Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Güney Ege’ye Dikkat Çeken Uyarı: Santorini’deki Depremler Haftalarca Sürebilir ve Tsunami Riski Artabilir

Güney Ege ve Santorini Bölgesinde Uzun Süreli Deprem Aktivitesi ve Olası Tsunami Tehdidi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü uzmanları, Yunanistan’ın ünlü Santorini Adası çevresinde yaşanan sismik hareketliliğin uzun süre devam edebileceğine dikkat çekerek, bölgedeki olası etkiler ve tsunami riskine karşı bölge halkını ve sahil kesimlerini uyardı.

Enstitü tarafından yapılan açıklamada, Ege Denizi’nin jeolojik ve sismolojik açıdan oldukça aktif bir bölge olduğu ve son zamanlarda yaşanan depremlerin haftalar boyunca devam edebileceği vurgulandı. Özellikle Santorini Adası’nın kuzey kesiminde meydana gelen ve büyüklüğü 5,2’yi bulan depremler, bölgedeki sismik aktivitenin sürdüğünü göstermektedir.

Depremlerin ardından oluşan «deprem fırtınası» benzeri sarsıntıların devam ettiği ve bu durumun önümüzdeki haftalar boyunca devam edebileceği öngörülmektedir. Bu süreçte oluşabilecek yeni ve daha büyük depremlerin, bölgedeki fay hatlarının hareketleriyle ilişkili olduğu ve henüz tam anlamıyla anlaşılmadığı ifade edildi.

Enstitü uzmanları, bu sismik hareketliliklerin olası bir büyük depremin öncüsü olabileceği ihtimaline karşı bölge halkını ve yetkilileri dikkatli olmaya çağırdı. Ayrıca, bölgede oluşabilecek olası tsunami riskine karşı da uyarılar yapıldı. “Ege Denizi’nde meydana gelebilecek yıkıcı bir deprem, özellikle kıyı yerleşim alanlarında ciddi hasar ve kayıplara yol açabilir” denildi.

Geçmişte bölgedeki depremler ve tsunamilerin etkileri de göz önüne alındığında, 1956 yılında gerçekleşen ve 7,7 büyüklüğünde olan Amorgos Depremi sonrası bölgedeki kıyılarda 1 metreye varan tsunami dalgaları oluştuğu ve bunun Fethiye civarında hasara neden olduğu hatırlatıldı.

İzmir Körfezi ve Güney Ege Kıyılarında Olası Etkiler

İzmir Körfezi’nin morfolojik yapısının kuzey Ege’ye açılan bir körfez olduğu ve bu nedenle Santorini civarındaki depremlerden doğrudan etkilenmeyeceği değerlendirilmektedir. Ancak, bölgedeki aktif sismik hareketlerin yakın bölgelerde olası tsunami dalgalarına yol açabileceği de göz ardı edilmemelidir.

Uzmanlar, özellikle Güney Ege kıyılarında yaşayanların ve sahil bölgelerindeki yerleşimlerin, olası büyük depremler ve tsunami tehlikesine karşı hazırlıklı olmaları gerektiği konusunda uyardı. Bu noktada, bölgedeki sismik aktivitenin dikkatle izlenmesi ve gerekirse acil durum planlarının güncellenmesi önerilmektedir.

Sonuç olarak, bölgenin jeolojik dinamikleri göz önüne alınarak, hem devlet kurumlarının hem de bölge sakinlerinin alınacak önlemler konusunda bilinçli olması büyük önem taşımaktadır. Bu tür doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak, can ve mal kayıplarını en aza indirebilir.