğinin altını çizen Bilecen, “Amerika’da yapılan bilimsel araştırma sonuçları da her gün konut yapımı yoğurt tüketenlerde hassas bağırsak hastalığının gerilediğini gösterdi. 189 hastadan 169’unda semptomların, çalışmayı izleyen 6 ay içinde azaldığı veya en ince ayrıntısına kadar ortadan kalktığı gözlendi,” ifadelerini kullandı.

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİN TÜKETİMİNE DİKKAT!

Geleneksel diyetlerde sindirim sisteminde ileri gelen rahatsızlıklarda ve hassas bağırsak sendromunda hastaların laktoza karşısında hassasiyeti sebebiyle süt ve süt ürünlerinin tüketilmesinde dikkatli olunması gerektiğini açıklayan Bilecen, “Oysa bu çalışma, taze bakteri kültürü taşıyan ev yapımı yoğurt gibi ürünlerin, ancak buna ola ki kefiri de eklemek gerekir, kramp ve derme çatma bağırsak hareketlerinin belirtilerini denetim etmede çok etkili olabileceğini gösterdi,” dedi.

Konut yapımı yoğurdun yapması basit ve taze olması nedeniyle avantajlı bir konuma sahip olduğunu gösteren Bilecen, şu bilgileri paylaştı:

“Yoğurdu evde yaptığınız süre bu yoğurdun daha artı oranda canlı bakterileri içerdiğinden belirlenmiş olabilirsiniz. çoğunlukla yoğurt, Lactobacillus ve Streptococcus cinslerinden iki tür bakteri içerir. Bu konut yapımı yoğurtlarda da endüstriyel yoğurtlarda da temelinde aynıdır. Bu bakteriler probiyotik olarak sınıflandırılmaktadır ve bu çalışmada da olduğu gibi bağırsak florasının sağlığını ve çeşitliliğini artırmaya yardımcıdır.”

SADE DOĞAL YOĞURTLAR TERCİH EDİLMELİ

Marketten yoğurt alınacak ise sade ve doğal yoğurtların tercih edilmesinin yardımsever olacağını bildiren Bilecen, şu önerilerde bulundu:

“Sade doğal yoğurtlar ve şekersiz, katkı ya da tatlandırıcı içermeyen yoğurtlar seçim edilmeli. Hafif yoğurtlar genelde şeker yerine kullanılan kalorisiz suni tatlandırıcılar içerir. Etiketteki yapay tatlandırıcıları yoklama ettiğinizden emin olunmalı. Özetle etikette yalnızca pastörize süt ve yoğurt kültürü ibareleri bulunmalı. Organik yoğurtlar seçim edilmeli. Çünkü sertifikalı organik yoğurtlar daha nitelikli sütlerden yapılmaktadır.”

YOĞURT YAPARKERN HANGİ SÜT KULLANILMALI?

Yoğurt yapımında jurnal pastörize sütlerin önerildiğini anlatan Bilecen, sütün bir arz ısıtılarak bakteri kültürüne hazırlanmış hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:

“Ama cadde sütü diye tabir edilen pastörize edilmemiş sütleri kullanırken oldukça dikkatli olunmalı. Zira bu sütler eğer denetleme edilmemişlerse Salmonella, Listeria, E. coli, Brucella, Yersinia gibi çoğu rahatsızlık yapıcı bakteriyi barındırabilir. Bir Takım üreticiler bu bakterilerin üremesini engellemek için süte antibiyotik katabilmektedirler. Bu durumda ise sütünüze maya eklediğiniz vakit bakteriler çoğalamayacakları için ahali deyimiyle süt maya tutmayacaktır. Sütün mutlaka soğuk zincirle taşınması, hastalık yapıcı bakteriler açısından yoklama edilmesi ve antibiyotik kalıntı testlerinin yapılmış olması gerekir. Büyük üreticilerin pastörize sütleri ya da kooperatifler kadar satılan çiğ sütler bu kontrollerden geçtiği için sağlık durumu açısından sorun teşkil etmezler.”