Gazze’de Açlık Krizi: Her Üç Kişiden Biri Açlıkla Savaşmakta
Gazze’de her üç kişiden biri açlıkla mücadele ediyor. İnsanlık dramını ve yardım çağrılarını öğrenmek için detaylara ulaşın.
BM Gıda Yardımı Programı, özellikle Gazze Şeridi’nde yaşanan ciddi gıda krizine dikkat çekerek, bölgedeki her üç kişiden birinin günlerdir açlıkla mücadele ettiğini ve temel beslenme ihtiyaçlarının karşılanmadığını açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün 27 Temmuz tarihli raporu, yalnızca Temmuz ayı içinde 63 kişinin açlıktan hayatını kaybettiğine işaret ederken, bölgedeki sağlık otoriteleri ise aynı dönemde ölü sayısının 21’e yükseldiğini belirtti. Çatışmaların başlamasından bu yana, toplam ölümler 154’e ulaşmış olup, bunların 89’unun çocuklar olduğu kaydedildi. Bu rakamlar, bölgedeki insani kriz seviyesinin ne denli derin ve acil çözüm gerektirdiğini gözler önüne seriyor.
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun bölgedeki açlık iddialarını reddetmesine rağmen, “Gazze’de gerçekten ciddi bir açlık yaşanıyor” ifadelerini kullanarak, sorunun boyutunu vurguladı. İsrail hükümeti ise, bölgeye yardım girişini kolaylaştırmak adına “yerel taktik aralar” planladıklarını açıkladı. Ancak BM’nin İnsani Yardım Yetkilisi Tom Fletcher, kıtlık sorununu çözmek için “büyük miktarda” gıdaya ihtiyaç duyulduğunu ve mevcut durumun ciddi insani kriz seviyesinde olduğunu belirtti. BM’nin verilerine göre, Gazze’deki her beş çocuktan biri yetersiz beslenme nedeniyle sağlık sorunlarıyla karşı karşıya. UNRWA ise, bölgedeki yetersiz beslenmenin her geçen gün arttığını, hastanelere yorgun ve baygın şekilde getirilen insanların sayısının yükseldiğini bildirdi. Bu gelişmeler, BM’nin henüz resmi bir kıtlık ilanı yapmamış olsa da, IPC’nin bölgeyi kritik seviyede besin güvensizliğiyle karşı karşıya olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Kıtlık Nedir ve Ne Zaman İlan Edilir?
Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), halkların mali durumu ve beslenme durumu göz önüne alınarak uygulanan küresel bir standarddır. En yüksek aşama olan Aşama 5, yani kıtlık durumu, aşağıdaki kriterlerin karşılanmasıyla ilan edilir:
- İnsanların temel gıda ihtiyaçlarını karşılayamaması ve ciddi yetersizliklerin yaşanması
- İnsanların yaşamını sürdürebilmesi için gereken enerjiyi sağlayacak gıdaya erişimin tamamen engellenmesi
- Sağlık ve yaşam kalitesinin ciddi şekilde bozulması
Gazze’deki araştırmalar, Mayıs ayındaki raporda bölgedeki tüm halkın kriz (Aşama 3) ve üzeri seviyede beslenme sorunu yaşadığını gösteriyor. Ayrıca, önümüzdeki aylarda yaklaşık 500 bin kişinin “facia seviyesinde” (Aşama 5) gıda güvensizliği riskiyle karşı karşıya kalabileceği öngörülüyor. Bu nedenle, IPC uzmanları, bölgedeki insani durumun hızla kötüleştiğine dikkati çekerek, hava yoluyla gıda yardımının yeterli olmadığını ve acil, kalıcı çözümler üretilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Açlık ve Yetersiz Beslenmenin İnsan Bedeni Üzerindeki Etkileri
Açlık, uzun süre boyunca vücuda gıda alınmaması durumudur ve temel vücut fonksiyonlarının düzgün çalışmasını engeller. Vücut ilk olarak, kan şekerini korumak amacıyla glikojeni kullanır, bu da karaciğer ve kaslardaki depolardan enerji sağlar. Bu kaynaklar tükendiğinde ise, vücut yağ depolarını kullanmaya başlar. Son aşamada, kaslar ve diğer dokular zayıflar ve vücut enerji üretimi ciddi şekilde azalır. Bu süreç, akciğerlerin, mide ve üreme organlarının küçülmesine neden olurken, beyin fonksiyonlarını da olumsuz etkiler; halüsinasyonlar, depresyon ve kaygı bozuklukları görülebilir.
