Dünyanın en ilginç geleneği! Burada cinsel ilişki için öyle bir şart var ki…

38 yaşındaki Alman fotoğrafçı Mario Gerth, Afrika’da yedi yıl boyunca yolculuk yaptı. Geçirdiği bu yedi yıl içinde Kenya, Namibya ve Etiyopya’daki kabilelerle tanışma fırsatı buldu. Onların hayat tarzlarını incelemekle kalmadı, herkesin onlardan çok şey öğrenebileceği bu kabileleri fotoğrafladı da…

Fotoğraflar: Mario Gerth, Alamy

Özellikle öğrendiği ilginç bilgilere çok şaşıracaksınız… İşte Gerth’in objektifinden dünyanın geri kalanına çok şey anlatacak Afrika kabileleri…

Büyükbaş hayvanların dışkılarından yaptıkları kulübelerde yaşayan kabile halkı, hayvan derisinden kendileri diktikleri kıyafetler içinde yaşamlarına devam ederken…

Alman fotoğrafçı çektiği her karede onların ne kadar mutlu olduklarını fark etti.

Oldukça zor koşullarda yaşayan bu kabileler ‘yaşadıkları yere renk ve mutluluk getiriyorlar’ demiş Gerth yaptığı açıklamada. Bu fotoğrafında Etiyopya’nın Mursi kabilesinden bir kadını görüntülemiş.

Bir güzellik işareti olarak dudaklarına büyük tabaklar takan kabile kadınları, tebeşir ve toprak gibi malzemeler kullanarak vücutlarına çeşitli şekiller de çiziyorlar.

Bu tabaklar, ergenliğe giren kız çocuklarının ağızlarındaki alt iki dişin çekilip, oraya açılan deliğe ince plakaların takılması ile yerleştiriliyor.

Fotoğrafçı Gerth’in bu kabilelere gidişi, daha önce kabileleri ziyaret etmiş ve onlar tarafından arkadaş olarak bilinen bir kişinin aracılığıyla olmuş.

‘Onların fotoğraflarını çekebildiğim için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum’ diyen Gerth, kabile üyelerinin misafirlere karşı temkinli olduğunu ancak düşman olmadığınızı anladıkları zaman açık ve misafirperver bir hale büründüklerini de açıklamalarına eklemiş.

Arbore Kabilesi üyesi bu çocuk yüzündeki dikkat çeken makyajla olduğu kadar renkli kolyesi ile de dikkat çekiyor.

Şarkının ve pozitif enerjinin kötülüklerle savaşmada etkili olduğunu düşünen Arbore kabilesi, bu ayinlerden sonra kabilelerinin refah bulacağına da inanıyorlar.

Arbore Kabilesi’nde erkek çocuklar başlarını güneşten koruyabilmek için bu tür kabuğa benzer şapkalar takıyorlar. Kadınlar başlarını siyah örtülerle kapatıyor ancak kullandıkları çok renkli ve gösterişli kolyelerle biliniyorlar.

Etiyopya’nın Hamar kabilesine mensup kadınlar üstündeki hayvan postundan yapılmış kıyafetileriyle…

Hamar kabilesindeki ilişki gelenekleri de kendilerine özgü. Bu kabiledeki kadınlar evlendiklerinde ve cinsel ilişkilerinde kan borcu oluşturması için yaralanıyor.

Akan kan, ileride kadın zor bir durumda kalırsa onu koruması gerektiğini hatırlatıyor erkeğe. Kabiledeki çarpıcı gelenekler bununla da sınırlı değil.

Hamar kabilesine mensup erkekler evlenmek istediklerinde 15 ölü ineğin üstünde kaymadan yürümek zorunda…

Başarısız olursa yalnızca evlenme şansı bitmiyor, üstüne üstlük izleyici kadınlar oradayken erkekler tarafından dövülüyor.

Gerth ‘beni en çok etkileyen Hamar kabilesiydi’ diyor.

Grate’in fotoğrafladığı bir başka kabile ise Himbalar… Kuzey Namibya’daki Kunene yöresinde yaşayan Himbalar, 20 bin ile 50 bin nüfuslu göçebe bir topluluk…

Hikâyelere göre; Himbalar, Hererolarla birlikte 15. ve 16. yüzyılda Botswana’dan gelmiş, kuzeybatı Namibya’ya yerleşerek avcılık ve toplayıcılıkla geçinmişler.

Alman misyonlerlerin Hereroların yaşam tarzı üzerindeki etkileri ve Namaslarla olan çatışmaları nedeniyle, Hererolardan farklılaşmışlar.

1904’te Lothar von Trotha başkanlığındaki Alman sömürge idaresinin soykırım politikasından komşuları Herero ve Namalarla birlikte de paylarını almışlardır.

Bu dönemde pek çok Himba komşu Angola’ya sığınmış, burada Portekiz sömürge idaresinin emrinde yağmacılık yapmışlar. 1920’lerde Namibya’yı 70 yıl boyunca denetimi altına alacak olan Güney Afrika Cumhuriyeti, Himbalar’a bir koruma alanı ayırmış.

1980’lerde ise Himbalar’ın yaşam tarzı yok oluş noktasına gelmiş. Ciddi bir kuraklık keçi sürülerinin yüzde 90’ını öldürmüş. Çoğu Himba, sürülerini bırakıp Opuwo kentine göç edip, gecekondularda yaşamaya başlamışlar.

1990’lardan itibaren de Himbalar geleneksel topraklarına dönmeye başladılar. Günümüzde ise çoğu Himba doğal koruma alanlarında yaşıyor. Burada doğal yaşam ve turizm etkinlikleri üzerinde kendi idarelerini uyguluyorlar.

Burada emek isteyen işlerin çoğunu kadınlar yapar: İnekleri sağmak, köye su taşımak, ev inşa etmek, çocuklara bakmak gibi.

Kendi aralarında da yardımlaşırlar, bir annenin çocuklarına diğer anneler de bakar. Misyonerler bazılarını Hristiyan yapmış olsa da her aile devamlı yanıyor olması gereken bir ateş aracılığıyla Mukuru ile 7-8 günde bir iletişime geçiyor.

Kenya’daki Samburu kabilesini de ziyaret eden Gerth, bu kabilenin yarı göçmen olduğunu yalnızca büyükbaş değil, küçükbaş hayvanlar yetiştirdiğini de ekliyor sözlerine.

En yaşlının sözünün en geçerli olduğu kabilede erkeklerin genellikle 30 yaşına kadar evlenmediğini de söylüyor.

Kaynak: www.mario-gerth.de, www.121clicks.com