Havuç fena halde aşık

Yeni sezon hayırlı olsun. Tatiliniz nasıl geçti, neler yaptınız?
– Teşekkür ederim. Tatilde çok iyi dinlendim. Bol bol gezdim, okudum, yeni yeni insanlarla tanıştım, bolca müzik dinledim. Artık çalışmaya fazlasıyla hazırım.
 Bu sezon Havuç için nasıl geçecek? Nasıl bir Havuç izleyeceğiz?
– Bu sezon yepyeni bir Havuç bekliyor bizi. Çünkü artık fena halde âşık ve bir aile kurmaya hazır. Aşk eğer gerçekse, insana enerji verir, dünyaya bakış açısını değiştirir, her şeye iyi yönünden bakabilmeyi ve kendimizi sevmeyi öğretir. Sabahları daha mutlu kalkar, geceleri daha huzurlu uyuruz. Havuç da artık öyle olacak. Sevgilisine, müstakbel eşine olan aşkı onun bu yönlerini ön plana çıkaracak. Ayrıca aralarındaki çekişmeler sayesinde çok komik sahneler izleyeceğiz diye düşünüyorum.

SAHNEMİ BEKLERKEN ELİM AYAĞIM TİTREDİ

 Şimdiye kadar sette unutamadığınız bir anınız var mı?
– Setin ilk gününde yaşadıklarım. Bu mesleği 10 yıldır yapıyor olmama rağmen o gün çok heyecanlanmıştım. Çünkü yıllardır izlediğim bir dizinin ana karakterlerinden biri olarak, birbirinden usta isimlerle aynı setteydim. İlk sahnem de Pınar Altuğ ve Tamer Karadağlı ile olacaktı; kapı çalacak ve ben gelecektim. Arkada elim ayağım nasıl titredi anlatamam. Ancak dekordaki o kapı açılınca gerçekten evime girmiş gibi hissettim ve bütün heyecan bir anda bitti. O an yaşadığım huzuru, mutluluğu ve başarı hissini meslek hayatımda daha önce yaşamamıştım.
Set ortamı nasıl?
– Her dizide söylenir ama bizim setimiz gerçekten de harika. İşini çok uzun yıllardır yapan mükemmel profesyonellikte bir ekiple çalışıyorum. Herkes alçakgönüllü ve yardımsever… Sette kendimi o kadar evimde gibi hissediyorum ki bazen işim yokken bile sete gidip oturuyorum.
 Senaryo dışında doğaçlama gelişen sahneler oluyor mu?
– Çekim yaparken aklımıza gelen bir şeyi, senaryonun ve hikayenin gidişatını bozmadığı takdirde, Bora Tekay hocamızdan da onay alarak deneme şansımız oluyor. Bu doğaçlamalarımız eğer gerçekten sahneye bir değer katıyorsa yapıyoruz. Ama baktık ki lüzum yok, bunu yapmayalım deyip tekrar çekiyoruz. Bir oyuncu için inanılmaz bir atölye değeri var o yüzden setimizin.

MUTSUZ OLMAK ÇOK KOLAY ÖNEMLİ OLAN ZORU BAŞARMAK

 Hayatınızın hangi noktasında oyunculuk kanınıza girdi?
– Bilkent Üniversitesi’nde İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı okurken kanıma girdi oyuncu olma isteği. Tabii bu bir anda oluşmadı. Ben daha küçücük çocukken sinema âşığı olan ağabeyim tarafından bulaştırıldım bu işe. O kadar çok şey izlerdi ki, ben de yanında izleye izleye benimsedim sinemayı ve tiyatroyu. Devekuşu Kabareler, Nejat Uygurlar, Ferhan Şensoylar… İzlenebilecek ne kadar tiyatro varsa video kasetlerden izlerdik. O yaşımdayken şu anda efsane olan pek çok filmi izlemiştim bile. Üniversitede de kararımı verdim ve iç mimarlıktan mezun olur olmaz oyunculuk eğitimi almaya başladım.
 Dışarıdan çok neşeli gözüküyorsunuz? Gerçek hayatta bu kadar pozitif misinizdir?
– Hiç kimse hayatının tamamında neşeli ve pozitif olamaz tabii ama genel anlamda pozitif olduğumu söyleyebilirim. Sonuçta hepimiz insanız. Benim de mutsuz olduğum, hüzünlendiğim, sinirlendiğim, öfkelendiğim anlar oluyor. Ama yaş aldıkça fark ettiğim en önemli şeylerden biri de negatif düşüncenin kimseye bir faydasının olmadığı. Bir araştırma gülme eyleminin, sadece kas hareketlerinden dolayı, zorlayarak bile olsa insana enerji verdiğini ortaya koymuş. Tabii ki hiçbir zaman zorlayarak gülmüyorum ama neşeli olmak, hayatla dalga geçmesini bilmek, kötü olaylara bile pozitif yanından bakabilmek hayat enerjisini yükseltiyor. Bunun faydası sadece size olmuyor. Etrafınızdaki insanlar da besleniyor ve mutlu oluyor bundan dolayı. Ben yaşamayı, insanları ve hayvanları çok seviyorum. Durgun, mutsuz veya sinirli olmak çok kolay. Önemli olan zoru başarıp mutlu olmak. O yüzden ölene kadar da pozitif ve neşeli olmaya çalışacağım.

UZUN İLİŞKİ İNSANIYIM