Gizem Arslan: Ailesini Kaybettiği Kanserle Mücadelesini Sürdürürken Hayata Tutunuyor
Gizem Arslan, ailesini kaybettiği kanserle mücadele ederken hayata umutla tutunuyor; ilham veren yolu ve güçlü direnciyle duyguları birleştiriyor.
Adana’da yaşayan 40 yaşındaki Gizem Arslan, sevdiğini kaybettiği kanserle verdiği savaşta kendi mücadelesini sürdürmekte. Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nü 2007’de bitirdikten sonra iş hayatına atılan Arslan, ailesiyle birlikte turizm alanında çalışmaya başladı. 2016’da evlenen Arslan’ın yaşamında mutluluklar sürerken, 9 yaşındayken annesini kaybettiği meme kanseriyle ilgili endişeler de artış gösterdi. Ablasının da hastalığa yakalanmasıyla sarsılan Arslan, tedavi sürecinde ailesinin yanında oldu ve genetik yatkınlık nedeniyle mastektomi geçirerek kanser riskini %10’a indirdi.
Babasını ve teyzesini de kanser nedeniyle kaybetmenin yarattığı derin üzüntü, Arslan’ı daha da güçlü kıldı. Ablasının tedavisinin ardından kendisi de düzenli kontrollerini sürdürdü; 2021’de babasına pankreas kanseri teşhisi konuldu ve ne yazık ki hastalıkla mücadelede ailesiyle aynı acıyı yaşadı. Nihayetinde doktorların tüm çabasına rağmen Arslan, yakınlarını kaybettikten sonra 9 ay içinde annelik yapan babasını kaybetti. Tez çarpıcı bir haber olarak teyzesinin 2024’te meme kanseriyle mücadeleyi kaybetmesi geldi. Yine de Arslan’ın yaşamı bu kayıplara rağmen devam ediyor; mastektomi geçirmiş olmasına rağmen meme kanseriyle karşı karşıya kaldı ve bu süreçte eşi, oğlu ve ablası ona destek oldu.
Doğum gününde eline yayılan bir kitleyi fark eden Arslan, Ağız ve Diş Sağlığı dışında doktorlarına başvurdu ve durumu mücadeleye dönüştürdü. Yaklaşık üç dört yıl önce koruyucu amaçlı mastektomi yaptıran Arslan, ameliyat sonrası kontrollerine düzenli olarak devam etti. Doktorunun sözleriyle kanser olma riskinin %80’den %10’a düşürüldüğünü belirten Arslan, bu %10’un kendisini de yakaladığını açıkladı. Geçen yıl doğum gününde gelen etkiyle, patolojinin beklenenden farklı çıktığını öğrendi; MR temizdi, ultrason ise yağ bezesi olarak gösteriyordu, ancak büyüyen kitle nedeniyle tedavi kararı alındı. Patoloji sonucu açıklandığında büyük bir sürpriz yaşandı ve kanserle mücadele tekrar başladı.
Arslan, şu an akıllı ilaç tedavisini sürdürürken, üç ayda bir düzenli kontrollerine devam ettiğini belirtiyor. Kısa süre önce koruyucu amaçla rahim ve yumurtalıklarını da aldırdı. “Erken teşhis hayati öneme sahip” diyen Arslan, ailesi ve arkadaşlarının kendisini desteklediğini söylüyor. Onsuz bir hayat düşünemediğini vurguluyor ve yaptığı çalışmalarla diğer kadınlara da mamografi ve ultrason taramaları için çağrıda bulunuyor: Erken teşhis hayat kurtarır.
İyileşme yolunda ilham veren bir hikâye olarak Arslan, bunun sadece bireysel bir savaş olmadığını; toplumsal farkındalık ve düzenli kontrollerle erken teşhisin önemini hatırlatan bir örnek olarak öne çıkıyor. Kaynaklar: AA / Didem Akın Akçay – Sağlık; Haberler.com