Dülük Antik Kenti’nde Tapınak Etrafındaki Yaşamla İlgili Kazı Bulguları: 2. Yüzyılda İnşa Edildiği Düşünülüyor

Gaziantep kent merkezinin yaklaşık 10 kilometre kuzeyinde yer alan Dülük Antik Kenti’nde bu yıl yürütülen kazılar, tapınağın yakınındaki insanların yaşam biçimine dair ipuçlarını gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Almanya Münster Üniversitesi’nin işbirliğinde yürütülen çalışmalar, merkez Şehitkamil ilçesi Dülük Mahallesi yakınlarındaki antik kentte yaklaşık bir ay önce başlayan bu sezon çalışmalarını sürdürüyor.

Kazı Başkanı Münster Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Michael Blömer ile yardımcı Doktor Dilek Çobanoğlu’nun koordinesinde, 20 uzman ve 13 işçi görev alıyor. Şu ana kadar elde edilen bulgular, tapınağın kentteki en önemli yapı olma özelliğini bir kez daha ortaya koyuyor. Blömer, AA muhabirine verdiği demeçte, bu sezon çalışmaların üç ana bölgede yürütüldüğünü belirtti ve tapınağın Roma döneminde bir inanç merkezi olarak öne çıktığını vurguladı.

Tapınağın Ölçüleri ve Önemi 2’nci yüzyılda inşa edildiği düşünülen tapınağın yaklaşık 60 metre uzunlukta, 40 metre genişliğinde ve 15 metre yüksekliğinde olduğu kaydediliyor. Bu yapı, dönemin en büyük yapılarından biri olarak kabul ediliyor. Ayrıca Dülük Antik Kenti’nde 5-10 bin civarında insanın yaşadığına ilişkin bulgular da paylaşılıyor. Tapınağın çevresinde yalnızca görevliler değil, bölge halkının da yaşadığına işaret ediliyor; burada ibadet eden topluluğun günlük yaşamı bu mekanda şekilleniyordu.

Blömer, “İlk etapta tapınağı bulduk ve bundan sonra tapınağı inşa eden ve ibadet eden insanların yaşam alanlarını tespit etmek istiyoruz. Bu yıl içinde ya da ilerleyen dönemlerde buna ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Dülük Antik Kenti, antik dönemde güney, kuzey, doğu ve batıdan gelen ticaret yollarının kesiştiği önemli bir kavşakta yer alır. Asurlular döneminde Mezopotamya’dan Kilikya’ya, Helenistik ve Roma dönemlerinde ise Antakya ile Kilikya’dan Zeugma’ya uzanan İpek Yolu’nun kritik noktasını oluşturan bu kent, binlerce yıl öncesine uzanan bir geçmişe sahiptir. Taş Devri ile Bakır Çağı’ndan kalıntılarla karşılaşılan arkeolojik alan, Eski Taş Çağı izlerini de barındırır. Hititler, Medler, Asurlular, Persler ve Büyük İskender’in egemenliği arasında el değiştiren bu yer, sahip olduğu eser ve yapılarla pek çok medeniyetin mirasını günümüze taşır. Bir dönemde Mitra inancının da etkili olduğu bu kentte, dünya çapında bilinen yer altı Mitras tapınaklarından en büyüğü bulunuyor.