Fatih Güller’in Yangında Gösterdiği Kahramanlık
Fatih Güller’in yangın anında gösterdiği cesaret ve kahramanlık hikayesi, insanlık adına büyük bir örnek teşkil ediyor. Bu içerikte, onun fedakarlıklarını ve yangınla mücadelesini keşfedin.
Fatih Güller’in Kahramanlık Hikayesi
Ankara Üniversitesi’nde 42 yıl boyunca başarılı bir kariyerle jimnastik antrenörlüğü yapan Fatih Güller, emekli olduktan sonra ailesiyle birlikte sömestir tatili için Kartalkaya’ya davet edildi. Yeğeni Gülşen Doğan Durdağ, eşi ve iki çocuğuyla birlikte, bu doğum günü hediyesi tatiline çıkarken, Güller de onlara katılmayı kabul etti. Ancak, bu tatil beklenmedik bir felakete dönüştü.
Bir gün sonra kayak merkezine giden Güller ve ailesi, Grand Kartal Otel’de konakladılar. Ne yazık ki, aynı gece otelde bir yangın çıktı. 10. katta kalan Fatih Güller, yangın sırasında çıkan seslere uyanarak, hemen yeğeni ve ailesini uyandırdı. Koridora çıktıklarında, yoğun bir dumanla karşılaştılar. Güller, yanındaki kişilerle birlikte 8. kata kadar inebildi, fakat yoğun duman nedeniyle daha fazla ilerleyemediler.
‘DUMANLAR HER TARAFI SARMIŞTI’
Yangın sırasında yaşananları anlatan Güller, “Kokuyu hissettim ama insan bunun gerçek olduğuna inanmak istemiyor. ‘Otel yanıyor, hemen çıkın’ diye bir ses duyduk. 10. katta, 1020 numaralı odada kalıyorduk. Yeğenim, eşi ve küçük çocuğu odanın bir bölümünde, biz ise yeğenimin büyük oğlu ile diğer bölümde yatıyorduk. ‘Kimse yanına hiçbir şey almasın’ dedim. Hiçbir şey almadık ve olduğu gibi çıktık. Gözlüğümü, bir de telefonumu alabilmişim. Koridora çıktığımızda, korkunç bir dumanla karşılaştık. Bir kat indik, bir kat daha inebildik ama artık inemeyecektik; çünkü dumanlar her tarafı sarmıştı” dedi.
‘SESİME GELİN DEDİM’
Güller, 8. katın koridorunda yoğun duman içinde bir aydınlık gördüğünü ve oraya yönlendirdiğini belirtti. “İnsanlara sürekli bağırarak ‘Sesime gelin’ dedim. Camları kırdığımızda biraz nefes alabildik. O an zehirleniyor olduğumuzu anladım. İnsanlar sürekli ‘Ne oluyor?’ diyordu. ‘Herkes uyansın, otelde yangın çıkmış boğulacağız’ dedim. ‘Herkes battaniye ve çarşafını bana getirsin, ben düğümleyeceğim, aşağı bu şekilde ineceğiz’ dedim. Hayatımda böyle bir şey görmedim. Çarşafları birleştirdik ve önce küçük çocukları, sonra kadınları indirdik. Çarşafı koluma dolayıp tutuyordum; çünkü bağlayacak bir yer yoktu. Son 4 kişi kaldık. Yeğenim Gülşen’e ‘Sen in, çocuğu sonra indiririm’ dedim. O da bana, ‘Çocuğumu indirmeden ben inmem’ dedi. Çocuğu indirdikten sonra yeğenim kendi inerken yaklaşık 3 metre kala çarşaf dayanmadı ve koptu. Omurgalarında kırıklar var ve kolu kırıldı. Alacak nefesimiz ve içecek suyumuz varmış” diye ekledi.
‘EN SON KENDİM İNDİM’
Çarşafla en son kendisinin indiğini belirten Güller, “Çarşafın ucunu topuz yaptım, onu pencerenin dış menteşeli kısmına sıkıştırdım ve indim. İnenler de merdiven getirdi. Çarşafın koptuğu yerden sonraki bölümü merdivenle indim. 5-6 yaşında bir çocuk bana ‘Baba, amca’ diye sarıldı. Allah orada bana bir güç verdi. Oradakilere ‘Sakin olursak hepimiz kurtuluruz, sakin olmazsak hepimiz burada kalırız’ dedim. Böylece 11 kişiyi kurtardığımı net olarak hatırlıyorum. Daha sonra beni arayıp teşekkür edenler oldu. Trabzon’dan Ömer Bey var ve beni telefonuna ‘Yangındaş’ diye kaydetmiş ve beni öyle aradı” şeklinde konuştu.
‘ALARM ÇALSAYDI BİR SÜRÜ CAN KURTULURDU’
Yangın sırasında alarm çalmadığını vurgulayan Güller, “Yangın merdiveni göremedim. Var mıydı, yok muydu bilmiyorum. Bir uyarı levhası, acil çıkış hiçbir şey görmedik. Eğer alarm çalsaydı ve ufak bir duman tespit edebilseydi, birçok can kurtulurdu. Benim yaptığım kahramanlık falan değil. Birçok insan orada benim gibi davrandı. Bana yardım eden çok insan vardı orada. Yaşanan acının boyutunu kelimelerle anlatamam. Gözümde yaş kalmadı ağlamaktan. O insanlara sarılmaktan gözümde yaş kalmadı” ifadelerini kullandı. Fatih Güller, yeğeninin ameliyat olduğunu ve sağlık durumunun iyiye gittiğini de sözlerine ekledi.