‘Eşlerden biri hipertansiyonsa, diğerinde de risk artıyor’
Eşlerden birinde hipertansiyon varsa diğerinin riskleri ve yaşam tarzı önerileriyle koruyucu bilgiler içeren rehber niteliğinde bir içerik.
Amerikan Kalp Derneği’nin dergisi Journal of the American Heart Association’da yayımlanan geniş katılımlı bir çalışmanın bulguları, eşlerden birinde hipertansiyon olan çiftlerde diğerinin de benzer bir risk altında olduğuna işaret ediyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, ortak yaşamın beraberinde getirdiği risklerin sürpriz olmadığını belirtirken, bu riski yaşam tarzı değişiklikleriyle fırsata çevirme imkânını vurguluyor.
Çalışmaya ilişkin verileri açıklayan Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, ABD, İngiltere, Çin ve Hindistan’da yaklaşık 67 bini aşkın kişinin katılımıyla yürütülen bu dev çalışma sonucunda hipertansiyonun bireysel olduğu kadar çiftler için de ele alınması gerektiğini belirtiyor. Yılmaz, özellikle Çin’de yalnızca eşlerden birinin hipertansiyonu olması durumunda diğerinde bu hastalığın görülme riskinin anlamlı ölçüde arttığını ifade ediyor ve bunun yalnızca tansiyonla sınırlı kalmayan bir benzerliğe dönüştüğünü belirtiyor:
“Çalışma, heteroseksüel ve aynı evde yaşayan çiftlerde, bir eş hipertansiyon taşıyorsa diğerinin de bu hastalığı geliştirme ihtimalinin önemli ölçüde yükseldiğini gösteriyor. Çevresel ve yaşam tarzı etmenleri sayesinde diyabet, obezite, kolesterol yüksekliği ve depresyon gibi durumlar da çiftler arasında benzer oranlarda görülebilir.”
Toplumsal kültürün etkisi üzerinde duran Yılmaz, kolektivist toplumlarda çiftlerin birbirine olan etkisinin daha güçlü olduğunu, Çin ve Hindistan gibi toplumlarda bu etkiyi daha belirgin gördüklerini söylüyor; ABD ve İngiltere gibi bireyci toplumlarda ise bu etkinin daha zayıf kaldığını ekliyor. Bulgular, benzer şekilde her iki eşin ortak yaşantılarının benzer riskleri paylaştırdığını gösteriyor.
Ortak yaşam, ortak riskleri beraberinde getirir argümanı, ev içindeki alışkanlıklardan stres kaynaklarına kadar pek çok çevresel faktörü kapsıyor. Eşler aynı evde beslenme alışkanlıklarını, egzersiz rutinlerini, uyku düzenlerini ve hatta stresle başa çıkma biçimlerini paylaşıyor. Bu paylaşılan yaşam tarzı, tansiyon gibi yaşam tarzı kaynaklı hastalıkların benzerlik gösterme ihtimalini güçlendiriyor. Beslenme biçimleri, egzersiz rutini, sigara ve alkol kullanımı, uyku düzenindeki düzensizlikler ve hatta tuz tüketimi gibi etkenler çiftler arasında uyum sağlayabiliyor. Birlikte spor yapan çiftlerin tansiyon kontrolünün daha başarılı olduğu da vurgulanıyor.
Empatik stres adı verilen durum da tansiyona doğrudan etki edebiliyor: Bir eşin yaşadığı yoğun stres, diğerinin fizyolojik yanıtlarını etkileyebiliyor ve ortak stres kaynakları, çiftlerin tansiyonunu birlikte yükseltebiliyor.
Genetikten çok çevre etkili ifadesiyle özetlenen bulgular, hipertansiyonun çiftlerde benzerliğinin genetik yerine çevresel ve davranışsal faktörlerden kaynaklandığını işaret ederken, bazı toplumlarda akrabalık bağlarının yaygın olması halinde bunun genetik etkisini artırabileceğini de belirtiyor. Hava kalitesi, gürültü seviyesi, ısıl konfor ve yerleşim yeri gibi faktörler de ortak çevresel etkenler olarak öne çıkıyor. Gelir düzeyi, sağlık hizmetlerine erişim ve beslenme bütçesi gibi sosyoekonomik koşullar da çiftler arasında benzerlik göstererek tansiyon düzeylerinin ortaklaşmasına katkıda bulunuyor.
Hep birlikte risk, hep birlikte fırsat da sunuyor. Kalp hastalıkları, inme ve böbrek sorunları gibi risklerin artışının yanı sıra yaşam kalitesinde düşüş ve artan sağlık harcamaları da iki eş için de geçerli olabiliyor. Bu nedenle çiftler için ortak egzersiz programları, tuz tüketimini azaltma, sağlıklı beslenme ve birlikte doktor ziyaretleri gibi bütünsel yaklaşımlar, uzun vadeli başarıyı artırabilir. Ayrıca birbirini teşvik etmek ve birbirini izlemek gibi uygulanabilir stratejiler de etkili görünüyor.
Hipertansiyonu paylaşmak zorunda değilsiniz. Eşinizde hipertansiyon varsa, sizin de risk altında olma ihtimaliniz anlamlı şekilde artar. Bu nedenle şu önerileri birlikte uygulamak faydalı olabilir: birlikte egzersiz yapma, sağlıklı beslenme ve tuzu azaltma, zararlı alışkanlıklardan kaçınma, stres yönetimini birlikte keşfetme ve düzenli sağlık kontrollerini ihmal etmeme. Unutmayın, hipertansiyonu paylaşmak zorunda değilsiniz; sağlıklı bir yaşamı birlikte paylaşabilirsiniz.