DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C
İstanbul
°C
°C
°C
°C
°C

Çocuk Suçlarında Rehabilitasyonun Önemi: Nörobiyoloji ve Toplumsal Destekle Dengeli Yaklaşım

Çocuk suça karşı nörobiyoloji ve toplumsal destekle dengeli rehabilitasyonun önemini vurgulayan, ilerici ve kapsayıcı bir yaklaşımla güvenli gelecek.

24.08.2025
A+
A-

OMÜ (Ondokuz Mayıs Üniversitesi) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı üyeleri, çocukların işlediği suçlarda hapis yerine rehabilitasyon programlarının uygulanmasının daha faydalı olabileceğini vurguluyor. Çocukları cezalandırmadan önce rehabilitasyon ve destek programlarının düşünülmesi gerektiğini belirten uzmanlar, bazı davranışların cezalandırılmasının gerekli olduğunu ancak bunu makul ölçülerde yürütmenin önemli olduğunu ifade ediyorlar.

Prof. Dr. Koray Karabekiroğlu, dünya ve Türkiye’de çocuk yaşta suç işleme oranlarında artışın görüldüğünü belirtirken, “suça sürüklenen çocuk” kavramının altını çizmeyi önemli buluyor. Ergenlik dönemindeki çocuklarda davranışlara özenli yaklaşım gerektiğini söyleyen uzmanlar, yetişkinlerle aynı iradenin atfedilmesinin doğru olmadığını vurguluyorlar. Ülkeler arasında iki uç yaklaşım görüldüğünü belirten Karabekiroğlu, biyolojik açıdan çocukları masum görmek ile yetişkin gibi suçlu görmek arasında kalan dengeli bir tutum gerektiğini ifade ediyor: bazı suç davranışlarının cezalandırılması gerekir, fakat makul ölçülerde yapılması önemlidir.

Frontal korteks gelişiminin tamamlanmaması nedeniyle çocukların karar verme süreçleri ve dürtü kontrolü yetişkinlerden farklıdır; bu durum çevresel etkilerden daha çok etkilenmelerine yol açar. Hollanda gibi bazı ülkeler, çocukların nörobiyolojik durumlarına göre hukuki değerlendirmeler yaparak rehabilitasyon programlarını ön plana çıkarmaktadır. Hapis cezasının yerine rehabilitasyonun daha etkili olduğu gözlemlenirken, ceza oranlarının artırılmasının etkisini kaybettiği ve uç düşünceleri gündeme getirdiği belirtiliyor; bu durum çocukların suçlu kimliğini benimsemesini hızlandırabilir ve toplumda suçun normalleşmesine yol açabilir.

İzleyen bölümde, çocuk suçluluğunu önlemek için çok yönlü yaklaşım gerektiği vurgulanıyor. Tek bir nedene odaklanmaktansa biyolojik, sosyolojik ve kültürel pek çok boyutu kapsayan bir çerçeve benimsenmesi gerektiği ifade ediliyor. Risk grubuna yönelik üç aşamalı çalışmaların önemi şu şekilde ortaya konuyor: birincil aşamada tüm topluma yönelik bilinçlendirme, ikincil aşamada riskli aile ve çevrelerde yaşayan çocuklara destekler, üçüncüsünde ise daha önce şiddete ya da suça karışmış çocuklara uygulanacak rehabilitasyon programları.

Türkiye özelinde kültürel gelişim ve kimlik oluşumunun kritik olduğuna işaret ediliyor. Kimlik sorunları yaşayan, geleceğe dair umudu zedelenen gençler suça daha yatkın hale gelebilir. Global etkiler, kültürel değişimler ve toplumsal belirsizlikler de bu eğilimi artırmaktadır. Adalet, liyakat ve güven duygusunun zedelenmesi ile dini ve ahlaki değerlerin zayıflaması da çocukların suça sürüklenmesini tetikleyen faktörler arasında sayılıyor.

Çocukların spor, sanat ve bilimle desteklenmesi, uzun vadede en etkili çözüm olarak öneriliyor. Medyanın sorumluluğu da vurgulanarak, şiddet ve olumsuzlukların sürekli öne çıkarılması yerine olumlu rol modellerin, başarı hikayelerinin ve pozitif örneklerin öne çıkarılması gerektiği belirtiliyor. Günübirlik cezaların yerine, risk gruplarının belirlenmesi ve bireysel rehabilitasyon programlarının devreye alınması, gelecekte huzurlu ve güvenli bir toplum için kilit unsurlar olarak görülüyor. 10, 20, 30 yıl sonra toplumun güvenli ve huzurlu olması hedefi doğrultusunda, çocukların suça sürüklenmemesi için baştan önleyici adımlar atılmalıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.