Gazze’de Açlık Politikası: 17 Yaşındaki Filistinli Çocuk Hayatını Kaybetti
Gazze’de açlık ve savaş nedeniyle 17 yaşındaki Filistinli çocuk hayatını kaybetti. İnsanlık dramına dikkat çekiyor, çözüm bekleniyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne karşı uyguladığı sistematik ve sürdürülebilir açlık politikası, bölgedeki insani krizleri derinleştirirken, özellikle çocuklar ve savunmasız gruplar üzerinde yıkıcı etkiler yaratmaya devam ediyor. Bu politika sonucunda, 17 yaşındaki Filistinli çocuk Atıf Ebu Hatır, yetersiz beslenme ve şiddetli açlık nedeniyle yaşamını yitirdi. Atıf, sadece 25 kilo ağırlığında olup, sağlık durumu kritik seviyedeydi ve Gazze’deki Uluslararası Hilu Hastanesinde hayatını kaybetti.
Birçok sağlık uzmanı ve uluslararası kuruluş, bölgedeki açlık ve kıtlık koşullarının önlenemez bir şekilde kötüleştiğine dikkat çekiyor. Kaynaklar, Atıf’ın birkaç hafta önce hızla kilo kaybettiğini ve bu durumun hızla ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Daha önce herhangi bir sağlık sorunu yaşamayan genç çocuğun, açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle yaşamını yitirmesi, bölgedeki insani krizlerin boyutunu gözler önüne seriyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Gazze’deki çocuk ölümlerinin “eşsiz ve endişe verici” seviyelere ulaştığını ve bunun, İsrail’in başlattığı savaş ve uyguladığı kıtlık politikalarıyla doğrudan bağlantılı olduğunu vurgulamıştı. Ayrıca, Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, son 24 saat içinde 3 yeni ölüm gerçekleşmiş ve toplam ölü sayısı, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 162’ye yükselmiş durumda. Bu ölümler arasında 92’si çocuk olmak üzere birçok masum yaşam kaybedildi.
Özellikle Dünya Gıda Programı’nın (WFP) raporlarına göre, Gazze’de yaşayan yaklaşık dörtte biri ciddi gıda kıtlığıyla karşı karşıya ve yaklaşık 100 bin çocuk ile kadın, yetersiz beslenme sorunlarıyla mücadele ediyor. Bu dramatik tablo, bölgedeki insani krizin ne kadar derin ve karmaşık olduğunu ortaya koyuyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırıların ardından, insani yardımların geçişi neredeyse tamamen engellendi. 2 Mart itibarıyla tüm yardım ve tıbbi geçişlerin kapatılmasıyla birlikte, kıtlık ve sağlık krizi daha da büyüdü ve bölge adeta bir felaket bölgesine dönüştü.