Gazze’deki İnsanî Kriz ve Uluslararası Tepkiler

Gazze’de İnsanî Kriz ve Uluslararası Tepkiler

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik kapsamlı saldırıları, bölgedeki insani krizin derinleşmesine neden oluyor. Açlık, ablukaya rağmen yardım erişimindeki zorluklar ve devam eden çatışmalar, sivillerin yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Bölgede özellikle çocuklar olmak üzere masum insanların hayatını kaybetme oranı hızla artarken, uluslararası toplum ve çeşitli sivil toplum kuruluşları bu duruma güçlü tepkiler gösteriyor.

Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Gazze’deki insani durumun “tamamen kabul edilemez” olduğu vurgulandı. Ayrıca, bölgede yaşanan ağır insani krizin hızla çözülmesi gerektiğine dikkat çekildi. Avrupa Birliği (AB) ile İsrail arasında imzalanan insani yardım anlaşmasının derhal hayata geçirilmesi çağrısı yapılarak, bu anlaşmanın bölgedeki insani dramı hafifletmek adına büyük bir fırsat olduğu belirtildi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın geçen yıl verdiği karara atıfta bulunularak, İsrail’in halkın temel insani ihtiyaçlara erişimini engelleme konusunda uluslararası hukuka uygun hareket etmesi gerektiği vurgulandı. Almanya hükümeti ise, bölgeye ek insani yardım koridorlarının açılması ve yardımların güvenli biçimde ulaştırılması için diplomatik girişimlerini artırdığını duyurdu.

Barış İçin adlı sivil toplum kuruluşundan yapılan açıklamada, Gazze’ye gönderilen insani yardım malzemelerinin sınır kapılarında bekletildiğine dikkat çekildi. Kuruluş, “Yetersiz ve yaşamı tehdit eden yardım sistemi, ABD’nin desteğiyle kuruldu ve sürdürülebilir değil. İsrail hükümeti, uluslararası hukuka uygun olarak, büyük ölçekli insani yardım ablukasını sona erdirmelidir” ifadeleriyle sorumluluğu hatırlattı. Ayrıca, uluslararası topluma, bölgedeki ablukanın devam etmesine izin vererek sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısında bulunuldu.

Gazze’de devam eden çatışmaların sona erdirilmesi ve insani yardımın kolaylaştırılması amacıyla, 25’ten fazla ülkenin imzaladığı ortak bildiriyi Almanya’nın imzalamaması nedeniyle duyulan üzüntü de dile getirildi. Bu bağlamda, Almanya’nın, uluslararası hukukun temel değerlerini somut adımlarla ortaya koyma fırsatı olduğu ifade edildi.

Yaşamı ve insan onurunu savunmanın, tüm dini sınırların ötesinde ahlaki bir görev olduğu vurgulanırken, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi (ZMD) da hükümet ve siyasi aktörlere çağrı yaptı. ZMD Başkanı Abdassamad El Yezidi, “Gazze’deki açlık, çağımızın en büyük insani trajedilerinden biridir. Yaşamı ve insan onurunu korumak, tüm dini ve ahlaki değerlerin ortak görevidir” dedi.

Yapılan açıklamada, engellenen insani yardımın serbest bırakılması, kalıcı ateşkesin sağlanması ve tüm rehinelerin güvenli bir şekilde serbest bırakılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, ciddi diplomatik girişimlerin acil ve elzem olduğu, barış ve insani yardım çalışmalarında farklı dini ve kültürel toplulukların ortak duruş sergilemesinin önemli olduğu belirtildi.

Son olarak, Alman Piskoposlar Konferansı, Protestan Kilisesi, Yahudiler Merkezi ve diğer dini toplulukların bu konuda ortak hareket etmesi gerektiği ifade edilerek, bölgedeki insani krizin derinliği karşısında birlik olmanın önemine dikkat çekildi. ZMD Başkanı Abdassamad El Yezidi, “Gazze’deki açlık ve insani trajedi, çağımızın en büyük insani krizlerinden biridir. Yaşamı ve insan onurunu savunmak, tüm dini sınırların ötesinde ahlaki bir görevdir” diyerek sözlerini tamamladı.