DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Çorum’da Geleneksel Bakır Sanatını Yaşatan Usta: Murat Yanar

Çorum’da geleneksel bakır sanatını yaşatan usta Murat Yanar’ın ustalığını ve benzersiz eserlerini keşfedin. Türk sanatının köklü mirası burada hayat buluyor.

20.07.2025
A+
A-

Çorum’un kalbinde, Kalaycılar Arastasında, 72 yaşındaki deneyimli zanaatkar Murat Yanar, yarım yüzyıla yakın süredir tutkulu bir şekilde sürdürdüğü bakır ustalığını, adeta bir sanat harikası haline getiriyor. Çocukluk yıllarından beri çeşitli el sanatlarına ilgi duyan Yanar, bakır işleme sanatını hayatının merkezine koymuş ve bu alanda eşsiz eserler ortaya koyuyor.

Başlangıçta bakır çay kazanları ve mutfak gereçleri imalatıyla başlayan kariyeri, zamanla geleneksel ve sanatsal bakır eserlerin üretimine yöneldi. Eski zamanlarda bakır termosifonlar, kazanlar ve tencereler gibi ürünlerin yapımında ustalık kazanan Yanar, mesleğinin ikinci baharını bakır sanatıyla yaşamaya devam ediyor. Pandemi ve ekonomik zorluklar nedeniyle bu mesleğin gençler arasında rağbet görmemeye başlaması, onun için büyük bir üzüntü kaynağı olsa da, bu sanatın yaşatılması için kararlı duruşunu sürdürüyor.

Sanat Aşkıyla Dolu Bir Hayat

İlkokul eğitimini tamamladıktan sonra mesleğe adım atan Yanar, kısa süreliğine tamircilik yaptıktan sonra, bakır ustalığının inceliklerini öğrenmek üzere ustasının yanında çalıştı. Ustası, bakır termosifonlar ve kahveci kazanları üretirken, onun da bu alana olan ilgisi ve sevgisi giderek arttı. Askerlik dönüşü ise, banyo kazanları ve termosifonlar yapmaya devam ederken, bakıra olan tutkusunu daha da pekiştirdi. Aynı zamanda, cami alemleri ve çeşitli dekoratif bakır ürünler de yapmaya başladı.

Ustası mesleği bıraktıktan sonra, kendi çabalarıyla teknik ve sanatsal bilgi birikimini geliştiren Yanar, bu sanat dalında yeni nesil ustalara ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Zamanla, bakır sanatıyla ilgilenenlerin sayısı azalsa da, o, geleneksel yöntemlerle ürünler üretmeye devam ediyor. Ayrıca, bakır kazanları, vazo ve çiçeklik gibi dekoratif eserler yaparken, hurda ve eski metallerden yeni sanat eserleri ortaya çıkarıyor. Bu eserlerin, nesiller boyunca yaşanıp, miras kalabilecek değerler olduğunu düşünüyor.

Sanata ve El Emeğine Duyulan Saygı

Sanatın her dalına ilgi duyan Yanar, yaklaşık on yıl boyunca heykelcilikle de ilgilendi. Bir bypass ameliyatı sonrası, doktorların bu sanattan uzak durmasını tavsiye etmesiyle, araya biraz ara vermek zorunda kaldıysa da, tekrar bakıra dönerek, üretmeye devam ediyor. Geleneksel bakır kazanların yanı sıra, eski zamanlarda yemek pişirilen ancak günümüzde rağbet görmeyen bakır kaplar, onun elinde yeniden hayat buluyor. Bu kazanları, dekoratif objelere dönüştürerek, estetik ve fonksiyonellik kazandırıyor.

Eski ve hurda gözüyle bakılan tencereler, kazanlar ve leğenler, onun ellerinde sanat eserlerine dönüşüyor. Bu eserlerin, yüzlerce yıl boyunca ayakta kalabileceğine inanıyor ve gençlerin bu sanata olan ilgisinin çok düşük seviyede olduğunu gözlemliyor. Ancak, yaşlı nesil ve bu sanatla yaşamış olanlar, onun kıymetini daha iyi biliyor. Umarım, bu değerli sanat dalının gelecek nesillere aktarılması için farkındalık yaratmak mümkün olur.

Sanat Tutkusu ve Hayalleri

El emeğine ve sanata büyük saygı duyan Yanar, ahşap oymacılığı ve oyalar gibi diğer sanatlara da ilgisi olduğunu belirtiyor. Hacı Bektaş heykelini yapma sürecinde, yaklaşık sekiz yıl boyunca heykelcilikle uğraştığını, ancak sağlık sorunları nedeniyle bu uğraşını bırakmak zorunda kaldığını anlatıyor. Kendine has bir hayali olduğunu ifade eden Yanar, çok özel ve kalıcı eserler yaparak, bunları satmadan sergileyeceği bir müze veya atölye açma hayalini taşıyor. Ancak, hayatın şartlarının buna izin vermediğini ekliyor.

Son olarak, makineyle yapılan ürünlerin, el emeğiyle hazırlanan eserlerin kıymetini hiçbir zaman takdir etmediğini vurgulayan Yanar, “Yeter ki el emeği olsun, onun değeri hiçbir para ile ölçülemez” diyor. Bu sanatı gelecek nesillere aktarabilmek ve yaşatmak adına, gençlere yönelik farkındalık çalışmalarına destek olmaya devam edeceğine söz veriyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.