DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Darülaceze’nin 130 Yıllık Şefkat ve Aile Yuvasi Misyonu

Darülaceze’nin 130 yıllık şefkat ve aile yuvasi misyonu, yardım ve dayanışma ile toplumumuza hizmet eden köklü bir kurumdur.

05.05.2025
A+
A-

Kuruluş ve Tarihçe

Kurulduğu günden bu yana, farklı hayat hikayelerine sahip binlerce insanı ağırlayan Darülaceze, 130 yıl boyunca aile ve şefkatin simgesi olarak toplumumuza hizmet etmektedir. 1895 yılında Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in emriyle kurulan bu kurum, özellikle ihtiyaç sahipleri, yaşlılar ve engellilerin yaşam kalitesini artırmak amacıyla inşa edilmiştir. Sadece İstanbul değil, ülkenin dört bir yanından gelenlere de kapılarını sonuna kadar açan Darülaceze, uzun yıllar boyunca güven ve sevgiyle hizmet vermiştir.

Tarihsel ve Sosyal Önemi

İstanbul dışından da gelenlere sıcak karşılıklar sunan Darülaceze, toplumda dayanışmayı güçlendiren önemli bir merkez olmuştur. Kuruluşunun üzerinden geçen yaklaşık 130 yılda, pek çok farklı hayat hikayesine tanıklık edilmiştir. Bu kurum, Osmanlı’nın son dönemlerinden günümüze, insanların yaşam koşullarını iyileştirme yolunda önemli bir sosyal sorumluluk projesi olmayı sürdürmektedir.

Hikâyeler ve Güncel Durum

Yaklaşık 18 yıldır Darülaceze’de kalan 62 yaşındaki Havva Balcan, kendi hayat hikayesini bizimle paylaştı. Balcan, gençlik yıllarında Darülaceze’nin önünden geçtiğini ve bu kurumun ne işe yaradığını anlamadığını belirtti. Büyüdükçe yaşadığı sağlık sorunları ve ailesinin durumu nedeniyle burada yaşamaya başladı. Kendi anlatımıyla, “Buraya gelmeden önce, buranın neresi olduğunu bilmiyordum. Eniştem ve beyimin açtığı dükkanlar battı. Ben de beyin kanaması geçirdim, 29 gün komada kaldım. Uyanınca, ne ağzım tutuyor, ne de bacaklarım. İki yıl annemlerde kaldım. Sonra tekrar beyin kanaması geçirdim ve hayatım değişti. Kocamdan ayrıldım ve buraya geldim,” dedi.

Aile ve Kişisel Hikâyeler

Kendisinin bir kızı ve bir oğlu olduğunu anlatan Balcan, “Kızım hemşireydi, kocası da mühendis. Bir oğlu ve bir kızı oldu, oğlum 8 yaşında, kızım ise 10 aylıktı. Ne yazık ki, hemşire olan kızım kendisini vefat etti,” ifadelerini kullandı. Ayrıca, ailesinin memlekette kilimcilik yaptığını, kendisinin çocuk yaşta ipliklerle ve dokuma tahtalarıyla ilgilendiğini belirtti. Şu an Darülaceze’deki atölyede kilim dokuyarak vakit geçiriyor ve şunları söylüyor: “Burası olmasaydı, nereye giderdim? Annem ve babamı kaybettim, kimsesiz kaldım. Ama burada, hayatın anlamını ve kıymetini öğreniyorum.”

Gençler ve Toplumsal Mesajlar

Burada 12 yıldır kalan 69 yaşındaki Recep Taşyürek, kaza sonucu görme yetisini kaybettiğini ve bu nedenle iş bulmakta zorlandığını anlatıyor. Gençliğinde Darülaceze’nin önünden geçtiğini ve kurumun askeriye zannettiğini ifade ederek, “Allah devletimize zeval vermesin. Burada benim gibi kimler var ki dışarıda üç gün yaşayamaz? Devletimiz bize sahip çıkıyor. Gençler, devletlerine sahip çıkmalı,” diyor.

Değişmeyen Değerler ve Günümüz Perspektifi

6 yıldır Darülaceze’de kalan 82 yaşındaki Basri Değer, kurumun önemine vurgu yapıyor ve “Bana ‘Abdülhamit nur içinde yatsın’ demek düşer. Burada camisi, havrası ve kilisesi var. Ben hiçbir toplumda böyle bir yer görmedim. Mekanı cennet olsun,” diyerek duygularını paylaşıyor.

Kaynak: AA / Fatma Nur Duman – Güncel Kültür Sanat

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.