Denizden İlham Alan Bir Metal Heykel Sanatçısı: Mücahit Diyar Arız’ın Atölye Serüveni
Denizden ilham alan bir metal heykel sanatçısı Mücahit Diyar Arız’ın atölye serüvenini keşfedin; dalgaların gücüyle şekillenen benzersiz eserler.
Eskişehir’de yaşayan 22 yaşındaki metal heykel sanatçısı Mücahit Diyar Arız, baba mesleği balıkçılıktan aldığı ilhamla hurda metalleri kullanarak deniz canlılarının heykellerini ortaya çıkarıyor. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden bu yıl mezun olan Arız, Eskişehir Baksan Sanayi Sitesi’ndeki atölyede
asistanlık yapmaya başlayan Mustafa Tuğrul gibi bir ustanın yanında çalışmalarını sürdürüyor.
Çeşitli sergi ve yarışmalara katılmak için hurda metalleri kullanarak yaratımlarını şekillendiren Arız, çocukluğundan beri balıkçılıkla iç içe olması nedeniyle eserlerinde deniz canlılarını tema olarak öne çıkarmaya karar verdi. Tasarımdan üretime uzanan süreçte öncelikle çizimlerini somutlaştıran sanatçı, ihtiyaç duyduğu malzemeleri temin ederek heykellerini hayata geçiriyor. Ayrıca çoğunlukla deniz temasını işleyen bu çalışmalarında düz metal plakalarla da zenginleşen kompozisyonlar oluşturuyor.
Fener balığından deniz atına, kılıç balığından denizanasına kadar 23 farklı deniz canlısını farklı boyutlarda metal formunda betimleyen Arız, yakın hedefleri arasında kişisel bir sergi açmayı bulunuyor. Eserlerini bir araya getirerek ziyaretçilerle buluşturmayı amaçlayan sanatçı, deniz temasını sürdürmeyi ve bu tema üzerinden mimari bir atmosfer yaratmayı planlıyor.
AA muhabiri Yavuz Emrah Sever’e konuşan Arız, hurda metallerden ürettiği eserlerde sevdiği konuları temel almayı tercih ettiğini ifade etti. Deniz temasını ana omurga yapan çalışmalarıyla balıkçılık arzusunu bir araya getirdiğini belirten Arız, şu sözlerle duygu ve motivasyonunu paylaştı: “Baba mesleğimiz olan balıkçılıkla iç içeyim. Balık figürleri yapmaktan mutluluk duyuyorum. Bu yaklaşım, malzemeyi hızlı tanımama ve üretim sürecini kolaylaştırıyor.”
‘Kişisel sergimi deniz temasıyla açmayı planlıyorum’ diyen Arız, ziyaretçilere suyun altındaymış gibi bir deneyim sunmayı hedefliyor. İnsanların yaşamlarını sürdürmesinde denizin sürekli rolüne vurgu yapan sanatçı, yurt dışına da çalışmalar götürmeyi arzuluyor ve karma sergiler yerine kendi sergisini görmek adına heyecanını dile getiriyor. Bazen kendi iç dünyasında planlar yaparken bile bu heyecanı hissediyor.