Birçok kişi, açlık nedeniyle doğrudan yaşamını yitirirken, akut yetersiz beslenme yaşayanlar ise bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu enfeksiyonlara karşı direnç gösteremez hale gelir. Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Charlotte Wright, “Açlık aniden ağır bir duruma dönüşmez; çocuklar genellikle daha önce enfeksiyon geçirmiş, sağlıklı görünen bireylerdir” diyerek, yetersiz beslenmenin kademeli ve karmaşık etkilerini açıklıyor. Bu durum, özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açar.
Yetersiz Beslenmenin Çocuklar ve Bebekler Üzerindeki Yıkıcı Etkileri
Çocuklukta yaşanan yetersiz beslenme, sadece büyüme ve gelişmeyi engellemekle kalmaz; bilişsel gelişim üzerinde de kalıcı hasarlar bırakabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bodurluğu, kötü beslenme, tekrar eden enfeksiyonlar ve yetersiz psikososyal uyarıların sonucu olarak tanımlar. Bu çocuklar, yaşlarından daha kısa boylu olup, gelişimsel gecikmeler yaşayabilirler. Ayrıca, yetersiz beslenen kadınların doğurduğu bebeklerde de düşük doğum ağırlığı, anemi ve anne ölümleri gibi ciddi riskler artar. UNICEF ise, gebelik sırasında yaşanan yetersiz beslenmenin, hem anne hem de bebek sağlığı üzerinde kalıcı olumsuz etkiler oluşturduğunu vurgular. Aşırı zayıflık ve yetersizlik, çocuklarda gelişimsel gecikmelere ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olurken, kemik erimesi gibi uzun vadeli komplikasyonlara da yol açabilir. Kırılgan kemikler, küçük bir düşme veya travma sonucunda bile kırılabilir hale gelir.
Yetersiz Beslenmenin Tedavi Yöntemleri ve Çözüm Yaklaşımları
Profesör Wright, bu krize karşı iki temel çözüm öneriyor: Gıda girişinin artırılması ve tedavi amaçlı, daha pahalı ve uzmanlık gerektiren gıdaların bölgeye ulaştırılması. Gıda öncelikle çocuklara ve annelere yönlendirilmelidir. Emzirme, yeni doğanlar ve bebekler için en güvenli ve hijyenik beslenme yöntemidir; ancak annelerin de yeterli beslenmesi şarttır. Bu, bölgedeki gıda akışının erkekler yerine kadınlara ve çocuklara odaklanması anlamına gelir. Ayrıca, uzmanlar, bölgedeki sağlık ve yardım kuruluşlarının, doğru ve yeterli beslenmeyi sağlayacak programlar geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
BBC’nin sağlık muhabiri Smitha Mundasad ise, yetersiz beslenmenin sadece kısa vadeli değil, uzun vadeli ve yıkıcı etkileri olduğunu vurgular. Özellikle çocuklar üzerinde, uygun olmayan gıdalarla tedavi edilmekte olan ağır vakalarda, özel formüllü mamaların ve enfeksiyonlara karşı ek tedavilerin uygulanması gerektiğine dikkat çeker. “Yanlış ve aşırı beslenme, durumun daha da kötüye gitmesine neden olabilir. Bu nedenle, doğru gıda ve uygun sağlık desteği sağlanmadan yapılacak müdahaleler tehlikeli olabilir,” diye ekler.
Gazze’deki insani kriz devam ederken, uluslararası toplumun ve ilgili kurumların hızlı ve etkili müdahaleleri, bölgenin sağlık ve gıda güvenliği açısından hayati öneme sahiptir. Herkes için temel ihtiyaçların karşılanması, bölgedeki insani trajediyi hafifletmek ve yaşam kayıplarını önlemek adına kaçınılmazdır.