Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Bölgesel ve Küresel Politika Değerlendirmeleri
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bölgesel ve küresel politikaların dinamiklerini değerlendiriyor. Uluslararası ilişkilerdeki güncel gelişmeler, Türkiye’nin stratejik öncelikleri ve dış politika vizyonu hakkında ayrıntılı analizler. Hakan Fidan ile geleceğe yön veren tartışmalar.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Açıklamaları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Asharq News televizyonuna verdiği röportajda güncel bölgesel ve küresel gelişmelere dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Fidan, yabancı güçlerin bölgeye aşırı müdahale etmesinin ve bazı devletlerin kendi ulusal çıkarlarını değil de başka ülkelerin çıkarlarını savunmasının, Suriye gibi krizlere yol açtığını vurguladı. Yeni dönemde, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Mısır, Ürdün ve Irak gibi bölge ülkeleriyle iş birliği yaparak daha fazla istikrarı hedefleyen bir politika geliştirdiklerini ifade etti.
Fidan, “Önceki döneme baktığımızda savaş, bölünme, istikrarsızlık ve yerinden edilen milyonlarca insanın olduğunu görüyoruz. Bu coğrafyanın kaderi böyle olmamalı. Müslümanların, Arapların, Türklerin ve Farsların yaşadığı bölgede bir değişim mutlaka gerçekleşmelidir. Ben bu değişimin tüm bölgede başlamış olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Suriye’deki Yönetim Beklentileri
Fidan, Suriye’deki yeni yönetimden beklentileri hakkında da şunları kaydetti: “Suriye’deki yeni yönetimin artık bölge için bir tehdit oluşturmaması, terörizme asla yer vermemesi, özellikle DEAŞ ve PKK gibi gruplara karşı net bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Ayrıca, ülkedeki azınlıklara iyi muamele edilmesi, kapsayıcı bir hükümetin kurulması ve ülkenin toprak bütünlüğü ile siyasi egemenliğinin tam olarak sağlanması şarttır. Bu taleplerimizi uluslararası toplum ve bölge ülkeleri olarak Suriye yönetimine ilettik ve şu anda hangi ülkeye gidersek gidelim aynı konuları konuşuyoruz.”
Türkiye dahil hiçbir ülkenin özel olarak yeni yönetime talepler iletmediğini belirten Fidan, Suriye halkının iyiliği için bölge ülkelerinin istikrarına katkı sağlayacak bir yönetim beklediklerini ifade etti.
Silahlı Grupların Bir Araya Gelmesi
Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin önündeki en önemli meselelerden birinin tüm tarafların bir araya gelmesi olduğunu vurguladı. “Ülkedeki silahlı grupların artık tek bir ordu çatısı altında toplanması ve yalnızca tek bir meşru devlet organının silah taşımaya ve güç kullanmaya yetkili olması gerekmektedir. Bu, modern devletler için geçerli bir durumdur. Farklı otoritelere bağlı birden fazla silahlı grup olması, iç savaş zeminini oluşturur ve bu kabul edilemez.” dedi.
Bu grupların yeni dönemde milli ordu altında bir araya gelmesinin önemine dikkat çeken Fidan, Türkiye’nin bu süreçte yapıcı etkisini en üst düzeyde kullandığını belirtti.
Türkiye’nin Stratejisi
Kuzeydeki grupların sayıca en yüksek olduğu bilgisini veren Fidan, “80 binden fazla silahlı unsurun bulunduğu Türkiye’ye yakın gruplara, ‘Gidin milli orduya katılın, milli ordunun parçası olun. Ülkede düzensizlik çıkmasına izin vermeyin.’ dedik. Umarım güneydeki gruplar, Suveyda ve Dera’da da benzer bir yaklaşımı benimser.” ifadesini kullandı.
İsrail’in Suriye Politikaları
İsrail’in Suriye’ye yönelik politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Fidan, “İsrail’in Suriye’de İran ve İranlı milisler varken izlediği politikanın gerekçeleri ile şimdiki politikasının gerekçeleri arasında bir çelişki var. Önceki politikanın bir zeminine vardı ama şu anda o zemin kalmadı. Yeni yönetim, ‘Biz kimse için tehdit olmayacağız’ demesine rağmen, İsrail’in Suriye’de bir kara işgali başlatması ve askeri unsurlarını buralara yerleştirmesi, tabii ki bir provokasyon olarak nitelendirilir.” dedi.
Fidan, İsrail’in bu yaklaşımının askeri ve siyasi olarak tehlikeli olduğunu belirtirken, başta Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Türkiye ve Irak olmak üzere bölge ülkelerinin buna karşı çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini vurguladı.