Cem Özer’den ilk sözler:Ben ölmeden cenazemi yaşadım!
59 yaşındaki oyuncu, tedavisinin devam ettiği İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nde düzenlenen basın toplantısında, sağlık durumunu anlattı:
Sağlık durumum iyi, tabii ki daha iyi günlerimiz oldu. Her gün daha iyiye gidiyor. Fizik tedavi ile devam ediyoruz. Zor günler geçirdik tabii… Her şerde bir hayır vardır. Bundaki hayır da şu oldu; Benim çok sevdiğim insanlar varmış, beni çok sevenler varmış. Bunların farkında değilmişiz.
Birbirimize verebileceğimiz en büyük hediye en büyük armağan sevgimiz. Hiç ummadığım kişiler ziyarete geldi, sevgisini gösterdi, gözlerim dolu dolu oldu. Ve bir karar verdim ki, artık o insanları bırakmayacağım.
Es geçmemek lazım. Değer verdiğimiz, değerli zannettiğimiz şeyler aslında hiç o kadar değerli değil.
Damardan besleniyorum. Ülkemizin ünlü aşçılarından şeflerinden çorbalar, reçeller, hepsinin üstünde eşim ve kızımın tuttuğu notlar…
Hangi yörenin nesi meşhursa… Bu beni çok duygulandırdı.
Ben hep şey derdim Ölü seviyoruz ya… Cenazelerde gözyaşları döküyoruz… En çok ben seviyorum şovları yapıyoruz.
class=’cf’>
“Çekim sırasında oldu olay. Bir sahne vardı. Ben istasyonda kondüktör ve tarikat şeyhini oynuyorum. Koşuyorum. Orada ayı çukuru var. Bir kız oraya düşmüş. Kız da benden intikam alacak. O ayı çukuruna benim de düşmeme gerekiyor. Onun bir tekniği var ama gördük ki o teknik kurulmamış. Yönetmen ‘Cem atlar’ dedi. Bende mesleğim itibarıyla gaza geldim. ‘Gerekli önlemleri alalım’ dedim. Çalış çırpıyı kaldıralım, bunlar kırılır benim yüzümü parçalar. Düşeceğim yeri göreyim ki, usturuplu düşeyim dedim. Ben göremedim ve ayağımı çukurun karşı duvarına çarptım.
Ben bilekte ne var ne yok kırmışım. Bir sonraki gün de çalıştım, 3. Gün de çalıştım. Sahne mundar olmasın diye…
Sonra ağrılar başladı. ‘Doktora gitmek istiyorum’ dedim. Beni arabayla buraya getirdiler. Kırığın üstünde 2,5 gün çalışmam ayağımı kötüleştirmiş. O kırılan kemik içeride kasa zarar vermiş ve doku ölmüş. Ama çok şükür iyiyim. Bana çok iyi baktılar. İlgilerini üzerimden eksik etmediler.”